bugün

insanın hayatının tamamiyle kendi elinde olmadığı, savrulup dururken bazen sadece izlemek zorunda kaldığı gerçeğidir.

Tedbir ile haşır neşir bir hayatın sonunda anlarsın ki, tedbir takdirin önüne geçemez.
(bkz: kadercilik)


hatta durum şu bile olabilir;
tüm düzenlerin ardında, bir karışıklık bir karmaşa hissettim. farklı olmak için düzeni karmaşadan var ettim, ancak bir baktım bu karmaşa bile düzene soktu içimdeki anarşizmi, rutin bir düzensizlik, yalan bir huzursuzluk sardı içimi.
(bkz: kaos)

ya da şunu bile diyebilirsin;
tesadüfen düştüğüm şu hayatta çırpındım durdum, ışık sandığım her güzelliğe pervane gibi koştum ancak bazısı yaktı canımı, tesadüfen kavruldum, yoklaştım, ayrı düştüm...
(bkz: hayat tesadüften ibarettir)

ya da şöyle bakabilirsin duruma;
elimden geleni yaptım ancak evrenin tüm güçleri karşı kuvvet ile beni durdurdu, hatta geri adım atmama sebep oldu. (kuvvetler farkı)
(bkz: kosmos)

ne yandan bakarsan bak;
insanın hayatı kendi elinde değildir. iradesi dahilinde koşturur, kovalar, düşünür, çalışır, yorar, yorulur... ancak öyle bir noktada tıkanır kalır ki, ne güç, ne çalışma hırsı ne de varlığından emin olduğu pozitif güçler bir yere götürmez, izler durur gelen her bir saniyeyi.

şans, talih, kader, kısmet... ne dersen de bunun adına. değişmeyen gerçek şudur ki; elimizde olmayan şekilsizlikler, olasılıklar üstü meseleler,
aslında gayet olağandır.
buna karşın elinden geleceklerin tamamen elinde olmasıdır.
güncel Önemli Başlıklar