bugün

evet insanlar diyorum, çünki aldatmak sadece erkeklere özgü birşey değildir. kadınlarda aldatır vesselam, zira onların aldatmaları yapılan toplumsal baskı nedeniyle daha sık gizli tutulur, ve bu nedenle "kadınlar erkeklerden daha az aldatır" gibi saçma sapan şeyler söylenir. erkeklerin ve kadınların aldatma sebepleri birbirinden farklı mıdır? evet diyenler olacaktır muhakkak. aldatma sebepleri her ne olursa olsun, her aldatmanın başında merak gelir. insanoğlu yeniliklere o kadar çok merak sarmış durumda ki, tutabilene aşk olsun. diyelim ki hayatınızda biri yok, kendi yolunuzda ilerliyorsunuz. gün geliyor, ve siz bulunduğuz durumdan sıkılmaya başlıyorsunuz. hayatınızdaki eksiklikleri doldurabilmek için çaba sarfetmeye başlıyorsunuz. bir gün iş ortamında veya okul ortamında vs birini görüyorsunuz. "allahım ben cennettemiyim" dercesine onu izlemeye başlıyorsunuz. kafanızda o kişi hakkında binbir tane soru işareti oluşuyor. "kimdir, neyin nesidir, adı nedir, kaç yaşındadır, sesi nasıldır, acaba benden hoşlanır mı, saçlarını yıkarken hangi şampuanı kullanır, zenginmidir vs.." gibi soruların cevabını bulmak için öylesine hırslanırız ki. yepyeni birşeydir o gözümüzde, pırlanta değerindedir, hakkında merak ettiğimiz şeyler olduğu sürece bizi heyecanlandırır. aradan biraz zaman geçer, ve bu zaman içerisinde bir yolunu bulup tanışmışızdır o gizemli şahısla. onunla konuştukça, onu zamanla tanıdıkça o kafamızdaki soru işaretleri birer birer cevaplarını bulur. zamanla, onunla ilgili merak ettiğimiz hiç bir konu kalmaz. onu o kadar iyi tanırız ki, "t" dese "tuvalet kağıdı kalmamış hayatım, peçete kullan" diyebilecek duruma geliriz, anında çözeriz ne demek istediğini. ona öylesine alışırız ki, diş fırçalamak gibi rutin birşey olur o bizim için. sıkılmaya başlarız biraz. "eskiden sanki daha çok seviyorduk birbirimizi" deriz. halbuki.. eski ile şimdi ki zaman arasındaki tek fark, artık hakkında merak ettiğimiz birşeyin olmamasıdır. bu monotonluk dayanılmaz olur bir süre sonra, "yenilik lazım" mantığı ile, "bir kaçamaktan ne çıkar" deriz ve hakkında pek birşey bilmediğimiz, bizde uyandırdığı merak sayesinde, bizi heyecanlandırabilen bir insana odaklanırız. bu merakımız yüzünden aldattığımız kişiyi kaybederiz, 1-2 gün umursamaz tavırlarla "zaten eskisi gibi sevemiyorduk birbirimizi" diyip kendimizi avuturuz. zira gün gelir onun eksikliğini öylesine hissederiz ki.. düşüncelerimzde fazlasıyla var olan "keşke"lerimize bir yenisini daha ekleriz.

sihirli lambadan bir cin çıksa, sadece bir tane dilek hakkın var, dile benden ne dilersen dese, gel şunu iki yapalım diyen çıkacaktır eminim. elimizdekilerle yetinmesini bilmediğimiz sürece, nankörlük edip fazlasını istediğimiz sürece ardımızda bıraktığımız izlerimiz kalıcı olmayacaktır.
neden aldatır sorusunun yanıtı çoktur ama tek bi cevap için;
(bkz: insanlar neden aldatmaz)
(bkz: minareyi çalan kılıfını bulur)
aldatmanın bir sebebi mi olur allasen dedigim olaydır.
ille bir sebep aranıyor sa kisinin küçüklügünde olan bir takım yasadığı buhranlar ve psikolojik bir bozukluk sebep olarak gösterilebilir.
asla tasvip etmiyoruz.
kişilik bozukluğudur.
(bkz: insanoğlu çiğ süt emmiştir) (bkz: çiğ süt emmek)