bugün

17 şubat 1923 - 4 mart 1923 tarihleri arasında milli bir ekonomi yaratılması amacıyla ilk adımın atıldığı izmir'de yapılan kongredir. izmir iktisat kongresi'nin en önemli sonuçları şunlardır;
1. Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması.
2. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.
3. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.
4. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.
5. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.
6. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.
7. Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.
8. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.
9. iş erbabına amele değil, işçi denmelidir.
10. Sendika hakkı tanınmalıdır.
ayrıca yarı kamusal olarak öngörülen iş bankası'nın temelinin atıldığı kongredir.

Not: bu entry'yi; bugün vizesine girdiğim türkiye ekonomisi adlı dersin vizesinden yaklaşık 1 saat önce bir bağyan öğrencinin (bu öğrenci; iktisadi ve idari bilimler fakültesi; kamu yönetimi öğrencisi) "ay izmir iktisat kongresi çıkcakmışşş, izmir iktisat kongresi de ne ki? kızım söylesenee izmir iktisat kongresi nee?" gibi bir soru sorması üzerine girdim.
çelişki bir: kişi iibf öğrencisi
çelişki iki: kişi kamu yönetimi öğrencisi (yakın türkiye tarihini bilmesi gerekir)
çelişki üç: kişi hem de 4. sınıf öğrencisi (bu kadar basit şeyleri yalayıp yutmuş olması gerekir)
çelişki dört: dersin adı türkiye ekonomisi
çelişki beş: bahsedilen kongre; türkiye'nin ekonomisinin temellerinin atıldığı kongre
çelişki altı: bu soruyu soran kişi benim alt sınıfımdan, yani ben okulu uzattım (5. senem) bu hatun uzatmamış...

ben mi salağım, yoksa bu ve bu hatun gibi kişiler cok zeki de belli mi etmiyorlar?

bitmez oğlum paleface senin bu okul...
kongre, başlıca iki amaç için toplanmıştır:

1.kongreye katılan tüccar, çiftçi, sanayici ve işçi kesimlerinin kendilerine özgü sorun ve isteklerini bir bütünlük içinde belirleyip bu konuların hakkında siyasal yönetimin bilgi edinmesinin sağlanması.

2.yabancı sermaye sahiplerini, ekonominin gelecekte alacağı biçimi ve içinde bulunacağı durum hakkında bilgilendirmek.

dört grup (tüccar, çiftçi, sanayici, işçi) arasında en hazırlıklı ve örgütlü biçimde katılan tüccar grubuydu. kongre öncesinde istanbul'da bir milli türk ticaret birliği kurulmuş ve ayrıntılı raporlar hazırlayarak görüşlerini oluşturmuştu.

genel olarak kongrenin amacı ise yerli ve yabancı sermayeye güven vererek yatırımların doğru şekilde yapılmasının önünü açmaktır.

