bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu25
- boşuna yaşıyorum hissi11
- murat kurum kurudu gitti8
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması15
- arda güler12
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- sözlük kızlarının ayakkabıları14
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler12
- karınıza range rover alır mısınız18
- şu anda çalan şarkı9
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- anın görüntüsü17
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- siklememenin getirdiği huzur9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
Çingeneler zamanı.
savaş atı.
ağır romanı tek geçerim. psikolojinizi allak bullak eder.
yeşil yol
cesur yürek
hırçın sevgilim.
cesur yürek
hırçın sevgilim.
black (2005).
powder.
in bruges.
in bruges.
(bkz: sarhoş atlar zamanı)
Bir rüya için ağıt.
en sevdiğim filmler listesinde ilk üç hepsini de salya sümük defalarca izledim izliyorum izleyeceğim..
1. canım kardeşim
2. uçurtmayı vurmasınlar
3. yeşil yol
1. canım kardeşim
2. uçurtmayı vurmasınlar
3. yeşil yol
her seferinde ağladığım ve sırf bu yüzden artık izlemekten kaçtığım tek film: canım kardeşim.
filmin ismini hatırlamamakla beraber, konusundan ve işlenişinden ziyade o dönemki benin hali itibari ile ağza sıçmış filmlerdir kendileri.
film bir "baba oğul filmi" tadında özetlenebilir.
filmdeki esas kahramanımız(baba) bir inşaat firmasında mimar olarak çalışmaktadır. derken günün birinde "teknolojik yöntemleri" kullanamadığı gerekçesiyle işine son verilir. son tasarımı olan evin maketini de alıp iş yerinden çıkacağı sırada kalp krizi geçirir. eski eşi ve çocukları ile ciddi iletişim sıkıntıları mevcuttur. oğlu, tiner(ben öyle hatırlıyorum) koklamakta ve emo ayaklarına takılmaktadır, liselidir.
oğlunun yaz tatili dönemine denk gelen bu yaşamsal yaşanmışlığının ardından oğlunu, o yazı yanında geçirmesi ve yaşadığı barakayı o istediği ev haline getirirken kendisine yardımcı olması için alıkoyar. aslında, istediği "beraber" bişeyler yapabilmektir.
detayları geçiyorum, filmin sonunda baba kişisi vefat eder. evin son eksiklerini de tamamlayan oğul, hastaneye koşar babaya evin son halini göstermek için ama baba artık göremeyecek haldedir.
gelelim işin subjektif kısmına. bu filmi izlediğimde rahmetlinin kanser teşhisi konulmuştu ve ev arkadaşlarıyla beraber bir film partisinde rasgele seçilmişti. ışıkların sönük olduğuna, çirkinliğimi gizleyebildiğim için sevişmelerimde sevinirdim daha çok ama o an ışıkların kapalı olması benim için gerçekten büyük, tarif edilemez bir nimetti. hoş gerçi filmin sonunda eşek kadar adamlar olarak hepimiz gecenin saat 2sinde babalarımızı aramıştık ama gene de burnu tek akan bendim konuşmaya çalışırken.
filmin ismini bilmiyorum ama ağzını sikeyim o filmin ben. yeni hayat gibi bir adı vardı sanki hayatını siktiğiminin filmi.
not: bir de evi yapmadan önce gidip de bireysel emeklilik hesabında biriken parayı almıştır. hep hastayımdır ben bu hadiseye de. paraya ihtiyacı olunca elin gavuru gidip de kırdırıyor hemen emeklilik kumbarasını, görüyor ihtiyacını.
film bir "baba oğul filmi" tadında özetlenebilir.
filmdeki esas kahramanımız(baba) bir inşaat firmasında mimar olarak çalışmaktadır. derken günün birinde "teknolojik yöntemleri" kullanamadığı gerekçesiyle işine son verilir. son tasarımı olan evin maketini de alıp iş yerinden çıkacağı sırada kalp krizi geçirir. eski eşi ve çocukları ile ciddi iletişim sıkıntıları mevcuttur. oğlu, tiner(ben öyle hatırlıyorum) koklamakta ve emo ayaklarına takılmaktadır, liselidir.
oğlunun yaz tatili dönemine denk gelen bu yaşamsal yaşanmışlığının ardından oğlunu, o yazı yanında geçirmesi ve yaşadığı barakayı o istediği ev haline getirirken kendisine yardımcı olması için alıkoyar. aslında, istediği "beraber" bişeyler yapabilmektir.
detayları geçiyorum, filmin sonunda baba kişisi vefat eder. evin son eksiklerini de tamamlayan oğul, hastaneye koşar babaya evin son halini göstermek için ama baba artık göremeyecek haldedir.
gelelim işin subjektif kısmına. bu filmi izlediğimde rahmetlinin kanser teşhisi konulmuştu ve ev arkadaşlarıyla beraber bir film partisinde rasgele seçilmişti. ışıkların sönük olduğuna, çirkinliğimi gizleyebildiğim için sevişmelerimde sevinirdim daha çok ama o an ışıkların kapalı olması benim için gerçekten büyük, tarif edilemez bir nimetti. hoş gerçi filmin sonunda eşek kadar adamlar olarak hepimiz gecenin saat 2sinde babalarımızı aramıştık ama gene de burnu tek akan bendim konuşmaya çalışırken.
filmin ismini bilmiyorum ama ağzını sikeyim o filmin ben. yeni hayat gibi bir adı vardı sanki hayatını siktiğiminin filmi.
not: bir de evi yapmadan önce gidip de bireysel emeklilik hesabında biriken parayı almıştır. hep hastayımdır ben bu hadiseye de. paraya ihtiyacı olunca elin gavuru gidip de kırdırıyor hemen emeklilik kumbarasını, görüyor ihtiyacını.
Babam ve oğlum.
babam ve oğlum.
hayalet.
Yazılmış, ama tekrar yazmaktan kendimi alamıyorum. Black filmidir efenim, hint yapımı bu güzel filmi izlememiş ve tekrar izleyecek olmayı dilerdim.
Filme o kadar kaptirirsin ki kendini, ağladığinin farkina bile varamazsin, oyle bir dram.
Filme o kadar kaptirirsin ki kendini, ağladığinin farkina bile varamazsin, oyle bir dram.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar