bugün

büyük osmanlı tarihi profesörü hatta ordinaryüs profesörüdür. "osmanlı tarihi"uzmanıdır. ciltleri roman tadındadır. ele aldığı konuları tarafsız bir gözle aktarır. böle oluncada kitapları su misali okunur bitirilir.
(bkz: halil inalcık)
osmanlı tarihini cok iyi yorumlayan ve aktaran ordinaryus profesor. tarih hocasının verdiği acımasız ödevleri sıkılmadan yapmamı saglamıştır.
(1888-1977)
muazzam bir şekilde osmanlı tarihi' ni anlatan tarih profesorüdür. beş ciltlik osmanlı tarihi ansiklopedisinde osmanlı devletinin siyasi tarihiyle ilgili her bilgi bulunur.
1912de Darülfünunun edebiyat bölümünü bitirerek Kütahya idadisi tarih öğretmenliğine atandı. 1921de gittiği Ankarada, ulusal hükümetçe önce Trabzon Lisesinde, sonra Kastamonu idadisinde görevlendirildi. Öğretmenliği çeşitli okullarda sürdüren Uzunçarşılı 1926 da ilköğretim müdürü, 1927 de Balıkesir milletvekili oldu. Meclis çalışmalarının yanı sıra 1932-1938 arası istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde dersler verdi; Türk Tarih Kurumunda görev yaptı. 1950 de milletvekilliğinden ayrılarak yalnızca tarih çalışmalarını uğraş edindi. Kastamonuda çıkan Açık Söz gazetesine çıkan yazılarla adını duyurdu. ilk çalışmalarını Kütahya Şehri (1932) gibi yerel tarih araştırmalarına ayırdı. Daha sonra Anadolu Beyliklerini inceleme konusu edindiyse de Osmanlı imparatorluğunun siyasal tarihine ve devlet örgütüne ilişkin kitaplarıyla tanındı.

ORD. PROF. DR. iSMAiL HAKKI UZUNÇARŞILI (23 Ağustos 1888- 10 Ekim 1977) ismail Hakkı Uzunçarşılı, 23 Ağustos 1888 de istanbula bağlı Eyüp semtinde kendi hal tercümesinde söylediğine göre alaturka saat on birde sekiz numaralı kendi evlerinde doğdu. Babası, Uzunçarşılı Mehmet Latif Efendi; annesi Ratibe Hanımdır. ismail Hakkı Uzunçarşılı, ilk tahsilini Nişancı Mahalle Mektebinde ve Eyüpte Bahriyede iplikhane mektebinde gördükten sonra imtihan ile Soğukçeşme Askeri rüştiyesine girdi. iki sene sonra kaydını Bayezid Merkez Rüştiyesine nakletti. 1904 Ağustos ayında Rüştiyeyi bitirdi ve diplomasını aldıktan sonra aynı yıl içinde Mercan idadisinde kayıt oldu. ismail Hakkı Uzunçarşılının lise öğrenciliği II. Meşrutiyetin ilan edildiği dönem ve olaylar zinciri içerisinde geçti. Lisenin müdürü Hüseyin Cahit Bey II.Meşruriyetin ilanından sonra istanbul mebusu olmuş ve yerine müdür olarak Ali Reşat Bey geçmiştir. Ali Reşat Bey lisenin müdürü olması yanında: Tarih derslerinide okutmakta idi. Kendisi ilk defa tercüme ettiği Fransa inkılab-ı Kebirini öğrencilerine tarih derslerinde okuttu. ismail Hakkı Uzunçarşılı. Ali Reşat Beyin tarih derslerinden gerektiği gibi istifade etti. ismail Hakkı Uzunçarşılı, kaynağın az olmasına rağmen hocalarından gerekli desleri aldı. ismail Hakkı Uzunçarşılı, öğretmenlik merakına ve hevesine lise yıllarında başladı ve hayatı boyunca bu içtenliği kaybetmeden öğrenciler yetiştirdi. Uzunçarşılı 1909-1910 yıllarında mercan idadisinden mezun oldu ve yine kendi değimi ile tasdiknamesini alır-almaz eve gelip müjde vermeden Darülfünun Edebiyat Şubesine kaydını yaptırdı. ismail Hakkı Uzunçarşılı, Darülfünun Edebiyat şubesinde çok değerli hocalardan dersler gördü. Abdurahman Şeref Bey, Ali Ekrem Bey, Mehmet Akif Bey, izmirli ismail Hakkı Bey, izmirli Ziyaeddin Efendi, Hüseyin Daniş Bey, Şehbender-zade Hilmi Bey, Ahmet Hikmet Bey, Hamdullah Suphi Bey gibi değerli hocalar vardı. Ahmet Mithat Efendi, Uzunçarşılının tarih ve felsefe hocası idi.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, Darülfünunu bitirdikten sonra artık çok istediği öğretmenlik hayatına başlayacaktı. Uzunçarşılı, öğretmenlik tayini için Maarif Nezaretine müracaat etti. ismail Hakkı Uzunçarşılı, altı yüz kuruş maaşla Kütahyaya öğretmen olarak gönderildi (1912). Kütahya, ismail Hakkı Uzunçarşılının hayatında çok önemli bir yere sahiptir. ilk öğretmenliğe burada başladığı gibi Kütahya şehri tarihi hakkında topladığı belgelerden Kütahya şehrine ait kitabı Maarif Vekâleti tarafından bastırıldı. Ve bu çalışmasından dolayı Uzunçarşılıya Kütahya Meclis- i Umumisi tarafından Kütahya fahri hemşehriliği verildi. i. Hakkı Uzunçarşılı, Kütahya idadisinde sekiz sene öğretmenlik yaptı. Ancak Milli Mücadele başladığı zaman okullar tatil oldu ve sınıflarda öğrenci kalmadı. Milli Mücadele esnasında Uzunçarşılı, Kuvayi Seyyaride fahri hizmette bulunduğu gibi diğer yandan da raportörlük yaptı. 30 Temmuz 1921 tarihinde Kütahya; Yunan kuvvetleri tarafından işgal edildi. i. Hakkı Uzunçarşılı, bunun üzerine önce Eskişehire oradan da Ankaraya geçti.

Uzunçarşılı, Milli hükümet tarafından Ocak 1922 başında Trabzon Sultanisi tarih öğretmenliğine tayin edildi. Uzunçarşılı, inebolu yolu ile yeni vazifesine gitmek üzere Kastamonuya geldi. Kastamonuya gelen Uzunçarşılı, burada çıkmakta olan Açık-Söz gazetesinde yazılar yazarak adını duyurmaya başladı. Kastamonu valiliğine gelen Rafet Canıtez, ismail Hakkı Uzunçarşılıyı yazılarından tanımış ve Kastamonu lisesinde tarih öğretmeni olarak kalmasını teklif etmiştir. Uzunçarşılı, bu teklifi kabul etti ve Kastamonu Lisesinde tarih öğretmenliğine başladı. Böylece Açık-Söz gazetesindeki yazılarına ara vermemiş oldu ve makalelerini yazmaya devam etti. ismail Hakkı Uzunçarşılı, Açık-Söz gazetesinde Muallim ismail Hakkı imzasıyla yazılarını yazmakta idi. ismail Hakkı Uzunçarşılı, 1922 Eylülünde Kütahya Sultanisi Müdürlüğüne tayin edildi. Ancak göreve başlamadan önce Balıkesir Mebusu Vehbi Bey tarafından Karesi ( Balıkesir) müdürlüğüne tayin oldu ve kısa süre sonra yani 1924'de de Karasi Maarif Müdürü oldu.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, Balıkesirliler tarafından büyük sevgi gördü. Bu sevgilerine karşın Uzunçarşılı, Karesi lisesi Salnamesi, Karesi Tarihçesi, Karesi Meşahiri gibi eserleri hediye etti. Bu eserlerden dolayı ismail Hakkı Uzunçarşılıya Meclis-i Umumi kararıyla vilayet fahri hemşehriliği verildi. Uzunçarşılı, 1925 te Maarif Vekâleti Müfettiş-i Umumiliğine tayin oldu. Bu görevi kısa süren Uzunçarşılı, 14 Ocak 1926 tarihinde de ismail Hakkı Uzunçarşılı Mebusu seçildi. ismail Hakkı Uzunçarşılı öğretmenlikten başka öğretmenlik yaptığı şehirlere ait arşiv belgelerini topladı ve araştırmalarla meşgul oldu. Maarif Müfettişliği zamanında gezip gördüğü ve mesleğine ait olan belgeleri toplayarak Kitabeler ismi altında iki ciltlik kitabını yayımladı. Aynı zamanda Maarif Müfettiş-i Umumiliği ile Sivas ve çevresini gezerek gördüğü yerlerin kitabelerini Sivas Şehri adıyla kitabı Maarif Vekâleti tarafından bastırıldı.

Türk Tarih Kurumunun kuruluşunda aktif olarak görev alan i. Hakkı Uzunçarşılı, TTK nun en üretken üyelerinden birisi haline geldi. Zira TTK tarafından üç ayda bir yayınlanan Belleten Dergisinde makaleleri kesintisiz bir şekilde ölümüne kadar yayınlandı. Mustafa Kemal Atatürkün çok yakından takip ettiği tarih çalışmaları Türk Tarihinin Ana hatları yazımı şeklinde biçimlendi. Alınan karara göre geniş ve güvenilir kaynaklara dayanan bir Genel Türk Tarihi yazılacaktır. ismail Hakkı Uzunçarşılı, Yeniçağ üyesi olduğu için kendisine Osmanlı Devleti tarihinin başlangıcından 18. asır sonralarına kadar yazması için verildi. Ancak Uzunçarşılı; direk bir Osmanlı Tarihi yazımından önce Osmanlı tarihine destek sağlıcak olan ve giriş mahiyeti taşıyan Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal kitabını yayımladı. Bu eserin ardından asıl kısım olan Osmanlı Devleti tarihini yazmaya başladı. 1789 yılına kadar ismail Hakkı Uzunçarşılı tarafından, 1789 yılından imparatorluğun sonuna kadar Prof. Enver Ziya Karal tarafından sonraki kısmı da Prof. Yusuf Hikmet Bayur tarafından yazılması kararlaştırıldı.

TARiHÇiLiĞi

ismail Hakkı Uzunçarşılı, Atatürk tarafından sevilmiş, çalışmaları ve eserlerini takdir etmiştir. Bu yüzden M. Kemal Atatürk, i. Hakkı Uzunçarşılının TTK da bulunmasını istemiş ve asli üye olmasını istemiştir. Uzunçarşılı bu görevi 1931 den 1950 ortalarına kadar sürdürdüğü gibi 24 yıl boyunca da Balıkesir Milletvekilliği yapmıştır. Ancak milletvekili olması çalışmalarını ve düşüncelerini hiçbir zaman etkilememiştir. Uluğ iğdemirin deyimi ile Uzunçarşılı hiçbir zaman politika adamı olmamış, ömrünü lise hocalığından başlayarak bugüne değin tarih araştırmalarına adamıştır. Uzunçarşılı bitmez tükenmez enerjisi ve araştırma gücünün tamamını Osmanlı tarihini inşa etmekte ve doğru bir tarih anlayışının oluşmasına harcamıştır. Yine Uluğ iğdemirin Uzunçarşılının çalışma sistemini şu şekilde belirtir. Onu Ankarada aramak gerektiğinde Meclis Binasının kütüphanesinde kendisine ayrılan küçük bir masanın başında okurken ya da yazarken görülürdü. Öğle yemeklerinden sonra Ankaranın meşhur Havuzlu kahvesinde nargilesini içerken de görmek mümkün olurdu. istanbulda ise Başbakanlık arşivinde ya da Bayezid genel kitaplığının müdürü ismail Saip Efendi ondan sonrada Necati Lugalin yanında bulunurdu. En büyük eğlencesi yaz günleri on yedi vapuru ile Emirgana giderek çınar altında boğaza karşı bir nargile içmekti. Birde tiyatroyu severdi. Emirganın eski havası kalmadığı için bu zevkten de mahrum kaldı. O bir çalışkanlık örneğidir. Boş oturduğu yoktur daima okur, yazar. Uzunçarşılı disiplinli ve programlı çalışma sistemini hayatının sonuna kadar sürdürmüş ve kendisinden sonra gelecek olan tarihçilere örnek teşkil ettiği gibi tarih severlere de yol göstermiştir.