bugün

(bkz: peki allahı kim yarattı sorunsalı)
(bkz: evrenin tesadufen meydana gelme olasiligi)
ortada bilinmeyen bir şeyler varsa o bilinmeyenle ilgili olarak mutlaka tapınılacak birşeyler olmuştur tarih boyunca. peki bu ne zamana kadar devam etmiştir? işte o bilinmeyenin bilinir hale geldiği zamana kadar. geçmişteki çok tanrılı sistemlerin yerini günümüzde tek tanrılı sistem almıştır bu durum bilinmezlerin bilinir hale gelmesiyle doğru orantılı bir süreçtir. ancak şimdiki merak konusu ise tanrı dan sonra ne geleceğidir.
yaratılışa inanmayan insandan "yaratılış ile ilgili" açıklama bekleyen mantıksız ötesi soru.

düşününüz biraz.

ben inandığım halde bayağı güldürdü saçmalığı.
sorulabilecek en iyi soru.

lavosier kanunu'nun ortaya koyduğu "maddenin sakınımı" gerçeği başlangıçta bu kurala bağlı olmayan, kuralı bile var eden bir gücün varlığını da zorunlu kılar. ortada bilinmeyen bir şey de yoktur.

patlama, çatlama teorileri bunu değiştirmez. o zaman soru "patlamayı kim var etti olur". buna verilecek cevap ancak "şöyle şöyle oldu" olabilir ki başlangıçtaki sorunun "nasıl" değil "kim" olduğunu hatırlatmak gereksizdir.

madde ve enerjinin korunduğu ancak bir birine dönüşebildiği gerçeği değişmedikçe "ilk irade"nin varlığı inkar edilemez. işte biz buna arkadaşlar arasında "allah" diyoruz. ki arapların islam öncesinde ay tanrısına verdiği isimdir. aynı varlık kendisine tevrat'ta "yehova" diyor ki bu da yahudilerin musa öncesi* fırtına tanrısına verdikleri isimdir.

tanrı belki "nick seçimi"nde yaratıcı değildi ama bu onun "yaratıcı" olmadığını göstermez.
soru yaratılış düşüncesini kabul etmeyen insanlar için saçmadır, anlatılmak istenen budur. bu tıpkı normal bir insana uçan kaplumbağalara neden inanmadığını sormak gibi bir etki yapacaktır. çünkü o kişi için uçan kaplumbağalar gerçek dışıdır.

burdaki problem yüce bir güç değil, mantıktır.

ayrıca tekrarlıyorum, düşünceme göre tanrı vardır. çünkü bazı şeyleri ancak öyle açıklayabilmekteyim.

şöyle ki;

(bkz: #3587803)
görünmez pembe tek-boynuz yaratmıştır.

kutsal pembe kitabında açıkça anlatmaktadır ki toynaklarını hiçliğe vurmuş ve evreni yaratmıştır.

kendisine 'tanrı' diyen kafirleri ise çok büyük acılar beklemektedir.

anlamıyorsunuz galiba 'tanrı' tüm sahte ve saçma dinlerin yaratıcı hayallerine verdikleri addır. görünmez pembe tek-boynuz ise tek ve doğru olandır.
cevap "yaratılış düşüncesini kabul etmemek saçmadır. günümüz kimya bilimini var eden lavosier kanunu'na göre bir ilk an ve ilk irade olmalıdır." idi. dikkat ederseniz.

"yaratılış yok ki" argümanını sunana "o zaman varlık nasıl oluştu" sorusunu sormakta hiç bir entelektüel ve ahlaki sıkıntı yoktur. varlık var olduğuna göre buna cevap aramak son derece tutarlıdır. "ben yok diyorum sen bana nasıl olduğunu soruyorsun" demek anlamsızdır. tanrı zaten kendisinin varlığını da bir ontolojik* çözüm olarak bilim dediğiniz şeyin içine koymuştur.

not: tanrının zatı ve sıfatları hakkında saçmalamak. bir cevap değildir. elbette ki iman illa ki bir geleneğe bağlı olmak demek değildir. 19. yüz yıl sonuyla birlikte islam olmayan ama tek tanrıya inananların durumu islam dünyasında bir kesim tarafından tartışılır. kuran'ın iman kavramına getirdiği en orjinal yenilik "kemiyet"tir. kuran imanı dereceleri olan bir olgu olarak tanımlar ve der ki "her kimin kalbinde* arpa tanesi kadar iman varsa ona kurtuluş vardır". bu islam'ın araçsallığı sorununa bir cevap verebilir umarım.
tanrı zaten "yaratıcı" olarak bilindiği için, cevabı yine "tanrı" olacak soru. bundan önce şunu sormak daha iyidir, "tanrı nedir, kimdir?"
konumuz sadece insanlar ise, "karbon, oksijen, hidrojen ve oksijen moleküllerinin uygun şartlarda bir araya getirdği kompleks bileşikler tarafından yaratıldı" şeklinde cevaplanası soru.

he yok derseniz ki big bang in start düğmesine kim bastı ?

(bkz: tanrıya inanmıyorum ama bir güç var)
'milyarda bir' matematiksel olarak çok küçük bir olasılıktır. evrende, milyarlarca gezegen varken ve bunlardan en az birkaçının da dünya konumuna sahip olabileceği düşünüldüğünde; bu gezegenlerde, bizim yaşam formumuza sahip ancak, teknoloji olarak bizlerden çok çok daha üstün varlıkların bulunması kuvvetle muhtemeldir.

günümüz dünyasının bilim adamları; önce yapay kanı ve ardından da kök hücreleri kullanarak vücudun bazı organlarını (örneğin,kulak kepçesi gibi)aynı vücut üzerinde oluşturmayı başarabilmişlerdir. bu büyük teknolojik gelişim bu hızla devam ettiği sürece; çok yakın bir gelecekte, beyin hariç olmak kaydı ile insanların kendi yedek organlarını yaratabileceği görülmektedir.

hal böyle iken,

kendi formunu yaratabilen bir canlı topluluğunun da var olabileceğini düşünmek, hiç de mantıksız gelmemektedir. bu bağlamda, yanıtlanması gereken ve kafaları karıştıran temel soru;

- insanın, nasıl ve kim tarafından yaratıldığından çok, evrenin nasıl oluşabildiği noktasındadır.
kuran'ı hiç okudunuz mu? mantıksız gelen ya da orda bi yerde kafanızı ne bulandırdı da farklı birşeyler aramaya çıktınız!?

not: insanlar inanmak istediği şeye inanır.

ah unutmadan: rastlantı, tanrı'nın isminin geçmesini istemediği yerde kullandığı takma adıdır. sanırım, tanrı bu konuda küçük bi' sınav sorusu hazırlamıi olmalı insana.
asıl amacı sorgulamak değil de, sorgulayanları haksız çıkarmaya çalışmak olan basit bir soru. yaşamı ilk kez merak eden ve onu keşfetmeye çalışan küçük bir çocuğun sorabileceği cinsten. ayrıca: "açalım ufkumuzu, daha geniş düşünelim!" de dedirten sorudur.
sadece ateistleri haksız cıkarmaya çalışan aslında asıl amacından uzaklşmış bir soru.
güncel Önemli Başlıklar