bugün

sebebini aşağıda açıklayacağım gerçek.

her insan hayatı boyunca birşeyleri hedefler. kimisi memur olmayı hedefler, kimisi büyük bir teknolojik buluş yapmayı, kimisi dünya'yı gezmeyi, başka birisi ise başka gezegenlere gitmeyi hedefler. bu listenin bir sonu yok. insanların neredeyse tamamı karakterine, tecrübelerine ve beklentilerine göre birşeyleri hedefler ve o doğrultuda hayatını sürdürmeye başlar.

ama kimse kendisine "neden" sorusunu sormaz. neden bunları yapmak isteyeyim ki? amacı ne? karşılığında ne alacağım? mutluluk mu? zevk mi? neden mutlu olmak, birşeylerden zevk almak isteyeyim ki? neden başkalarının mutlu olmasını isteyeyim ki? neden başkalarını önemseyeyim peki? daha da önemlisi; neden kendimi önemseyeyim? mutluluğun, özgür iradenin, zevkin, aşkın, hüznün, korkunun, acının sadece birer ilizyon olduğu bu dünyada bizler sadece entropiyi maksimize etmeye çalışan atomlarız. hiçbir şeyin derin; içsel bir anlamı yok. eğer derseniz ki; kendi anlam ve değer derecelendirmeni yapmanın tek yolu mutluluğu taban almaktır, duyguların biyolojik evrimlerin sonucu olan ilizyonlar olup, bizleri bu sonsuz koşu bandında koşturmak ve gen havuzumuzu bir sonraki nesle aktarma şansımızı arttırmak için varolduğunu bilirken nasıl kendi anlam ve değer derecelendirmemi yapabilirim?

bu gerçekleri farkedemeyip, hayatta birşeyler başarmak için afedersiniz götünü yırtan insanların; yani düz bir hesapla insanların %99.99999'u aptaldır. evet; bütün okul hayatı boyunca her sınavdan 100 almış; harvard tıp fakültesini birincilikle bitirmiş adam bile aptaldır.

bu arada evet, bende bir aptalım.
çok şükür kalan %3 lük kısımdayım.
güncel Önemli Başlıklar