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, eserleri ile yalnız yurt içinde değil yurt dışında da tanınmıştır. Her kitap ve makalesi, Osmanlı Devleti tarihinde bir boşluğu doldurmuş ve araştırmacılar tarafından pek yakından takip edilmiştir. Yayınlarının kalitesi ve araştırmalarının orijinalliği, titiz ve kritik görüşü onun daima uyanık ve canlı olan zihni faaliyetini göstermektedir. Çalışmaları Osmanlı vesikalarını ve özellikle Osmanlı tarih yazarlarını kullanarak ortaya koyduğu gibi kendisinin karşılaştığı çelişkileri eserlerime yansıtmamıştır. Karşılaştığı çelişkileri eserlerine yansıtmayan Uzunçarşılı, Osmanlı tarih yazımı problemini en iyi şekilde üstesinden gelmiştir. ismail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı tarihi yazımı boyunca arşivlerin tozlu, yıpratıcı vesika yığınları arasında geçen yorucu çalışmalar sonunda; Türk tarihini aydınlatan pek çok malzeme toplayıp bunları değerlendirerek eserlerini ve makalelerini kaleme almıştır. ismail Hakkı Uzunçarşılı, belgelere dayanan yeni bilgiler vermek bakımından, Türkiyede Türk ve Osmanlı araştırmaları sahasında yeni bir çığır açmıştır. ismail Hakkı Uzunçarşılı, yaşan boyunca Osmanlı tarihine yeni bilgi ve belgeler kazandırmasının yanında Topkapı Sarayı Müzesinde de yaşının ilerleyen yıllarında vesikaları yayınlayarak geçirmiştir. Uzunçarşılının eserleri kendisine haklı olarak Reisül Müverrihin sıfatını hak ettirmiştir. Çünkü Türk tarihçileri arasında onun kadar üretken bir ilim adamı olmadığı gibi yaşamı boyunca hiçbir zaman doğru bildiğinden ve bu durumu da eserlerinde göstermekle ilim adamının gerektirdiği özeni göstermiştir. Böylece ismail Hakkı Uzunçarşılı, Hammerden sonra dilimize en güvenilir ve tafsilatlı olan Osmanlı tarihini kazandırmış oldu. O bunu sadece kendisine verilen bir görev için değil hayat düşüncesi ve ilmi hassasiyetinden dolayı yapmıştır. Onun bu düşünceli ve problemleri yerinde çözen özelliği öğrencilerinde örnek olmuş ve Osmanlı tarihi çelişkilerden ve yanlışlardan uzak tutulmuştur.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, lise öğretmenliği zamanında, Sokullu Mehmet Paşa ve Kılıç Ali Paşa arasında geçen tarihi konuşmayı öğrencilerine Peçeviden naklederek anlatırken kendiside olaya mübalağa kattığını şöyle anlatır. Olay inebahtı Deniz Savaşından sonra, Osmanlı donanmasının yenilmesi ve Sokullu Mehmet Paşanın bu büyük yenilgiden sonra tekrar yeni bir ordu kurmak istemesinden ve Kılıç Ali Paşa ile Sokullu Mehmet Paşa arasında konuşmadan gelir. Uzunçarşılının bu hatırasını aynen nakletmek hoş bir durum olacağı düşüncesi ile bunu aynen naklediyoruz. lise öğretmenliğim zamanında Sokullunun bu sözlerini Peçevi tarihinden naklen mektep kitaplarında ve diğer tarihlerde görerek talebelerine anlatırken veziriazamın bu tarzda konuşmasını içimden mübalağa hamlederdim. Daha sonraları arşiv vesikalarını ve mühime defterlerini tetkik ederken bir kış esnasında yeniden bir donanıma inşasına ve bu teknelere lazım olan eşyayı tedarik için ocaklık olan yerlere yazılan ve faaliyetin takibini bir gösteren çok vesika ve hükümleri gördükten sonra Sokullunun Kaptan Paşaya söylediklerilerinin mübalağa olmadığına inandım. ismail Hakkı Uzunçarşılının Atatürk tarafından beğenilmesi ve onun sofrasında yer alması ne kadar değerli bir ilim adamı ve tarihçi olduğunu göstermektedir. Her ne kadar bazı durumlarda Atatürk ile Uzunçarşılının fikirleri uyuşmasa da ve Uzunçarşılı doğru bildiğinden şaşmaması yüzünden Atatürk tarafından kendisine ayrı bir sevgi beslemesine sebep olmuştur.

