bugün
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- anın görüntüsü13
- icardi1905 silik olsun kampanyası20
- icardi190512
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu31
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı13
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi23
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- ruh okuzu8
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak14
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- sözlük kızlarının don renkleri9
- karınıza range rover alır mısınız18
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe11
dün işimden istifa ettim. öyle böyle bir iş de değildi hani. 13 yılımı vermiş ve kurumdaki en mühim ikinci adam olmuştum. iş yoğunluğu dışında her şey yolundaydı ta ki son üç haftaya kadar. son üç hafta da iş yerinin birinci adamı ve çok güvendiğim mesai arkadaşlarımda kendi işlerinden kaynaklanan sıkıntılar ve asabiyet, alay, nezaketsizlik başladı.(aslında bunlar için söylenecek ve durumlarını tek kelimede özetleyecek küfürler var lakin benim küfür dağarcığım yok.) neyse efendim. birinci hafta psikolojilerine verdim. olsun canları sıkkın insanlık hali geçer dedim, ikinci hafta güldüm geçtim, üçüncü hafta artık dayanamadım alın işinizi başınıza çalın dedim. verdim istifamı çıktım. aman Allah'ım o ne hafiflik, ne rahatlık, ne mutluluk ve o ne "gurur". işimi, geleceğimi, maddiyatımı, hayat düzenimi bir anda yerle bir ettim lakin gururluydum. eğilmemiştim ve arkadaşlarımın asla yapamayacakları bir şeyi yapmıştım. bendim bu. ben. ben. ben harikaydım.
ilk önce serbest iş yapan bir arkadaşımın iş yerine gittim. çay içtik, güldük eğlendik. sonra biraz çarşıda dolaştım falan. sonra saate bir baktım henüz 2,5 saat geçmiş lakin bana yıllar geçmiş gibi geldi. iş yerim, masam, bilgisayarım, dinlediğim müzikler, çaylarını beğenmediğim çaycılar bile gözümde tütmeye başladı. ne yapacağımı bilemedim, bırakın gelecek günleri o günü bile planlayamadım. içime çöreklendi mi bir sıkıntı. cep telefonu da kullanmıyorum ki işyerinden bana ulaşsınlar durumu öğreneyim. aklıma birden masamın kenarındaki antika dolabım geldi. o havayla işyerinden çıkarken dolabı unutmuştum. bu merakımı dindirmem için bir bahane oldu. hemen en güvendiğim arkadaşımı aradım. "ne olur gel, Allah aşkına gel. senin işler bana kaldı" dedi. baktım zavallı çok zor durumda. "tamam" dedim.(aslında Allah Allah diyordum iş yerine gitmek için) kurum amiri(birinci adam) istifamı almış lakin işleme koymamış. yavaşça yerime geçtim. hemen bir çay söyledim ve işime büyük bir şevkle devam ettim. üç haftadır burnumdan getirenlerin burnu sürtülmüş. yine de laf aramızda asıl burnu sürten ben oldum. öfke baldan tatlıdır demiş atalarımız ama sonrası çok acı.
Tüm bunlara rağmen yine de diyorum ki istifa etme duygusunu hayatında herkes mutlaka bir kere tadabilmeli aslında. hakikaten çok muhteşem bir duygu lakin çok iyi düşünmek lazım.
ilk önce serbest iş yapan bir arkadaşımın iş yerine gittim. çay içtik, güldük eğlendik. sonra biraz çarşıda dolaştım falan. sonra saate bir baktım henüz 2,5 saat geçmiş lakin bana yıllar geçmiş gibi geldi. iş yerim, masam, bilgisayarım, dinlediğim müzikler, çaylarını beğenmediğim çaycılar bile gözümde tütmeye başladı. ne yapacağımı bilemedim, bırakın gelecek günleri o günü bile planlayamadım. içime çöreklendi mi bir sıkıntı. cep telefonu da kullanmıyorum ki işyerinden bana ulaşsınlar durumu öğreneyim. aklıma birden masamın kenarındaki antika dolabım geldi. o havayla işyerinden çıkarken dolabı unutmuştum. bu merakımı dindirmem için bir bahane oldu. hemen en güvendiğim arkadaşımı aradım. "ne olur gel, Allah aşkına gel. senin işler bana kaldı" dedi. baktım zavallı çok zor durumda. "tamam" dedim.(aslında Allah Allah diyordum iş yerine gitmek için) kurum amiri(birinci adam) istifamı almış lakin işleme koymamış. yavaşça yerime geçtim. hemen bir çay söyledim ve işime büyük bir şevkle devam ettim. üç haftadır burnumdan getirenlerin burnu sürtülmüş. yine de laf aramızda asıl burnu sürten ben oldum. öfke baldan tatlıdır demiş atalarımız ama sonrası çok acı.
Tüm bunlara rağmen yine de diyorum ki istifa etme duygusunu hayatında herkes mutlaka bir kere tadabilmeli aslında. hakikaten çok muhteşem bir duygu lakin çok iyi düşünmek lazım.
ceplerinin boşalmasından mütevellit gerçekleşen hafifliktir...
parasızlıktandır.
(bkz: hayatta anlık mutluluk veren şeyler)dir. geçici bir hafifliktir. zira yeni bir iş bulunmadıysa üç beş gün sonra hafiflikten çok ağırlık ve de baskı verecek olan durumdur.
özellikle şehir dışında çalışıyor, otelde kalıyor ve mutlu değilsen,istifa ettikten sonra eve dönüş yolunda fazlasıyla hissedilen hafiflik.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar