bugün

izleyince etkisi altına girilen ve kalbe umut aşılayan filmlerdir.

aklıma gelen iki örnek ise gerçekten şahane iki amerikan yapımı:

birincisi; will smith'in eşsiz oyunculuğuyla harmanlanmış nefis bir film. a father's way isimli film müziği eşliğinde the pursuit of happyness. türkçesi tam da aradığımız türden: umudunu kaybetme.

ikincisi ise hafif nemli toprak kokan ve romantizme sancısız bir lisanla dokunan ve başrollerinde owen wilson'ın olduğu tadı damakta kalan bir film: midnight in paris. bistro fada isimli muazzam müziğine doyamayacağınız filmin türkçesi ise paris'te gece yarısı.

şiddetle tavsiye ederim.
three idiots.

(bkz: all is well)
The Pursuit of Happyness Ve desert flower adlı filmlerdir. Her ikiside gerçek yaşanmıştır. iki ünlü insanın hayatını anlatan filmlerdir.
Turk filmlerinin umutlandirmadigini gostermistir. Oysa hep iyiler kazanmistir.
Fight Club

(bkz: her bünyede farklı etki bırakmak)
türlü zorluklara meydan okuyan karakteri ile forrest gump akla gelmektedir.
(bkz: ismet bu ne kısmet)
(bkz: sana her yol helal zımbala bilal)
eternity and a day.
Monte Kristo kontu.
Esaretin bedeli.
Rocky serisi.

Aklıma gelen ilk dört film.
(bkz: it’s a wonderful life)

Umut yükleniyor...
(bkz: shawshank redemption).
--spoiler--
Adam hapishaneden kaçıp kurtuluyor ve mutlu bir hayata başlıyor.
--spoiler--
Daha fazla umut verenini görmedim.
cezayir bağımsızlık savaşı. battle of algiers.
yönetmen: Gillo Pontecorvo
Son samuray
Kral Arthur.
Çikolata.

görsel