bugün

Hayvanlara sormak lazım. Ama bizleri affedeceklerini hiç sanmıyorum. Çünkü Onlara çok kadar eziyet ettik..
https://youtu.be/7ky9eoHZzCM
Affedebiliyorsun, unutuyorsun zaman herseyin ilacı ama bir korku var. Tekrar üzülme, aynı duruma düşürülme korkusu, aynı kişinin yine aynı davranışı sen unutup affettigin icin tekrarlar mı korkusu. Affetmek tamam ama kaçabilmek böyle insanlardan en güzeli. Uzak olsunlar.
hayvanları affetmek daha kolay olduğu için zordur.
Hayatım boyunca her zaman insanlar bana ne yaparsa yapsın onları affettim . Yeri geldiğinde günlerce kendime gelemediğim oluyordu( üzüntüden )ancak bir özüre bakıyordu içimin soğuması. Şimdi ise değiştim birinin özürüne de bakmıyor içimin soğuması direkt kafamda o insanı bitiriyorum .olmayan biri için affa da gerek yok değil mi .böyle güzel deneyin en azından kafanız rahat özüre ihtiyacınız yok.
Kin, nefret, öfke gibi Allah'ın belası duygular, bedene ve ruha en büyük zararı verirler.
Eşşeek yükü gibi, sırtınızda taşırsınız o duyguyu, ara ara tazelenip delirirsiniz, yeniden kinlenirsiniz.

Neden, niçin, ne gerek var bu hamallığa, " bokunuzda boğulun" deyip affedin hatta ilişkinizi bile kesin ama yüreğinizde affedin!
Bunu o sikimsonikler için değil, kendiniz için yapın!
""Bu arada şunu da söylememe izin verin, hiç kimseyi bağışlamıyorum. Onların hepsine rezil bir yaşam, sonra da cehhem ateşi ve dondurucu soğuklar diliyorum, bir de geleceğin iğrenç kuşakları arasında saygın bir ad."

Samuel Beckett a ait. beddua gibi ezberimdedir. insana olan inancım yaş ilerledikçe azaldı. iyi niyetimi çok suistimal etti insanlar benim. Bazen bu kadar gaddar olma diyorum, kendimi düzeltmeye çalışıyorum. Bir bakıyorum yine aynı. En iyisi mesafeli olmak. insanlara, onları affetmek durumda kalacağınız kadar yakın durmamak lazım. Mesafeli olursan kimse seni kıramaz. Böylece kimseyi hatasından dolayı affetmek zorunda kalmazsın.
Önceden çok kindar biriydim. Bir yanlış tüm ilişkiyi kesmek için bir nedendi. Bunun çocukça olduğunu anladım. insan olmak çok karmaşıklık içerir. Bugün yanlış olarak adlandırdığımız eylemlerin bir gün aslında insanın psikolojik durumu veya o an olan ortamın şartlarıyla gerçekleşebileceğini anlıyor insan. insanlar kötü niyetli olmadığı sürece affedilmeli. Bazen insanlar sizin anlatmak istediğiniz veya anlayış beklediğiniz durumları karşılayacak olgunlukta ve deneyimde olamayıp kırıcı sözler söyleyip davranışlarda bulunabiliyor. Böyle durumlarda sessiz olmayı tercih ediyorum. Karşımdakinin düşünmesine zaman tanıyorum. Eğer iletişim kurarsa uzun uzun neyi ifade etmek istediğimi bir salağa anlatır gibi kelime kelime anlatıyorum. Bazı insanlar çocuk gibiler ne yapacaklarını, ne hissettiklerini veya kendini nasıl ifade edeceklerini bilmez ve öğrenmemiş durumdalar. Bu kusur ve eksiklikte insan olmanın bir parçası. Anlayış, olgunluk ve karşılıklı konuşmaktır insana yakışan. Olgun insan da bu niteliktedir. insan olmayı kavrayabilmiş, durumlara anlayış gösterebilen ve affeden olandır.
özgürlüktür. çünkü aksi olduğunda savaşılması gereken, yanlış insanlardan oluştuğunu düşüneceksiniz çevrenizin.
sık sık yapın, sizi rahatlatır.
affetmek büyüklüktür. salaklık değil. salaklık, affedilen kişinin, affedildikden sonra yine aynı şeyleri yapmasıdır.
Kendi ruh sağlığım için yapmaya gayret ettiğim şey. Ben sizle savaşamam. En haklı sizsiniz en haklı siz oldunuz hatanız hep küçüktü hep de affedeceğim. Salağım çünkü. Tşkler.
Ben affetmiyorum affetmek de istemiyorum. Abuk subuk kişisel gelişim saçmalıklarına da inanmıyorum. Affetmek unutmaktır klişelerine de aynı şekilde. Bence affetmek salaklıktır. Bir insanın yaptığı kötülüğü unutacak kadar saf değiliz herhalde.
bir davranış şekli.

bazı insanlar vardır; biriyle araları bozulduğunda o kişiyi her düşündüklerinde sinirleri bozulur, kendi kendilerini yıpratırlar. eğer ortada gerçekten çok büyük bir yanlış yoksa, o kişiyi affetmek kişinin kendisini rahatlatır. affedip yola devam etmek, gerekiyorsa o kişiyle de pek bir araya gelmemek, affetmeyip içinde büyütmekten daha iyidir her zaman.

bazen bazı şeyleri, karşınızdaki hak etmese bile kendi iyiliğiniz için yapmanız gerekir.

hani meşhur bir hikâye vardır; bir öğretmen öğrencilerine ödev verir. her öğrenci bir çuvala, o güne dek affetmeyi reddettiği kişi sayısı kadar patates atacak ve her gün o çuvalı yanında taşıyacaktır. bazılarının çuvalında 1-2 patates varken, bazılarının çuvalı ağzına kadar dolar.

1 hafta sonra öğrenciler sızlanmaya başlar. her gittikleri yere o ağır çuvalları taşımaktan bıkmışlardır. öğretmen yanıt verir bu şikayetlere: "insanları affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz ve Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir iyilikmiş gibi düşünüyoruz, ama affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir."
Affettikten sonra eskisi gibi oluyorsanız tekrar tekrar güvenip aynı şeyi yaşarsınız. Istese de istemese de Bilmem kaç dersten sonra anlıyor insan. Affetmek ve ayrı yollara gitmek kendinize yapacağınız en büyük iyilik oluyor. Ben daha suistimal etmeyene rastlamadim.
gözlerinde gerçek bir pişmanlık gördükten sonra affetmek gereklidir.
Once kendini affet zaten sonra digerlerini de affedersin zamanla.
ikinci şans züğürt tesellisidir.

insanları affetmeyin, insanlara takılmadan onları es geçin.

Es geçmek iki taraf için de rahmettir.
O insanın kalbinize yüklediği yüklerden kurtulmanın pek kullanışlı yoludur aslında. Ama onu affederek daha zor olan kendini affedebilme evresine geçiyor insan. Şu sözü unutmam" onu sana tüm yaptıklarına rağmen affedebilirsin, zor olan onu affettiğin için kendini affedebilmendir."
affetmek büyüklüktür ancak affetmek zorunda olmak acizliktir.
ikinci şans ilkine ihanettir.