1923 yılı olması ve savaştan henüz çıkılmış olmasına karşın aşırı milliyetçi bir tutumdan öte ulusalcı ve mantıklı bir üslupla mevcut sorunlara yaklaşılmıştır. yabancı sermayeye ülkenin yasalarına uyduğu sürece karşı olunmadığı, aracı ve tekellere karşı çıkıldığı da kongre boyunca, katılan 1135 delege tarafından dile getirilmiştir.
Atatürk'ün türkiye'yi sovyetler gibi verimsiz bir sistemle değil dünyaya açık, çağdaş bir sistemle kalkındırılmaya çalışılacağını ilan ettiği kongre. sovyet uşaklarının anlaması beklenmez.
gün itibariyle 7. maddesi uygulanamamış kongredir.
(bkz: milli ekonomi)
izmir iktisat kongresi'nin düzenlendiği binanın şu andaki yerinde bir açık otopark bulunmaktadır ve dün olduğu gibi bugün de milli ekonomimize katkısı yadsınamaz boyuttadır.
17 şubat- 4 mart 1923 tarihleri arasında toplanmıştır.
kongrenin toplanma sebepleri:
milli ekonominin amaçlarını ve amaçlarara ulaşmak için izlenecek yöntemi belirlemek,
ekonomik bağımsızlığın yöntemini belirlemek,
milli ekonominin temellerini atmak.
kısaltması i.i.k. olup, iik şeklinde yazıldığında keskin fren sesini anımsatan kongredir.
allah vere de ekonominin frenine basıldığının bir göstergesi olmaya...
bağımsız ekonomi için ilk adım lozan'da kapitülasyonların kaldırılması ile atıldı.
izmir iktisat kongresi bağımsız, liberal ve milli ekonomiyi benimsedi.
1930'da merkez bankasınınn kurulması türk parasının yabancı sermayenin elinden kurtardı.
izmir iktisat kongresinde misak-ı iktisadi kabul edildi.
türkiye ekonomi sisteminin liberalizm olarak belirlendiği kongredir. kompradorları sevindirmiştir.
bağımsızlığa karşı ilk tökezlemeyle sonuçlanmıştır..
bir nevi boyun eğiştir..
bir teorisyenin eleştirisi var bu konu ile ilgili.. okuduğumda bir yorum daha ekleyeceğim.
başarının yalnızca savaş kazanmak olmadığını bilen liderin topladığı kongredir.

(bkz: mahmut esat bozkurt)
ingiltere nin desteğini çektiği bir ortamda anadolu dan kovulması zor olmayan yunan ordusu yenilip ülkeden atılınca , ''asalak sınıflar'' ın (fransa ve ingiltere) tehlikeye giren sömürü olanakları ''yeniden doğmuş'' oluyordu. Bu aşamadan sonra yürürlüğe konacak ekonomi politikası egemen sınıflar blokunun çıkarlarını gerçekleştirmeye yönelmesi kaçınılmazdı. Asalak sınıflar (ingiltere ve fransa) niyetlerini açığa vurmada acele ediyorlardı. Lozan barış görüşmeleri 4 şubat 1923 te kesildi. 17 şubat 1923 te izmir de izmir iktisat kongresi toplandı.

kışın ortasında aceleyle bir iktisat kongresi toplamanın bazı ''önemli'' nedenleri olmalıydı.

(bkz: paradigmanın iflası)

kongrenin amacı: yamyam devletlerin (ingiltere, fransa), işçi ve köylüleri daha rahat sömürmek için toprak ağaları ve kompradorlara güvence vermesidir.

* kongreye her ilçeden 8 kişi katılmıştır,
* 8 kişiden 3 ü çiftçidir (toprak ağasıdır).
* Tüccarlar, zanaatkarlar, işçiler, şirketler ve bankalar 1 kişi ile temsil edilir.
* kongrede toprak ağaları 8 de 3 lük bir temsil hakkına sahiptir.
* işçilerin temsili semboliktir.
* yoksul ve az topraklı köylü kitlesi hiç temsil edilmemiştir.
* kongrede çiftçi kelimesi şaşırtma amacı ile kullanılmıştır. çiftçi olarak temsil edilenlerin tümü toprak ağasıdır.

sonuç: kongre, ülke ekonomisinin emperyalist ülkelere sunulduğunun açık göstergesidir.

cumhuriyet in ilk ekonomi bakanı mahmut esat bozkurt un 1930 yılındaki şu demecine kulak verelim;

''türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. saf türk soyundan olmayanların bu memlekette tek hakları, vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. dost ve düşman, hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler." (cumhuriyet, 19 eylül 1930)

ardından da aradaki samimiyetsizliğe gözatmak açısından mahmut esat bozkurt un izmir iktisat kongresindeki şu cümlelerine göz atalım;