Bir ilim adamında bulunması gereken tüm özellikler, i. Hakkı Uzunçarşılı;da bulunmakta idi. Onun bu özellikleri üzerine aldığı görevde başarıya ulaşmasını sağlamıştır. Uzunçarşılının tarih anlayışını yazmış olduğu kitapların önsözlerini okuduğumuz zaman çok rahat bir şekilde anlayabiliriz. O tarihi hadiseleri olduğu dönem içerisinde incelemiş ve içinde bulunduğu mevcut düşünce akımlarından etkilenmeden ve hislerini karıştırmadan incelemiştir. Osmanlı devleti tarihine ait ola vesikaların bol olduğu dönemleri incelerden çeşitli çelişki ve yanlışlarla karşılaşmıştır. Karşılaştığı bu çelişkileri vesika ve arşiv kaynaklarını karşılaştırarak çözüme ulaştırmıştır. Arşiv vesikalarını ustalıkla ve titiz bir disiplin altında kullanması Osmanlı tarihinin medeniyet, teşkilat, sosyal ve siyaset anlayışının ortaya çıkmasına ve inşasına en büyük katkıyı sağlamıştır.

Uzunçarşılının en çok zorlandığı ve kendisinin de önsözlerde belirttiği gibi Osmanlı devletinin ilk yıllarındaki belge noksanlığının yanında 16. asır ve sonraki yüzyıllarda malzemenin bol olması, ancak; bu malzemelerinde birbiri ile çelişiyor olması Uzunçarşılıyı en çok yoran çalışmalar olmuştur. Zira belge noksanlığından çok malzemenin çok olması ve çelişkiler içermesi ismail Hakkı Uzunçarşılının çalışma mesaisini uzatmış ve diğer etütlerine nazaran çok daha fazla yormuştur. Çalışma mesaisinin uzaması, i. Hakkı Uzunçarşılıyı yorması, yıpratmasına rağmen o bitmez tükenmez çalışma gayreti ile Türk Tarihinin Ana hatları projesinde Osmanlılar kısmını en iyi şekilde oluşturmuş ve Türk tarih çalışmalarına sunmuştur. ismail Hakkı Uzunçarşılının eserlerini yazdığı dönemin düşünce ve fikir düzeni incelendiği zaman, üstat Uzunçarşılının değişik düşünce ve hissiyattan nasıl kurtulduğu ve eserlerini tarafsız modern ilim anlayışına göre yazdığı konusu çok daha hasret uyandıracak bir durumdur. Osmanlı tarihine ait yazılanların çoğu yabancı dilde olması ve batı âleminde yazılan bu Osmanlı tarihlerinin garazkâr olmasının yanında; Türk dilinde Osmanlı tarihinin yaygın ve kullanışlı olmaması Uzunçarşılıyı düşündüren ve çalışma süresini uzatan hadiselerden olmuştur. ismail Hakkı Uzunçarşılı, yirmince asra gelindiği halde Türklerin henüz islam Tarihi ve özellikle bol vesika bulunan Osmanlı Türklerinin tarihini yazmamış olmasını affolunmaz bir hata olarak görmektedir. Zira Türklerin yapmadıkları bu çalışmaları batılı âlimler yapmakta bu da onların keyfiyetlerine ve tarih anlayışlarına göre şekillenen bir durum olmuştur. Uzunçarşılının aşağıdaki görüşü Türklerin, doğru bir Osmanlı tarihine ne kadar çok ihtiyaçları olduğunu belirtmektedir. Uzunçarşılıya göre; Bazı ecnebi âlimlerin ya vukufsuzluk veya bir maksada binaen vaki yanlışlıkları, son zamanlarda memleketimizde bazı tarihi makaleler yazarak Osmanlı devletine ismini vermiş olan Osman Bey hakkındaki bütün tarihi hakikatleri çiğneyerek saçma sapan mütalaa yürüten şahısların yanında pek hafif kalır. Uzunçarşılı’nın belirtmiş olduğu bu garazkâr durum Osmanlı Devletine ne kadar ideolojik yaklaşıldığını göstermekte doğru ve hissiyattan uzak bir Osmanlı Devleti tarihi yazımının mecburi olduğunu göstermektedir.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti tarihinde yalnız bir bölümü değil; devlet içerisinde bulunan tüm branşların tetkikini ve boşluklarını en iyi şekilde saptamış ve devlet tarihini yazmıştır. Onun bu şekilde yayınlamış olduğu eserler devlet tarihinin nasıl ve ne şekilde yazılması gerektiğini öğrencilerine ve tarih meraklılarına göstermiştir. Uzunçarşılı, yayınladığı eserlerin önsözünde mütevazı bir şekilde bu eserin naçiz bir çalışma olduğunu yanlışlar bulunabileceğini ancak bu yanlışların genç tarihçiler tarafından düzeltilmesini gerektiğini rica ve teşekkür etmektedir. Tabii ki bu düzeltme işlemini yapacak olanlarında konulara vakıf kişilerden olmasını da istemektedir. Çünkü Uzunçarşılı, Başvekâlet ve Topkapı Sarayı arşivinde bulunan malzemelerin ancak tasniflenebildiği ve zamanı olduğu kadarını görmüştür. Bu durum karşısında kendisinin işine yarayacak olan birçok malzemeyi de göremediğini de üzüntü içerisinde belirtmektedir. Çünkü milyonlarca vesika arasında kendisinin kullanacağı ve gerekli olan vesikaları bulup tasnif etmek yorucu ve sabırları zorlayıcı bir çalışma gerektirmektedir. Nitekim Osmanlı tarihi zaman içerisinde bulunan yeni vesikalar sonucunda değişime ve daha doğru bir Osmanlı tarihi anlayışına ulaşmıştır. Uzunçarşılının eserleri hak ettiği değeri yayınlandığı yıllardan itibaren önem kazanmış ve Halkevlerine dahi Uzunçarşılının eserleri gönderilmiştir.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, ömrünü arşiv vesikaları arasında notlar alarak ve önemli bulduğu belgeleri dergilerde yayınlayarak geçirmiştir. Yazmış olduğu makaleler dahi bir kitap hacmi bulacak kadar uzun ve Osmanlı Devleti tarihinde boşlukları dolduracak kadar önem taşımaktadır. Osmanlı arşivlerine çok önem veren Uzunçarşılı, yaşının ilerleyen zamanlarında haftada üç gün Topkapı Sarayı arşivinde arşivleri tasnif ve yayınlayarak geçirmiştir. Uzunçarşılı bir yandan arşiv tasnifi yaparken diğer yandan da dergilerde makaleler yazarak Osmanlı arşivlerini ilim âlemine kazandırmakta idi. Topkapı Sarayında bulunan Hazine-i Hümayun evrakı üzerindeki ilmi çalışmalar Uzunçarşılı tarafından kendi başkanlığında kurulan bir heyetle 5 Haziran 1957 yılında başlamıştır. Topkapı Sarayı arşivinde, tasnif edilecek olan her dosya önce ismail Hakkı Uzunçarşılı tarafından tetkik edilip tarih ve konu tespitinden sonra heyetteki diğer görevlilere özetinin yapılması için verilerek gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini bildirmekte idi. Belgeleri okumaktan ziyade zaman ve konu tespiti ismail Hakkı Uzunçarşılı için çok yorucu bir hal almıştır. Uzunçarşılı belgeleri okumakla ve tespit etmekle kalmamış özeti yapılan belgeleri de tekrar kontrol ederek gerekli ilaveleri yapmıştır. Uzunçarşılı bu çalışmalarını ölümüne kadar devam ettirmiştir. 10 Ekim 1977 yılında yine Topkapı Sarayı arşivinde çalışmakta iken kalp krizi geçiren 89 yaşındaki ismail Hakkı Uzunçarşılı, yanında bulunanlar tarafından acilen en yakın hastaneye götürüldü. Ancak 89 yaşındaki yorgun kalp arşivlerin tozlu ve yıpratıcı stresine daha fazla dayanamadı ve ismail Hakkı Uzunçarşılı Samatyadaki Sosyal Sigortalar hastanesinde arkasında yüzlerce değerli eser ve aldığı görevi başarılı bir şekilde bitirmemin mutluluğu içerisinde vefat etti.

