bugün

Vatanında savaş olunca canını kurtarmak için gittiğin bir ülkede orospu çocuğunun biri tarafından kucağında çocuğun varken ayağına çelme takılmasıdır buna örnek.
yürekleri dağlayan hikayelerdir.

bir gün kendini bilmez marie antoinette mi nedir bir kraliçe gelip bana,

"ekmek bulamıyorsan pasta ye pis fakir" demişti.

o çok ağrıma gitmişti.
(bkz: hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları)
Yanlış hatırlamıyosam yklaşık 10 yaşıma kadar abimin giydiği elbiseleri giydim hep. Maddi drumumuz çok iyi değildi. Öyle plastik veya demirden küçük bisikletlerden hiç olmadı bende. Babam ilk bisikletimi de hurdacıdan kırık bir tane almıştı. Sonra kendisi kaynatıp sürmeyi öğretmişti. Aynı zamanda kız bisikletiydi. Kendimi bildim bileli hep babamın yanında dükkanda çalıştım(kaynakçılık). Tatilin gelmesini hiç istemezdim çünkü haftaiçileri bana tatil gibi gelirdi. Okula gittiğime sevinmem biraz tuhaftı tabii. Şu anda 23 yaşıma geldim PC mühendisi oldum ama hâlâ da babama yardım ederim.. Sözlüğe ilk yazışım, kabul ediyorum acemiyim ama zamanla yola gelicez. Astalavista beybi..
güncel Önemli Başlıklar