bugün

Arasıra aklına intihar fikri gelmiş olanların yazmasının diğer kişilere faydalı olacağını düşündüğüm öneri.
Lise yıllarımdan beri çektiğim aşk acılarından dolayı arada aklıma intihar fikri gelir. Bu intihar fikri bende hormonların tavan yapmasıyla güçleniyor. Bence tamamen hormonlara bağlı gelişen olayları yaşıyoruz. Sizde de benzer bir durum olduğuna eminim.
Bir arkadaşımın anlattığı bir olayla devam edeyim. ODTÜ'de makine mühendisliği derslerinden birinde hoca sorar: "Makinelerle insanlar arasındaki fark nedir?" Öğrenciler cevaplar: "Akıl." ,"Duygular." vs. Hoca en son der ki: "Tek fark biz etten kemikten yapıldık." Hocanın demek istediği kısaca hormonlara göre hareket etmesi planlanan varlıklarız. Ne salgılanıyorsa ona göre yaşarsınız.
Salgıladığımız kimyasallara göre yaşadığımız şu hayatta tek yapmanız gereken salgıladığınız şeyleri biraz yönetmeye çalışmanız. Hayat bundan ibaret. Dinlediğiniz müzikte hissettiğiniz duygular... Oynadığınız oyundan aldığınız keyif... Ettiğiniz muhabbet sonrası rahatlama... Yönetmekte sıkıntı yaşıyorsanız Türk toplumunda genel bir söylem vardır: "Zamana bırak." Tesadüflere yani zamana da bırakabilirsiniz.
Ben bu fikir aklıma gelince gerçekleştirmeyeceğimi bilirim. Ama en son ihtimal gider başka bir ülke bulurum. illa ki bir yerlerde bana göre bir şeyler bulurum. En olmadı. Gider şehit falan olurum. insanlığa bir faydam olarak ölürüm. Bunun gibi fikirleri düşünürüm. Arkamda bırakacaklarımı düşünürüm.
Demem odur ki biraz çaba, biraz zaman...
tek önerim klişe laflara aldanmamalarıdır. 'filmin sonunu görmeden salondan ayrılmayın' gibi mesela. 1 buçuk saatlik filmin son 10 dakikasında aksiyon olması, filmin kötü olduğu gerçeğini değiştirmez. siz artık dayanamıyorsunuz, kalkıp gitmek istiyorsunuz ama yanınızdaki arkadaşınız durduruyor dur bakalım belki ileride bir şeyler olur. lan diyorsunuz bu saatten sonra olmasın zaten 1 saat böyle geçtikten sonra. hayat sinema salonuna benzer yani *
(bkz: suç)

(bkz: tck)