''Yeni türkiye ekonomi okulu nun yabancı sermayeye bir düşmanlığı olduğu sanılmasın. Türklerle aynı kanunlara ve şartlara bağlı olmak üzere yabancı sermayeye hatta başka memleketlerden fazla kolaylık göstermeye hazırız.''

ilk cümlede türk olmayanalar bu topraklarda köle ve hizmetçi, diğer cümlede resmen yabancı sermaye uşaklığı ve peşkeş.

işte karşınızda izmir iktisat kongresi...
Birinci iktisat Kongresi olarak da anılan izmir iktisat Kongresi, 17 Şubat ile 4 Mart 1923 arasında, bugün de Türkiye ekonomisinde önemli yer tutan izmir’de gerçekleşmiştir. Bu kongre, Banka-Han denilen bir binada 1135 meclis üyesi ile gerçekleşmiştir ancak bugün kongrenin yapıldığı yerde Banka-Han binası yerine açık otopark bulunmaktadır ve kongreye ithafen küçük bir anıt bulunmaktadır.
iktisat kongresi, Fransa’ya verilen ticari ayrıcalıkların kaldırılmasının ardından ülkeye ekonomide tam bağımsızlığı kazandıracak rotayı çizmek için, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra toplandı. Kongrede üstünde durulan konuların genel çoğunluğu, imtiyazların ve kapütülasyonların varlığının ülke ekonomisini derinden yaraladığı ve kaldırılması gerekliliği idi. Türkiye’de kredi meselesi, ülke içi üretimi canlandırma, gümrük vergileri ile birlikte diğer vergiler ve lojistik de tartışılan konular arasındaydı.
izmir iktisat Kongresi, Anadolu kurtuluş hareketinin ekonomik yönünü temsil etmektedir ve Lozan Barış Antlaşması’ndan dört ay önce gerçekleşmiştir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Ankara Hükümeti olanakları doğrultusunda Anadolu insanının sosyal ve ekonomik sorunlarıyla ilgilenirken, Zonguldak Kömür Havzası’nı gözden kaçırmamış ve bu konu kongreye taşınmıştır.
Kongrede alınan kararların çoğu uygulanmışsa da; özelikle tarım meselelerini kapsayan maddeler günümüzde dahi çözüme ulaştırılabilmiş değildir. Kongrede genel itibariyle ülke çapında nelere sahibiz nelerden yoksunuz belirlenmiş ve bu doğrultuda yapılması gerekenler en kısa yoldan çözüme ulaştırılmaya çalışılmıştır.
izmir iktisat Kongresi’nde alınan kararlara bakıldığında;
1) “Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir.” Bu madde derinine incelendiğinde; tütün, fındık, çay, üzüm, şekerpancarı, tahıllar, pamuk vs. gibi ülkemiz topraklarında oldukça bol yetişen besin maddelerinin fabrikalarının kurulması ve hammadderin işlenmesi istenmiştir. Buan örnek olarak, ilk kez Uşak!ta “Uşak Terakki Ziraat T.A.Ş.” 6 Kasım 1925 tarihinde kurulmuştur.
2) “El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.” ikinci madde geniş kapsamlı olarak, ingiltere’de Sanayi Devrimi kapsamında 18. yüzyılda ele alınıp gerçekleştirilen bir mevzudur ve Türkiye buna yaklaşık iki asır geç kalmıştır. Küçük tezgâhlardan ziyade, seri üretime geçmek için yapılması gereken büyük çaplı bir yenilikti.
3) “Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır.”
Birinci ve ikincinin ardından üçüncü maddede ele alınan karar, meclise hakim olan siyasi partinin sadece siyasi reformlara öncülük etmesini istememiş, politikalarında ekonomiye de yer verilmesi istenmiştir. Bu doğrultuda politikalarında ekonomiyi birinci sıraya koyan partiler, Cumhuriyet Dönemi’nde çok sonralar ortaya çıkmıştır. Liberalizm, politikası ekonomide öncülük olan siyasi yönelimlerden sadece bir tanesidir
4) “Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır.”
Bu madde doğrultusunda, sanayi alanında fabrika kurmak isteyen girişimcilere kolaylık sağlaması yönünden 26 Ağustos 1924’te iş Bankası kurulmuştur.
5) “Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir.”
Gelişmiş ülkelerin birleşik ekonomik faaliyetleri ve sendikalarına karşılık; birbirinden bağımsız fabrikalar değil, birbiriyle çıkar ilişkisi yürüten fabrikaların kurulması teşvik edilmiştir.

6) “Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır.”
Bu maddeye genel olarak bakıldığında beşinci madde ile aynı amaca hizmet etmektedir.

7) “Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır.”
Yedinci maddenin içeriği, gelişen sanayi ile paralel olarak kredi ihtiyacını karşılayacak devlet tabanlı bankaların kurulması ve kredi oranlarıyla sanayiye teşviğe dikkat çekmektir. Böylece banka da işveren de bu işten kârlı çıkacaktır.
8) “Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır.”
Ülke içinde bulunan limanlarla ve inşa edilecek limanlar arasında ulaşımı kolaylaştıracak, aynı zamanda ülke içi ticarette lojistikte kolaylık yaratacak doğrultuda mevcut demiryollarının yanında, yeni demiryolları da inşa edilmelidir çıkarımı yapılabilir.

9) “iş erbabına amele değil, işçi denmelidir.”
Bu madde, işçilerde onlara verilen önemi göstermektedir ki amele sözlük anlamı olarak gündelikle çalışan işçi demektir.
10) “Sendika hakkı tanınmalıdır.”
Sendika, her işçinin doğal hakkıdır.
emperyalizmi kovduktan sonra ülkeyi emperyalizme teslim etme kongresidir. bu kongreyle ülke kapitalist bir mecraya girmiştir. şöyle ki zaten tekelleşmenin başladığı bir dönemde kapitalist modeli uygulamak ülkeyi bağımlı duruma getirir. türkiye'nin sömürge olmadığını kim söyleyebilir. sürekli özelleştirme yapıp, aldığı parayla ithalat yapan ülke bağımsız mıdır? yarın satacak bir şey kalmayınca ne olacak? işte bunların temeli izmir iktisat kongresinde atıldı. yapanların bu işin böyle olacağını düşünmemiş olmaları, bu işin böyle olmadığı anlamına gelmez.
izmir iktisat Kongresi’nde hakimiyet-i millîyenin hakimiyet-i iktisadîye ile desteklenmesi esas olarak kabul edilmişti. Bu kongrede gümrük tarifeleri ile yerli malların himayesi ve kaçakçılığın yasaklanması, Reji idaresi ve yabancılara imtiyaz olarak verilen inhisarlara son verilmesi, şehirlerde küçük sanayi ve ticaret üzerindeki temettü vergisinin azaltılması, Teşvik-i Sanayi Kanunu’ndaki vergi muafiyetlerinin uygulanması ve kanun süresinin uzatılması da kararlaştırıldı. Alınan kararlardan devlet desteğiyle şahsî teşebbüsün teşvikine dayalı maliye politikaları uygulanacağı anlaşılıyordu. Elbette bu politikaları uygulayabilmek için öncelikle bağımsızlığa ters malî yükümlülüklerin ortadan kaldırılmasını galip itilaf Devletlerine kabul ettirmek gerekiyordu. Bu bakımdan Lozan Antlaşması büyük öneme sahipti.

kaynak: PROF.DR. ALi ARSLAN, YRD. DOÇ. DR. ABDURRAHMAN BOZKURT
liberal ekonomiyi temel alıp yerli sermaye ve yerli girişimci oluşturup devletçiliğe geçişi amaçlamıştır, bu yüzden sınıf yapısını reddetmiş ve geçiş dönemi olarak görülmüştür.
bildiri özeti gönderimi için son gün olan kongredir.
görsel