bugün

sahip olduğun her şey içinde çürüdüğün kendi hücrendir mottosunun belki de en gerçekçi detayı. sahip olduğun bilgiler, duygular, inandıkların, ümit ettiklerin, biriktirdiklerin ve vicdanın;

--spoiler--
kendisini öldürüdğüm gün gerçek özgürlüğümü elde edeceğim şey. duygu değil. eylem değil. olgu değil. hele olay hiç değil. ne olduğunu kestirilemeyen. adı var kendisi yok sanki. ya da kendisi var kesin bir adı yok.

tanrı gibi.

kendisini öldürdüğüm gün imparatorluğumu ilan edeceğim. kendi ruhsal mahkemelerimden beraat kararı açıklanacak son ses. çıkacağım sokaklara. sol yumruğumu önümden geçen ilk insanın ensesine yerleştireceğim. bir diğerine sağı. bir diğerine tekrar solu. ötekine...
öylece devam edecek yumruklarım. ellerim kan içinde kalacak. kanlı bir savaş vereceğim ben. canımı acıtmayacak canını acıttıklarımın canları. tekerlemelerden ibaret olacak varlığım. kelime oyunları deneyeceğim kendimce. günahlardan başlayacağım işe. tüm günahları bir güne sığdırıp orjinal günahlar peşine düşeceğim.

kafasını karıştıracağım yaratıcı gücün. o'nun hayalinin çok ötesinde olacak vicdanımı yitirişim sonrasındaki deliliğim. evet, delireceğim. aklına mukayet olmak için psikologların kapılarını aşındıran aklıevvellere inat delireceğim ben. büyüyünce ne olacaksın sorusunun cevabını biliyorum artık.

büyüyünce delireceğim ben.

delirip de yırtacağım her şeyden. ve her şeyi yırtacağım. ortadan ikiye ayıracağım hepsini. sonrasında ise o yırtılan parçaların ortasında oturacağım. zayıf bedenim, dövmeli kollarım, uzun saçlarım, kanlı gözlerim. kirli sakalım ve ben...
boktan bir portreden ibaret olacak varlığım.

varolduğu kesin olmayan bir şeyi öldürüp de şimdilerde moda olan o roman karakteri gibi olacağım. kendimi okuyacağım. tersten. betimlemelerden arındırılmış bir hikayem olacak. tek kelimeden ibaret olacak hayatımın romanı; ben!

yok edeceğim çok güzel bir kız ismi olan bu kavramı. içerimde bir yerlerde gezinirken kendisi, bir gün amansızca kusacağım. ya da yakaladığımda kendisini, kesip de atacağım bileklerimden.
belki de şakağımdan tek kurşunla kovarım kendisini. bilmiyorum. ya da söyleyemediğim cümleler gibi boğazımda bir düğüm olmuşken bir ilmikle boğarım.

en iyisi biliyorum ben. yakarım kendisini. kendi küllerime kendisini karıştırıp da yok etmek için
--spoiler--
insanı mutsuz eden yalnızca inançlarıdır. her defasında aksi doğrultuda vuku bulmuş inançları...
inasını mutsuz eden vicdanı değil yaptığı hatalardır, vicdansa hata yapmayı engelleyen bir duygudur. kişi yaptığı bir yanlıştan ya da hatadan sonra kendi iç sesi yani vicdanıyla baş başa kalır.