bugün

demirel'in beyanatına göre 28 şubat sürecinde askeri darbeyi önleyen kişidir. altını kontrol etmekte zorlansa da darbeyi önlediği söylenir. lakin tamer korkmaz beyefendi tüm bu söylemlerin bir "yanıltma" olduğunu söyler. bana sorarsanız "bu adam iyi adammış" derim, ama ne biliyorum ki!?
küçükken * terörist zannettiğim şahıs. *
ergenekon için sert yorumlar yapmış ve orduyu yıpratmaya çalışıyorlar ordu bölünürse ülke de bölünür demiş eski orgeneraldir.*
günümüzde 'encümen-i daniş'adlı örgütün üyeliğini yapan eski genelkurmay başkanıdır. yakın zamanda kendisine ait olduğu bahsedilen ses kayıtlarıyla, günümüz siyasetine yön vermeye çalıştığı iddaa ediliyor. bahsi geçen kayıtta paşamız;

'Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesi için 376'yi bulamazlarsa bu iş bitiyor.
Mumcu zaten teklifi yapan pezevenk kendisi..
Ben şeye girme dedim Cumhurbaşkanlığı seçimine..
'Kesinlikle girme' dedim. Girmedi. O olmadı. O girseydi seçiliyordu. Abdullah Gül olmadı gaye oydu. (...)
Teşekkür ettim Sabih Kanadoğlu'na, gece konuştuk 45 dakika kadar, ne olacak dedim.
'Valla kötü istikamete gidiyorlar' dedi.
'Ancak' dedi 'bazı şeyler olabilir.' (...) Genelkurmay'ın düşünmesi lazım.
Bu işi bir tek şey Silahlı Kuvvetler temizler artık. Eğer şu seçimlerden de başarılı olunmazsa Silahlı Kuvvetler'in bunu halletmesi lazım...'

paşamız ne hoş ne de güzel konuşup yorumluyor.. üçüncü şahıslardan pezevenk die bahsedip, genelkurmay tarafından temizlenmesi gereken 'iş' lerden bahsediyor. valla bizde merak ediyoruz sevgili paşa hz.leri bu 'iş'leri.
(bkz: sen sus gözlerin konuşsun)
http://www.nethaber.com/T...e-Ismail-Hakki-Karadayiya
http://www.memurlar.net/haber/133000/
http://akmedya.blogspot.com/2009_02_01_archive.html
http://www.bugun.com.tr/v...3650-haberin-videosu.aspx
(bkz: ismail hakkı karadayı)
taşaktan ibaret g kur bşk.
28 şubatın genelkurmay başkanı.
hüseyin kıvrıkoğlu ile birlikte gözaltına alınabileceği konuşulan eski genelkurmay başkanı.
görsel
görsel
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu'na ifade vermiş, emekli genelkurmay başkanı.
yorumsuz.

--spoiler--
Milliyet'in haberine göre, “Merhum Erbakan ‘kanlı mı olacak kansız mı’ dediğinde yavaş yavaş asker olarak korktuk. Pompalı tüfeklerin bazı yerlerde toplandığı bilgisi vardı” diyen Karadayı’nın, o dönem kapalı kapılar ardından yaşananlara ilişkin açıklamaları tutanaklara şöyle yansıdı:

