bugün

çok fena kafa yapar efenim. lan sanki yer gök iş dolmuş, biz bulamıyoruz aq. üniversite oku baskısı ile başlayan cinnet türünün son halkasıdır.
Aileden gelen telefonları hayatınızda ilk defa açmak istememenize yol açacak bir baskıdır.
daha üniversite bitmeden yaz tatillerinde 2 hafta önce arayıp 'gelince sana da iş ayarlıyacaz, çalışacaksın oğlum' diyen bir baba ve 4 senedir düzenli olarak her yaz çalışan bünyenin. her daim aklında olan baskı.

daha okul bitmedi ulan her yaz tatil yerine orda burda çalışıyoruz. okul açılmadan son 2 hafta ufak bir tatil yapıyoruz. ona da şükür amenna. daha kötülerini gördükçe halime şükrediyorum o ayrı.

ama şu baba paralarıyla altına arabayı çeken piç kuruları hayatları boyunca çalışmayacak oranın kirası buranın parası, babanın mirası yaşayacak adamlar hep vardır bu memlekette. hep de var olacaklardır anasını satayım.
tanım: yeni mezun olmuş birinin iş bulma süresiyle doğru orantılı olarak artan, fazla arttığında sıkıntı yaratan durumdur.

ciddi bir şekilde tanımımızı yaptıktan sonra, yavşak bir şekilde açılımımızı yapalım hep beraber. sinerji yaratmak amacıyla, "hep beraber" kalıbını kullanmaktan ötürü kendimi ayıplasam da, sempatik görünme telaşı yaşamaktayım çok değerli sözlük yazarları. ayrıca bir an önce analizime geçeyim, daha fazla yavşamadan.

hatun kaldırmaktan gına gelicek hayalleriyle gittiğiniz üniversiteyi, gerek king partileri, gerek counter şovlarıyla beş senede bitirebilmiş, yetmezmiş gibi yanaktan öptüğünüz birkaç kız dışında herhangi karısal bir aktiviteniz de olmamıştır. dört sene sonunda, "eşek bitiriyo oğlum o bölümü sen nasıl bitiremedin" tarzı eleştiriler, "hehe baba yarım dönem ya" şeklinde barajda eritilirken, o geçen yarım dönem sonunda da okul bitirilememiş, buna rağmen yarım dönem boyunca king de yenilmemiş olmanın verdiği gurur doyasıya yaşanılmıştır. yarım dönem önce eleştiri şeklinde başlayan ebeveynlerin kontraları, sağlı sollu baskıya dönüşmüştür. neyse, bi şeilde okul bitirilir, "tamam baba askerden geliyim, iş hazır" söylemleriyle aile biraz olsun yumuşatılır. lakin altı ay çabuk geçer, eve dönüş yaparsınız. askerde olmanızdan ötürü size duyulan hasret, bir ay boyunca iş bulmanızı gerektirmez. hasret bitip, gerçek dünyaya dönüş yaptığınızda, baba sol kanattan, anne sağ kanattan yaldır yaldır yüklenir üstünüze.

"sabri nin oğlu şurda işe girmiş, faik in kızı insan kaynakları müdürü olmuş" tarzında, çevrenizden flaş haberler, hep beraber yemek yerkene, anne tarafından son dakika ibaresiyle size aktarılır zaman zaman. içtiğiniz sigaranın kendi parası olduğunu haftada üç kez düzenli olarak hatırlatan baba, "zıkkım iç pezevenk baba parasıyla, çalış ne bok yersen ye" düşüncelerini sözlü olarak ifade etmez. bu iğneleme dönemi, "keşke okutmasaydım, dokuma ustası olduydu şimdi, deli para kazanıyodu" şeklinde pişmanlık dönemine girer. bu dönemde siz pek zarar görmezsiniz. yavşak gibi bütün gün bilgisayar başında entry girersiniz. babanın verdiği parayla aldığın sigara ağzında, baba ödemese kapanacak internet elinin altında sikindirik bi hayatın parçası olursun.

sonuç baskı azdır bile.