bugün

evde yemek hazırlama olayını inatla yapmayıp her sabah kahvaltı tabağına verdiğim 6,5 lira, akşam yemeğine verdiğim bilmem kaç buçuk lira, su gibi içtiğim kolaya harcadığım para, kısacası midem için yaptığım harcamaların tümü. bir günde harcadığım parayla beş gün evde yerim hesabına dönmesi hazin. birşeyler yapmak gerek, mutfağa girmek gerek, bu eller güzel yemekler yapabilir, evet kendimi motive edebilirim.
sırf manita çok istedi çok sevdi ve telefonuma çok yakıştı diye sikimsonik ve bir kere bile kullanmadığım kılıfa 55 lira bayılmak.
şu hayatta tiksinerek yaptırdığım saç boyama işine verdiğim para içime oturmadı değil neyse ki rengimi buldum.
Fakülteye gittim yemekte yeşil mercimek filan vardı. Birkaç bir şey daha vardı hatırlamıyorum neyse.
Beğenmedim yemeği, dışarda yemeye karar verdim. Gittim bir lokantaya. Uykusuzluktan kafam dönüyor tabi. Düşünme yetilerim durmak üzere. Çorba ne var dedim. Işte saydı bayağı. Sayarken mercimek dedi mercimek olsun dedim. O kafamla ama mercimek yerine ezogelin bekliyorum. Bir anda yeşil mercimeği gördüm şok oldum. Abi yeşil mercimek derken ben ezogelin kastetmiştim diyemedim tabiî, sopayla kovarlar adamı bakırköye kadar.
Neyse mecbur yumulduk çorbaya. Okulda iki liraya yemediğim çorbayı lokantada beş liraya yemiş oldum. Bugs bunny'de aptallık yapanın kafası eşeğe yada lolipopa dönüşür ya aynen onu hissettim.
ev kirası.
Sırf sana bu yakıştı demeleri yüzünden mudoda sıradan bir keten pantolona 110 lira domaldım.
Sevgiliye doğum günü hediyesi bir çift krampona 260tl vermek.
paraya kıyıp altın künye aldığım sevgiliyle aynı hafta ayrıldık. hâlâ taksitlerini ödediğim için koyan harcamadır.
Otomatik ödemede olan cep telefonu faturası da cabası.
eski bir sevdicekle buluşmaya geç kalmamak için taksiye verdiğim 55 lira.
oof of, bekleyeydi yarım saat, ne olurdu ki...
Söz kına gecesi nişan düğün yüz görümlüğü gibi her zaman fazlasıyla koyan harcamalardır.
dolgu - kanal tedavisi : 225 tl.

iğrençsiniz ibneler.

10 dk operasyon için bu yapılır mı lan allahsızlar.
bir an elden kayıp düşen telefonun kırılan camı için 170 lira.

ama siz çok bekleyin nah yaptırırım o telefonu ben. kırık minibüs camı gibi dursun öyle. gerekirse 1110 alırım onu kullanırım.
Cebimden dolmuş icin bozuk para çıkarmaya çalışırken tam da direncinin önüne düşen 20 lira. Eğilip alamadım da sözlük utandım . Iyi midir acaba şimdi?
boğaza nazır kafe de 2 kahveye 100 lira ödeyen bana ne koydu be,
anahtarı içeride unutup da, çelik kapıyı açmak için çilingir çağırmak zorunda kalmak ve gelen çilingirin de kapıdan içeri soktuğu telle iki saniyede kapıyı açıp 30 lira alması...
yok yani çilingir de kapı komşumuz.
aynı sitede oturuyoruz.
adam on adım atıp, tek el hareketiyle 30 lirayı cebe attı.
yok komşuluk hakkı, yok basit birşey demedi.
minnetsiz bir şekilde, dağ başındaki herhangi yabancı bir adamdan talep ettiği tutarı istedi.
verdim tabi.
ama içime de oturdu açıkçası.
yok yani parasında değilim.
otuz liradan çok daha fazlalarını daha boktan işlere vermişimdir gözü kapalı.

böyle minnetsiz bir iticilik ve kabalık vardı adamda.
eminim ki o adam o paradan da hayır görmeyecektir.
o para onda da kalmayıp başkasına gitmiştir ya da gidecektir.
çünkü gönlüm razı değildi...

sonrasında ne mi oldu...
o para içime oturduğu için kapı konusunda kafa yormuştum.
ve birkaç defa daha kapıda kalmıştım.
ama kimseyi çağırmadım.
bir çilingir maharetiyle çelik kapıyı kendim açtım.

yani bazı zokaların böyle de nimetleri olabiliyor.