bugün

şimdiki gibi bilgisayarların bir merkezden kolaylıkla yönetilemediği, ücretlerin elektronik olarak değil de tükenmez kalemle bir parça kağıda yazılarak hesaplandığı yıllardı.

kafe sahibi kendi masasından sizin ekranınızı açıp kapayamazdı şimdiki gibi. siz o bilgisayara bir program yüklediyseniz, o program orada silinene kadar kalırdı. şimdi ise o bilgisayara ne yaparsanız yapın, kafe sahibinin tek tuşa dokunmasıyla resetleniyor.

iş "internet" olmasına rağmen, her şeyin "manuel" yürüdüğü yıllardı.

ve benim çok da istemememe rağmen arkadaşlar tarafından hem de öss zamanı sürüklendiğim yerlerdi.

cafe sahibine dükkanın adıyla seslenirdik

- viaypi abi 17'ye oturdum
evlerde yaygın olarak bilgisayar olmadığı yıllardı. oyun oynamaya hep beraber oralara gidilirdi. okuldan kaçılınca uğrak yeriydi.
deepfrezin henüz keşfedilmediği,herkesin virüslerden korkutğu ,msn'de kız düşürme muhabbetlerinin bol olduğu yıllardı.
+half life kuruldu beyler kendine güvenen gelsin'' gözde oyunlardandı.
counter strike atmanın büyük bir haz ve zevk kaynağı olduğu yıllardı. saati o zamanın parasıyla 750 lira olan nete 1 saatlik hesap açtırtılır, toplu cs savaşı yapılırdı. kalan 25 kuruş bim'de değer kazanır ve alınan gıda maddesi tüketilerek oynanan oyunun kritiği yapılırdı.

daha eskilerde ise süre aşımı vardı, 1 liralık oturup 2 lirayı bulduğumu bilirim fifa 2002 dünya kupasında kupayı almak için. ya da fifa 2000 de...
manyaklaşırcasına crosfire bölümünde multiplayer half-life oynandığı yıllardır.
counter strike oynardık en fazla geberten dikkat çekerdi bir gururlanırdı falan bir de kız ise değmeyin havasınay dı.
mırc'ın oldugu zamanlardı. insanlar orda gönlünce kolpalar, muhtemelen gerçekte erkek olan bi kızla 5 10 dk konusunca 'lan hatun düşürdüm' muhabbetine girerdi.
çok sağlam oyunların olduğu yıllardı. bir carmageddon, king of the road, opposing force oynamanın neşe verdiği yıllardı.
milletin tüm parasını internete yatırdığı, chat kavramının tavan yaptığı, internet cafeye gitmenin sosyal bir aktivite olduğu yıllardır.
mirc ve nfs2 bunu anlatan en güzel şeydir sanırım. daha cs falan yoktu o zamanlar mircte yabancı hatunlarla konuşup ingilizcemizi geliştirmeye çalışıyoduk. 56k modem paso düşerdi vs. güzel yıllardır ama hiç teknolojik değildi. bilgisayar kullanmayı öğrenmemiz de yeter tabi.
o yıllarda filipinli kızlarla chatleşip onları cam'de soyanlar vardı. o dönemin fenomen adamlarıydı...
okuldan kaçan eve geciken dershaneye gitmeyen çocuğun, ebeveynleri tarafından elleriyle koymuş gibi bulunduğu yıllardı.

bir de bu masaya yazılan fişlerin koleksiyonunu yapan kafe sahibi görmeden masalardaki fişi saatlerce oyun oynadıktan sonra ceplerindeki uygun fişlerle değiştirenlerin olduğu yıllardı.kasada oturan kişinin farketmediğini sanarlardı.
anne babaların okuldan kaçan çocuklarına ilk baş internet kafede baktığı yıllardır. eğer oradaysa, internet kafede dövülür.
counter strike oynanirdi o zamanlar. ekran yapilirdi. sis atilirdi...
ekşi sözlükten arak başlık. anladığım kadarıyla ekşi sözlükte bahsi geçen yılların kafe bebeleri daha fazla. orada 150'ye yakın entry girilmiş buralarda çıt yok *.

birçok işsiz güçsüz insana papi chuloyu ezberleten yıllardır. perdono diye bi şarkı vardı o da çok popülerdi internet kafelerde ama onu ezberleyemiyodu aynı kişiler nedense. *
Bir internet kafeci olarak özledim o yılları fiş yoktu çay fişlerine yazardık oturuş zamanını(6 deste çay fişi 1 milyondu)
Bilgisayarlarda deep frezee(difürüz) yoktu müşteri bilgisayarın anasını ağlatırdı eski haline getirene kadar ölürdük.
Half-life vardı bide o zamanlar çok meşhurdu sürekli bu oyun oynanırdı.
half lıfe turnuvalarının yapıldığı yıllardır. ayna zurna sayfalarında bastırılamayan cinsellik güdülerini yontan ve parasızlıktan evlenemeyen konfeksiyonda ütücülük yapan mahalldeki abilerin chatten düşürdüğü hatunlarla yaptıklarını dinlediğimiz yıllardır.
internet kafelerin internet kafe olduğu yıllara yetişebildim mi bilmiyorum ama internet kafelerin şimdiki internet kafelerden hallice diyemeyecek kadar az farklı olduğu yılları gördüm.
herkesin street fighter oynadığı yıllardan sanırım çokça sonraya tekabül ediyor bu yıllar.
chat denen şeyin keşfedildiği o sikimsonik dönemlerdi.
hayatına aklı yerine hormonların yön verdiği zibilyon tane gencin tüm zorluklara göğüs gererek kafede geçirdiği o zorlu 1 saatleri biliyorum.

evet o heba olan nesil.
internet kafe fişlerinin değiştirildiği zamanlardı. half life oyununda bile hızlıca multiplayer lan game diyemezdiniz bilgisayar hemen kilitlenirdi. half life boot camp ın crossfire ile kapıştığı yıllardı.
o yıllarda kafedeki en kuytu bilgisayarın başına geçip şeyiyle oynayan çok adam vardı.
gençliğe, arabayla yüzmeyi, gökten tank indirip onunla ateş etmeyi, sokak ortasında adam kesmeyi öğreten yıllardı.
(bkz: nuttertools)
(BKZ: leavemelone)
(bkz: gta vice city)
içerisinde güvenlik kamerası olmadığı yıllardı.
gta vice city şifrelerini ezbere bilenlerin parmakla gösterildiği.

kantır partileri yapılırken millet bakmasın diye araya karton konulduğu zamanlardır. kaybeden öderdi aga.
yan masamda oturan kızın mircda yaptığı chatleri göz ucuyla süzdüğüm yıllardı. nickini öğrenip aynı kanala aynı nickle girip neler karıştırdığını anlamaya çalışırdım. bana neyse?
counter strike, knight online ve half life üçlüsünün en güzel oynandığı yıllardır. açık ve net.