Tarikat liderlerinin, sarıklı, cüppeli, sakallı, şalvarlı, rejim karşıtı bazı görüşleri Başbakanlık şeyine intikal etti. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde rejim karşıtı vaazlar verilmeye başlandı. Bunlar tabii bizi üzdü, Türkiye’yi üzdü. Yollarda trafik kesilmek suretiyle namaz kılmalar başladı. Sincan’daki Kudüs Gecesi, Filistin halkına destek yönünden çıkıp rejim karşıtı olaylar haline döndü. Orada televizyon habercisi bir kadın da dövüldü. TSK’ya dinsizlik iftiraları atılmaya başlandı. Her kışlada cami olmasına rağmen her nedenle asker dinsiz çıktı ortaya. Aczimendiler’in Ankara yürüyüşü çıktı ortaya. Çeşitli cemaatlerin laikliğe aykırı beyanatları var.
Ters zamanda ters iş, ters rastlantı. Şimdi orada Sincan olayları oluyor bir de, tanklar oradan geçiyor. Darbe söylentileri ortaya çıktı. Bu tankların yürüyüşünden benim haberim yoktu. Sayın Cumhurbaşkanı’na bunu söylemiştim. Sonra öğrendim ki tanklar oradan geçer ve Askeri Havaalanı var ya, oranın NATO’yla irtibatı olurmuş, zaman zaman oraya gider eğitim yaparlarmış. Tanklar o gün geç gitmiş. Çünkü tanklardan birisi arıza yapmış. Tanklar yürüdü ama bunun sebeplerini kimse bilmiyor.
islam Birliği lafları çıktı. insanlar, ‘Türkiye nerede gidiyor’ diye düşünmeye başladı. Merhum Başbakan, ‘bunlar fasa fiso” dedi. ‘Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık’ eylemleri çıktı, ‘mum söndü oynuyorlar’ denildi. ‘Gulu gulu dansı’ lafı ortaya çıktı. Sonra gene bir ifade ‘kanlı mı olacak, kansız mı olacak? Bu rejim kanlı mı değişecek, kansız mı değişecek?’ Bu çok vahim bir ifade. Ne demek, ‘Kanlı mı olacak, kansız mı olacak?’ Tabii, ‘kadayıfın altı kızardı, kızarmadı’ lafları var. Bu arada tabii, dış etkileri de görmeye başladık ama biz yavaş yavaş asker olarak korkmaya başladık. Allah korusun, PKK durmuş, bitmiş, yeni başta bir iç huzursuzluk çıkarsa, biz bundan korkuyoruz. Partiyle, şununla bununla alakamız yok, bir şikayetimiz de yok, davam ediyor biz ama bu şekilde söylemler, bu şekilde eylemler bizi rahatsız ediyor.
Ondan sonra, ben Sayın Başbakan’a, rahmetliye dedim ki; ‘Efendim, bu konularda basında, şurada burada askeri siyasete çekecek çok baskılar, görüntüler var. Bizi, askeri siyasete sokmayın ve o görüntüyü ortadan kaldıralım. Başbakanlık’ta bir grup kurun, o grup onları ifade etsin, artık bundan sonra biz ancak gelen raporları size göndeririz...
(“Çevik Bir, sizin adınıza konuşanlar diyor ki ‘bu bir postmodern darbedir’. Öyle mi” sorusu üzerine) Postmodern darbe ifadesini kullanan fevkalade aptalca bir ifade kullanmıştır. Hani bazı insanlar vardır, ileri çıkmak, önde görünmek şeyi... bunu kim çıkarttı, nereden çıkarttılar hâlâ hayıflanırım ve üzülürüm.
Batı Çalışma Grubu diye bir grup yoktu. Yani ismi böyle yani Batı Çalışma Grubu diye bir grup. Şu anda dava meselesi, fazla konuşmak istemiyorum. Fişleme meselesini de ilk defa duyuyorum. Dava açıldıktan sonra duydum, şaşırdım kaldım. Güven Erkaya’nın Meral Akşener’i tehdidinden haberim yok.
--spoiler--

http://www.ntvmsnbc.com/id/25366580/
son beyanatıyla come on let's twist again müziğine uygun figürler sergilemiş eski türkiyenin son genel kurmay başkanı.

aslında batı çalışma grubu yokmuş, tanklar da bak şu allahın işine tesadüfen servise bakıma gidiyorlarmış da o yüzden o sırada oradan geçiyorlarmış, asker olarak erbakandan (rahmetli bile demiş) korkmuşlar, tsk dinsiz değildir demiş, fişleme ise hâşâ hiç yokmuş. postmodern darbe mi, tüü terbiyesiz, hangi aptal etmiş o lafı? yozdil hasbelkader islamcı olsa bu duruma ne güzel bi yazı attırırdı şimdi...

yani paşam bari zekamıza hakaret etmeyin. gören de onyıllar öncesi sanacak. alt tarafı 15 sene ve hepimiz bilfiil yaşadık işte neyin kıvırtması bunlar. biriniz de delikanlıca çıkıp da "yaptık arkadaş, durumu iyi görmedik, kendimizce bi çözüm yöntemi olarak yaptık, velhasılı "zamanın ruhu" o zamanlar öyleydi" deyip hatasıyla sevabıyla sahiplenin icraatınızı. o zamanlarki kudretiniz olmayınca bakıyoruz laflardaki kudret de gitmiş. yazık... ne demişler atalar, yiyemeyeceğin hıyarı eline almayacaksın. aslında tam olarak böyle dememişler o atalar ama her doğru da her ortamda söylenmez şimdi...
atatürk ün elde silah üstte üniforma ile siyaset yapılmaz söyleminden habersiz insandır.
görsel
tutuklama istemi ile mahkemeye sevkedilmiş genelkurmay başkanıdır.
28 şubat süreci ile alakalı tutuklamaların başladığı günden beri kendisini bir çok defa ifade etme fırsatı buldu. mecliste konuştu, basına beyanatlar verdi. hiçbirinde de kamuoyunu doyuracak önemli bir açıklama yapmadı. duymadım, bilmiyorum, öyle bir şey yok gibi kaçamak cevaplar verdi. sonunda herkesin beklediği malum son onu da geldi buldu.

kendisi için kendisini savunacak tek bir argümanı olmadığı için üzülüyorum, devranın döndüğü ve keserin sapı ile birlikte birilerinin bir yerlerine kaçtığını görmekse beni muazzam mutlu ediyor. bu millete çektirenler hakettiğini buluyor yavaş yavaş.
serbest bırakılan eski genelkurmay başkanı.
görsel
görsel
görsel
görsel
efendim batı çalışma grubu brifingi veren bu şahsiyet ifadesinde bçg mi o da ne hatırlamıyorum diyebilmiştir.
zorunlu tanım: postmodern darbemizin baş aktörlerinden paşa.
görsel
ibrahim özdabakın çizdiği karikatür:
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel