bugün

namaz kılmak, oruç tutmak zor gelince bir tarafından element uydurmaya başlayanların söylediği saçmalık işte.
bu tarz başlıkların altına onlarca entry girdim, yazmadığım zamanlarda içimden isyan ettim.

artık son sözüm inanmamayı bile beceremiyorsunuz.

inanmıyorsun anlıyoruz, mantık hataları buluyorsun kendince dünyadaki tüm müslüman nufus gözünde gerizekalı, herkes eğri sen doğrusun hadi senin düşüncen tamam oda kabul.

ne diye bunları ısıtıp ısıtıp önümüze getirirsiniz onu anlamıyorum. biz inanıyoruz ve sen istediğini yaz buraya sayfalarca, senin dediklerinle değişmeyecek hiç birisi.

yeter artık...
doğmatik durumlarda mantık aramak, mantıksızlığın önde gideni... inanç yaşadıkça çözümlenir insan zihninde, uzaktan baktıkça ne desen, ne yapsan afaki...
kimsenin açıklayamadığı mantık hatasıdır.
dünya üzerinde şuanda tek doğru dinin islam olmasından dolayıdır.
(bkz: talkan katliamı)

katliamları ve onların dayanakları arkasından söylenen islam hoşgörü falan.

(bkz: cihad)

(bkz: gazve)

(bkz: senin dinin sana benim dinim bana diyip öldürmek)

(bkz: islam barış ve hoşgörü dinidir)
islamın ilk din olmamasına rağmen nasıl doğan bebekler musevi olmuyorda müslüman oluyor dedirten ve islam alimlerinin bile kıvırdıkları cevap veremedikleri mantık hatasıdır.
hristiyanlık ve yahudiliği ilahi din zanneden birinin saçmalığıdır. Bahsedilen bu dinler değiştirilmiştir ve ilahiliği yoktur. islam her ne kadar Hz. Muhammed ile geldiyse de bu dindeki anlayışın Hz. ibrahim in din anlayışından pek bir farkı yoktur.

islam inancına göre tüm çocuklar masumdur ve ergenlik çağına kadar hiçbir yükümlülükleri olmadıklarından o zamana kadar vefat ederlerse cennete gidecekleri müjdelenmiştir. ancak hristiyanlık inancına göre, özellikle katolik ve ortodokslarda, çocuk vaftiz edilmediği müddetçe ruhunun şeytanın etkisinde kalınacağına inanılır. Aradaki fark budur.
otuzuncu sûre olarak rûm sûresinin otuzuncu âyeti, resûl-i ekrem aleyhissalâtu vesselamın şahsında bütün mü’minlere hem bir davet, hem bir müjde yüklüdür.

âlemlerin rabbi, peygamberin şahsında mü’minlere “sen yüzünü hanîf olarak dine çevir”“allah’ın fıtratına ki, o insanları bu fıtrat üzere yaratmıştır. allah’ın yaratmasında bir değişme bulamazsın. işte dosdoğru din budur. fakat insanların çoğu bilmezler.”buyurur; ve sonra, ‘yüzümüzü hanîf olarak dine çevirmenin’ nasıl gerçekleşeceğini gösterir.

ebu hureyre radıyallahu anhın rivayet ettiği meşhur hadis, tam da bu gerçeğe dikkat çeker. hadisin bildirdiğine göre, efendimiz aleyhissalâtu vesselam bir keresinde “her çocuk fıtrat üzerine doğar” buyurduktan sonra, bu sözünü teyid için ashâbına “şu âyeti okuyun” demiş ve rûm sûresinin 30. âyetini okumuştur. “her çocuk fıtrat üzere doğar” buyuran kudsî nebinin âyeti okuduktan sonra söylediği söz ise şu şekildedir: “çocuğu anne ve babası yahudileştirir veya hıristiyanlaştırır veya mecusîleştirir. tıpkı hayvanın doğurunca, azaları tam olarak yavru doğurması gibi. siz kesmezden önce, kulağı kesik olarak doğmuş hayvana rastlar mısınız?” (buhârî, cenâiz 80, 93; müslim, kader 22; muvatta, cenâiz. 52; tirmizî, kader 5; ebu dâvud, sünnet 18.)

başka bir rivayette ise, peygamber aleyhissalâtu vesselamın, “doğan hiçbir çocuk yoktur ki, konuşmaya başlayıncaya kadar şu din üzere olmasın” buyurduğu bildirilmektedir.

bu ikinci rivayetin fıtrat ile islâm’ın denkliğine dikkat çekmesi dolayısıyla, türkçe metinlerde ilk hadisin ilk cümlesi genellikle “her çocuk islâm fıtratı üzere doğar” diye çevrilmiştir. halbuki, hadisin aslı bu değildir; ve bu ‘izah’ veya ‘yorum’ hadisteki asıl vurgunun gözden uzak kalmasına sebebiyet vermektedir.

gerçekte, her iki hadisin ve elbette hadisin kendisine atıfta bulunduğu rûm sûresi âyetinin bildirdiği üzere, bütün insanlar için değişmez tek bir fıtrat sözkonusudur ve o fıtrat da islâm’a, kur’ân’a birebir denk düşmektedir. yoksa, bir islâm fıtratı, yahudi fıtratı, hıristiyan fıtratı diye ayrı fıtratlar sözkonusu değildir.

ve hadisin gösterdiği üzere, anne-baba eğer çocuğun yaratılmış olduğu bu fıtratı bozmaz, tahrip etmez yahut dumura uğratmaz ise, çocuğun islâm üzere başlayan hayat yolculuğunu islâm üzere sürdürmesi mukadderdir. nitekim, hadis “çocuğu anne babası yahudileştirir, hıristiyanlaştırır veya mecusîleştirir” dediği halde, “çocuğu anne babası müslümanlaştırır” dememektedir.

demek ki, her çocuk, fıtratına hariçten bir müdahele sözkonusu olmadığı takdirde hakikati bulur ve hakka teslim olur bir vaziyettedir. anne babaya düşen ise, çocuğu ‘müslümanlaştırmak’ değil, zaten ‘müslüman,’ zira ‘fıtrat üzere’ doğan çocuğun bu saf hal üzere kalmasını sağlamak.
herkes müslüman olarak doğar. nedeni ise tek ilahi ve bozulmamış(temiz kalmış) din islamdır.eğer musevilik bozulmasa ve bütün aleme allah'ın kelamını yaysaydı hristiyanlık ve islamiyette olmazdı zaten. haa sonradan kişi ben hristiyan olacam derse kendi keyfi bilir.
Christian, Chris'i ( Hz. isa'yı ) takip edenler. Din indiğinde hristiyanlık diye bişey yoktu sonradan ortaya atılmış bi kavram. Ayrıca Müslümanlık derken yeni doğan çocuk Allah'a inanarak saf ve temiz olarak dünyaya gelir. Yoksa kundakta 'YA SABIR' çekmişliğinden değildir müslümanlığı.
islama göre nikahsız ilişkiye girmek günahtır. pekı cennete giden erkeklere verilen huriler neyin nesidir. huri değil yalnız "huriler".
şimdi örtünün diye emrediyor ya islam, e doğarken niye çıplak doğuyoruz. eyyorlamam bu kadar.
öyle bir mantık hatası islam'ın hiçbir yerinde yok bu bir. gelelim sorununa açıklıyayım şimdi yeni bir din gelince diğer bütün dinler hükmünü yitirir, semavi dinlerde bu böyledir. incil'de de geçer bu faraklit'in "efedimizin incil'de anılma şekli" geleceği buda demek oluyor ki o din gelince bu dinin hükmü kalmayacaktır. yeni bir din gelmeyeceği gerçeği de ortada duruyorken henüz tertemiz olan bebekler islam üzeredirler buda iki.
(bkz: mantık namazı)
dinde mantık aramayın abi kutsal birşey mucizelerde mantık aranılmaması gibi.
aslında olmayandır.

din gibi hassas bir konuda bu kadar kolay kanıya varılamaz.

edit: yarım saat düşünüp dinde açık bulduğunu zanneden gerizekâlı. sabaha kadar eksile. seninle oturup sabaha kadar sohbet etmek vardı da, bakma sen.
bence ilk entryden sonra başka yoruma gerek yoktur. kutluyorum bright.
daha önce de demiştim. allah dilediğini bir nimet olan mantık sahibi olarak yaratıyor dilediğini de mantık sahibi olmadan.
Gökte her şeyi yaratan biri var. Günah işlersek bizi yakacak.

Ne var bunda mantıksız olan. Bence gayet bilimsel.
islam dini sabır dinidir de ayrıca , ahiret nefesinizden daha yakındır hepimize. ancak en büyük sabır , Allah azze ve cellenin kendisine inanmayanlara karşı; onların Rabblerini ısrarla inkar etmelerine karşı ettiği sabırdır. dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin derken Allahü Teâlâ, işte en büyük hoşgörüyü iman etmeyenlere karşı göstermiş olmuyor mu onlara rahman sıfatıyla rızk vererek. islam budur; hoşgörüdür mantıktır herşeydir...
islamiyetteki en inanılmaz mantık hatası ne bok yersen ye ne günah işlersen işle sonrasında iki kelime bir cümle olan affet allah'ım denildiğinde affedileceğini zannetmektir.

yani bu hipoteze göre kendi çocuğuna tecavüz eden iblisler bile yolun sonuna yaklaştıklarını hissettiklerinde affet allah'ım derlerse affedileceklerdir.

evet en büyük mantık hatası budur.
bakmasını bilen görür. gerçekleri görmek istemiyorsun. neden mi? inanırsan ibadet etmen gerekir. inanırsan buna göre hayatına çeki düzen vermen gerekir. ama ateizm öyle mi? değil. özgürlük adı altında koy götüne rahman gitsin. ya sen bırak gerçekleri mantık hatalarını bulup millete anlatmayı, sen kendini kolla. gören görüyor.
(bkz: kıyamete kadar islam la uğraşsın diye yaratılanlar)
inananlar için bu dünya bir imtihan geçididir.
bu geçitte soru, görmeden allah'a inanmak, emir ve yasaklarına uymaktır.

ha sen diyordun ki, ben görmeden inanmam, inanmak için görmem lazım.
yani soruların cevaplarını o zorlu geçidi geçmeden istiyorsun.
iyi de evlat, o zaman sınavın ne anlamı var, geçit niye var?

tabii ki iş bu entrideki sorular inananlar içindir.