bugün

islam devriminin huzur vaat ettiğini düşünen insandır. islam devriminin gerçekleştiği ülkelerin halini görmemektedir.

öncelikle verilmesinin şart olduğu bakınızımla başlayayım:

(bkz: iran)

üniversitelerde toplu namazlar kılınıyor, üniversitelerde olması gerekirken zindanlara hapsediliyor bilim adamları. zindanlarda olması gereken katiller ülke yönetiminde.

bir adam düşünün, islam devrimini gerçekleştirenlerden. adı humeyni. tanrı'nın yarattığı varlıklardan bahsederken hamam böceğini 8. sıraya, kadının 14. sıraya koyuyor.

komşusunun tecavüzüne uğrayan kadın recm ediliyor.

"kadının yeri evidir" şeklinde naif yaklaşımlarla sosyal yaşantıdan elini ayağını kesiyorlar kadının.

kaç küsür yaşındaki kadının türbanı kaymış, saç dibi görünmüş diye devrim muhafızı kadına silah doğrultabiliyor.

kadın gece dışarı çıktığı, geceyi geçtim tek başına dışarı çıktığı için, sevdiği insanla evlenmek istediği için suratına kezzap atılarak cezalandırıyor.

islam devrimi karşıtı kızlar, cezaevlerine kapatılıyor. ailelerinden sadece doğum kontrol hapı istiyor. bazıları bakire kızlar cennete gider düşüncesiyle, önce tecavüz edilip idam ediliyor.

e nerde suratında kezzap yanıkları, vücudunda jilet izleriyle dolanan kadının huzuru? 3 yaşındayken erkekleri tahrik etmesin diye güzelim saçları bez parçasıyla kapatılan kızın huzuru? tecavüze uğrayıp recm edilen kadın mutlu mu peki? nerde kaldı yeme, içme, gezme, giyinme, yaşama özgürlükleri elinden alınan insanın huzuru?

islam devrimi huzur vaat ediyormuş, huzur ne demek biliyor musun sen?

edit: islam bireye mutluluk getirebilir belki, ama topluma getiremez.
eğer pratiğe yani uygulamaya bakacaksak komünist devrimin huzur vaad ettiğini düşünen insandan daha salak değildir.

al sana örnek (bkz: sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği)

dine dair her şey ortadan kaldırılıyor kiliselere kilit vuruluyor.

umumi tuvaletlerdeki ayrım ve kapılar kaldırıldı. iki cins de aynı tuvaleti hem de kapısız kullanıyordu. ne kadar çağdaş değil mi?

devrim karşıtlarının katli için bir an tereddüt edilmiyor. oracıkta infaz ediliyorlar.

küçük devletler birliğe katılması için zorlanıyor, işgal ediliyor.

bolşevikleştirme çabalarına dur demek isteyenleri, ikna etmenin en insancıl yolu kullanılıyor. yerli halk kırıma uğratılıyor.

bir adam düşünün eşitlik getirecek. adı lenin. devrimi yapıp burjuvazi diye, devrim karşıtı diye milyonları kurşuna diziyor.

bir devlet düşünün ki benden olmayan ölsün rejimiyle yönetiliyor.

huzur ne demek biliyor musun sen ufaklık?
*, bu düşüncelerini değiştirmesinde bu baslıktan yardım alabilecek olan yazar kişiliktir.
elbette islam huzurdur ve en önemlisi de islam'ı hayatımıza düzgün bir biçimde yerleştirebilmektir. elbette rabbimizin kuralları, bütün kural ve yasaklardan daha üstün ve daha doğrudur.

(bkz: huzur islam da)
islam din olarak bir insana huzur getirebilir ama çağımızda bir devletin dini esaslara göre yönetilmesi halka huzur yerine baskı getirir bunu anlamak ve anlamayanlara anlatmak zordur. çünkü hemen din düşmanı olmakla suçlanırsınız. dini kuralların yoruma göre değişmesi , mezhep farklılıkları , dini kural koyucuların yetersiz veya menfaatçi olması gibi bir çok nedenle dinle yönetilen devletler günümüzde sıkıntı içinde. bunu görmemek için kör olmak lazım.
saf insandır. kafasındaki islam'la, kitaptaki islam'la yönetileceğini hayal eder.
arkadaşım, rejimin adı çoğu kişiye göre çok kutsal olan ve bazılarına çok hoş gelen islam da olsa insan bir yolunu bulup çökertir onu. diktatörlük gibi, cumhuriyet gibi, sosyalizm gibi bir yolunu bulup kendi çıkarını sağlar. suudi kralının yılda bilmemkaç bin kuran bastırıp çevirisiyle kafasına göre oynadığını biliyoruz, değil mi?
sorunu ideolojilerde sanmaktan yıllardır bıkmadınız ama zaten hiç bir rejim teoride halkının kötülüğünü istemez, onu unutuyorsunuz. doğru düzgün insanlar tarafından, kendinize en ters gelen rejimle bile yönetilseniz dünyanın en mutlu, en ülkesine bağlı vatandaşı oluverirsiniz.
ben kendi adıma hiçbir rejimle huzur bulacağıma inanmıyorum. çünkü güç hırsı olduğu sürece başımızda yine birilerinin yerleştirdiği eşekler olacak.
arap hamam oğlanıdır. komünistlerden pek bir farkı yoktur. kendi kurdukları ütopya denizinde boğulurlar. zaten bir çoğu da ya sapık ya da delidir!
insanları islamı bilmemekle gayet rahat suclayabilcek boyuta tasıyacak cümle. kendi fikri dısında her fikri sacma yarım ve eksik bulan kişilikleri ortaya cıkaran hadise.
(bkz: (#4570446))
yanlış düşünmekle beraber bu düşünceyi savunanların önemli bir biçimde kısmının araştırmadan kaçan kişiler olduğunu söylemekte yarar var. misal konu olarak devrim konusu girdiğinde damarlında dolaşan ve nato'nun yetiştirdiği yeşil evlatlar olarak anti-komünist palavralarını ortaya dökerler. bunların eşlenikleri olan papazların savunduğu ve açıkça tarihsel olarak yalan olan şeyleri yazmaya utanmazlar. orada burada bir papazın kendileri hakkında olumsuz bir eleştiri getirirse en azılı hristiyan düşmanı kesilecek olan şahısların ağzından ortodoks patrikhanesi ağzıyla konuşmalar duymak bizi sevindiriyor. sevindiriyor, zira din adı altında kimlerin hangi sömürücü grupların oyuncağı olduğunu gösterebiliyorlar.

misal olarak verilen yere dönecek olursak konuyu açalım. geçtiğimiz günlerde bir rus kanalında ekim devriminin ardındandaki dönemle ilgili önemli iddialar dönmüş ve oraya katılan rfkp başkanına sorular sorulmuştur. rfkp başkanı orada aciz kalmış ancak biz açıklayalım bir şeyleri. devrimin ertesinde çarlık rejimiyle özdeşleşen tüm kurumlar alaşağı edilmiştir. yüzyılların baskısını içinde hisseden kitleler 4 yıllık korkunç bir savaşın ardından kendi öfkelerini kusmuşlardır. nitekim bu öfkede yüzyıllardır onları ölümlerden ölümlere gönderen düzenin payı aslan payıdır. ancak iddiaların aksine bu genel bir tutum değildir. dönemin arşivleri incelenecek olursa çarlık döneminde baskılanan müslümanlığa en büyük yatırım 1927 ile 1962 yılları arasında yapıldığını görürsünüz. ne ilginç ama? sanki kendinden olmayan aynı tepkiyi vermemişte bolşevikleri katletmemiş gibi konuşanlara sadece tarih bilgisi değil, akıl ve araştırmada lazım.
(bkz: huzur izlanda)
yobazlığın mutluluk olduğunu savunandır.
kimse öyle düşünmüyor, öyle düşünülmek zorunda bırakılıyor.
Din insan içindir, bireylere huzur verebilir ama devletlere asla.
Aksina bir devletin dini olursa, o devletten bir bok olmaz. Olmuyorda zaten.