ismail Hakkı Uzunçarşılı, daime güler yüzlü, şakacı ve sevdiklerini içten seven, cömert, sözünü sakınmayan, doğru bildiğini inandığını olduğu gibi söyleyen bir insandı. ismail Hakkı Uzunçarşılının hanımı Çandarlı Vezir sülalesinden geldiği için hanımına bir sevgi göstergesi olarak aynı zamanda da daha önce hiçbir araştırma yapılmamış olmasından dolayı bu aile için bir eser yayınladı. Çandarlı vezir ailesi olarak kaleme aldığı kitabının sonunda ailenin soy ağacını ekleyen Uzunçarşılı hanımının hangi soydan ve kimlerden geldiğini de burada göstermiştir. 1940-1950 yıllarında kaleme aldığı eserler bugün dahi Osmanlı tarihi okuyanların temel başvuru kaynağı olma özelliğini taşımaktadır. Seneler geçmesine rağmen hala Uzunçarşılının eserlerine paralel eserler çok az ortaya çıkmıştır.
osmanlı devletinin saray teşkilatı adıyla kaleme aldığı eser okullarda ders kitabı olarak okutulması gereken büyük tarihçi.
kitapta saray teşkilatında yer alan tüm görevlilerin çalışma şartları,maaşları,vs. tüm bilgileri göstermiş, topkapı sarayını metre metre anlatmış, padişahın yemek listesini yazmış, vs. daha bir ton bilgi, tarih kurumu yayınlarından 12 tl alın okuyun.
türkiye'de osmanli tarihi üzerine en önde gelen otoritelerden biri olan akademisyenimizdir. osmanlı tarihi üzerine yazdığı ciltler dolusu eseri ttk tarafından yayınlanmıştır.
büyük osmanlı tarihi'nin 6 ciltlik ilk kısmının yazarı, ordinaryüs titri taşıyan büyük tarihçilermiziden.

6 ciltlik osmanlı tarihi tarihçiler için en mühim kaynaklardan biri olsa da taraflıdır. taraflılığını anlamak için ikinci ciltteki çaldıran savaşı ve anadolu'da kızılbaş faaliyetleri kısmını okumak yeterlidir. adı geçen noktalarda tamamen osmanlıcı hatta sünni mollası gibi davranmıştır üstat. bu bile eserinin bilimselliğine gölge düşürmeye yeterlidir.

bütün ilköğretim ve lise hatta üniversite tarih kitaplarının bibliyografyasında yer alan bir eser bırakmıştır uzunçarşılı, ancak bu taraflı anlatımı nedeniyle bütün aşamalarda eğitim sistemimiz yalan yanlış bir tarih bilgisiyle donatmıştır insanlarımızı.
allame. ayrıca ismi çok karizmatiktir.
illaki okunmalı ordinaryus.
Halil inalcık'tan sonra osmanlı tarihi üzerine en önemli araştırmaları yapmış tarihçidir.
arşivde çalışırken ölmüş gerçek bir osmanlı tarihçisidir. hocamız* öldükten sonra kızının kütüphanesini parasızlık yüzünden amerika da bir üniversiteye sattığını söylemişti. osmanlı tarihini mükemmel bir şekilde anlatan eserini talebesi enver ziya karal tamamlamıştır.
cumhuriyetin yetiştirdiği en büyük 2 tarihçiden biridir. diğeri ise halil inalcık'tır. hoş ikisi de dünyaya osmanlı vatandaşı olarak gelmiştir. hele uzunçarşılı cumhuriyet kurulduğunda 35 yaşındadır. hasıl kelam böyle bir allamenin daha geleceğine inanmıyorum. kendisi arşivde çalışırken vefat etmiştir.*
Osmanlı tarihi ordinaryüs profesörü. osmanlı tarihi konusunda uzmandır ve objektif olarak inceler. araştırmaktan öğrenmekten hiçbir zaman bıkmamıştır. Zamanında ismail Hakkı Uzunçarşılı kütüphaneye gider sabah akşam araştırır öğrenir, araştırır öğrenir sürekli okur öğrendikten sonra kütüphaneden çıkarak merdivenlerin önünden geçen kişileri durdurarak o gün öğrendiklerini anlatmaya başlarmış bu kişiler fukara ise üstüne birde para verirmiş. Böylece hem öğrendiklerini paylaşır hemde aklına tekrar ederek unutmayı geçiktirirmiş. Osmanlı tarihinde 1 numaradır.
bir aralar milletvekilliği de yapmış tarih duayeni akademisyenimiz. hatta murat bardakçı'nın rivayetine göre milletvekili iken bir seferinde meclise gittiğinde ismet inönü ile karşılaşmış ve kendisinden "biz seni tarih çalış diye mebus yaptık, ne işin var senin mecliste?" şeklinde bir ayar yemişliği vaki imiş.
osmanlı tarihi konusunda sağlam otoritelerden biridir.
eserlerinin mutlak surette herkesin edinmesi gereken tarihçimizdir.
kendisi milletvekili olduğu zamanlarda ismet inönü onu görmüş ve demiştir ki, -hoca sen ne yapıyorsun burada ? -vekilim efendim. -sen niye vekil oldun? git tarih yazsana. böyle bir muhabbet geçmiştir aralarında. alıntı: tarihin arka odası.
büyük osmanlı tarihçisi. ordinaryüs profesör. osmanlı tarihi isimli kitabı 5,6 ciltlik bir eserdir. bu eser yazılan en iyi osmanlı tarihi değil ama bir türk'ün yazdığı en iyi osmanlı tarihidir.
osmanlı tarih profesörü. türk milletine bıraktığı mükemmel eserler için ona ne kadar teşekkür etsek az. bu kadar tarafsız, güvenilir kaynaklara bağlı bir osmanlı tarihi hiç bit türk tarafından yazılmamıştır. değeri bilinmiyor ne yazık ki.

misal, en iyi osmanlı tarihçisi denildiğinde genellikle popüler isimler zikredilir, oysa ki alanında birçok kişiye göre en iyi olan ismail hakkı kimsenin aklına muvaffak olmaz.

o değil ondan bahsederken onun üslubunu kullanmışım istemeden. *
Boğaziçi Tarih bölümü hocalarından Yavuz Selim Karakışla'nın dersini alırken zikredilmişti adı. Yanlış hatırlamıyorsam hocamız şöyle demişti "Whatever I know, I learnt it from Inalcik and Uzunçarşılı" (Ne biliyorsam, inalcık'tan ve Uzunçarşılı'dan öğrendim). Tabi bu mübalağa içerir, zira bizi bu ismin önemi hakkında uyandırmak için denmişti.
oldu görürsek söyleriz .
degerli bir tarih profösörü.
Maşallah ismi resmen 15 temmuz şehitleri köprüsü gibi. Acaba üniversite sınavına girerken nasıl sığdırmış kutucuğa soyismini.*
Onu sıradan insan okuyamaz,bilgi birikimi lazım akademik boyutta,roman okur gibi okunmaz.
(1888-1977) osmanlı tarihi adlı eseriyle tanınan ordinaryus tarihçi.