bugün

senin kendi isteğinle hayatın sana verilmediği gibi senin isteğinlede sen ona son veremezsin, der risale-i nur'da, aşağıdaki alıntı ;

--spoiler--
Ey insan ve ey nefsim, muhakkak bil ki: Cenab-ı Hakkın sana in'âm ettiği vücudun, cismin, âzaların, malın ve hayvânâtın ibâhadır, temlik değildir. Yani, istifaden için kendi mülkünü senin eline vermiş, istifade et diye ibâha etmiş. Senin gibi, idare etmekten hakikaten âciz ve tedbirden cidden câhil bir şahsa temlik etmemiş. Çünkü, mülk olarak verseydi, idaresini sana bırakmak lâzım gelirdi.
Acaba en kolay, en zahir ve daire-i ihtiyar ve şuurda dahil olan bir midenin idaresini yapamadığın halde, nasıl göz ve kulak gibi daire-i ihtiyar ve şuurun haricinde idare isteyen şeylere mâlik olabilirsin?
Madem sana verilen hayat ve hayatın levâzımatı temlik değil, ibâhadır. Elbette ibâhanın düsturuyla hareket etmek lâzımdır. Yani, nasıl bir zat, ziyafete misafirleri dâvet eder. Onlara, meclis ziyafetindeki eşyadan ve ziyafetten istifadeyi ibâha ediyor, temlik etmiyor. ibâha ve ziyafetin kaidesi ise, mihmandarın rızası dahilinde tasarruf etmektir. Öyleyse israf edemez, başkasına ikram edemez, sofradan kaldırıp başkasına sadaka veremez, dökemez, zâyi edemez. Eğer temlik olsaydı, yapabilirdi ve kendi arzusuyla hareket edebilirdi.
Aynen bunun gibi, Cenab-ı Hak sana ibâha suretinde verdiği hayatı intiharla hâtime çekemezsin, gözünü çıkaramazsın ve mânen gözü kör etmek demek olan gözü verenin rızası haricinde harama sarf edemezsin. Ve hâkezâ, kulağı ve dili ve bunlar gibi cihazâtı harama sarf etmekle mânen öldüremezsin. Ve eti yenilmeyen hayvanını lüzumsuz tâzip edip katledemezsin. Ve hâkezâ, bütün sana verilen nimetler, bu misafirhane-i dünyanın sahibi olan Mihmandar-ı Kerîm-i Zülcelâlin kavânîn-i şeriatı dairesinde tasarruf etmek gerektir.
--spoiler--

(risale i nur'dan)
(bkz: emanete hiyanet etmek)
sınav bitmeden sınıftan çıkmanın yasaklanması gibi birşey bu. hayatın bir sınav olduğu varsayımından yola çıkarsak, kişinin yaşayacaklarının mutlaka başından geçmesi gerektiği ortaya çıkıyor ki bunada kadercilik deniyor.

birde intiharın kişinin allah tan ümidinin kesmesi olarak değil kendisinden ümidi kesmesi gibi algılanması daha doğru olur bence.
intihar günahtir. cünkü islam da intihar cinayettir. nasil cinayet islemek günahsa, sen allah´in yarattigi bir insani- ki kuran´a göre ilk insana melekler allah´in emriyle secde etmistir- öldüremezsin, bu insanin sen ya da baska birisi olmasi, bakis acisini degistirmez.
tüm dinlerde,değişmeyen olgulardan biri.
http://www.vekarikatur.co...ntihar-zaten-günah-ki.jpg
yaradan yasaklamış olsa da kimine göre insanın en büyük özgürlüğüdür.
iyi de cihat icin 'intihar komandolari' ne ayak oyleyse...

huriler falan gume mi gitti yoksa sayilarinda bir artis var mi?
kati emirdir. intihar edersen cehennemdesin. istersen çok iyi bir insan ol, istersen insanlık namına çok faideli işler yapmış ol fark etmez. dünyanın yarısının karnını doyursan da, intihar edersen cehennem.
intihar eden insan zaten zayıftır. yaşaması fazladan oksiljen tüketip pislik bırakmaktan başka bir işe yaramaz. onun dinince günah olması bile onu durduramıyorsa, bırakınız etsinler..
kişi kendi bedenine istediği şeyi yapmakta özgür olmalı, sonuçta intihar edenler ay çok sıkıldım diye intihar etmiyor. belli acılar ve çıkmazlar sonucu kişinin kendinde oluşturduğu acıyı yok etmek için hayatına son veriyor. acı çekmek yada bulunduğu durumu kabullenmek istememek gayet doğaldır.
(bkz: sınavdan erken çıkmak)
intihar etmek öldürür.
saçmadır. günah yazılacaksa bence anne babaya yazılmalı.
sonuçta çocuğa " biz sevişeceğiz ama sonra sen doğacaksın, bunu istiyor musun?" diye soran olmadı.
Vücudu ben kullanıyorum öyleyse kararda benim.
güncel Önemli Başlıklar