bugün

okuldur, işdir cartdır curtdur derken antalya'da yaşadığını unutan insana, elindeki güzelliğin farkına varmasını sağlayan şeylerdir bunlar.
mesela;
-mini etekli liseli kızlar
-aniden başlayıp, ortalığı göle çeviren yağmur
-tecavüzcü coşkun
elbette ve kesinlikle sıcak.
şehir tabelası..
farketmemek mümkün değil, tabii okuma yazma var ise..
palmiyeler, minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar, konyaaltında çakıllara vuran dalga sesi, minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar, gece kepez girişinden görülen ışıl ışıl antalya ovası, minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar, sırttaki güneş yanığı, minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar, eski mahallelerde akşamüstü etrafı saran yasemin kokusu, minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar, yağmurda konyaaltında sevgili ile dalgaları seyrederken çalan sanat müziği, minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar.

edit : ha bir de minimum 1,80 lik üstsüz rus hatunlar...
seks ingilizcesini sökmüş abazan güruh.
durakta beklerken, uzaktan görünen 66 numaralı minibüsü kastederek duraktaki kalabalığa sorulan "bu, konyaaltına gidiyo mu" sorusuna gelen cevap: "da"
ruslar,almanlar kendimi avrupa birliğinde sandığım yer.
bir gün içinde 5-6 kez değişebilen hava durumu...zira bugün sabah saatlerinde günlük güneşlik, öğlene doğru parçalı bulutlu, öğleden sonra hafif yağmurlu ve nihayet akşam saatlerinde tekrar günlük güneşlik bir hava yaşatarak, hava durumu konusunda tüm hayatı boyunca edindiğim bilgileri altüst etmeyi başarmıştır...
havadaki tuzlu deniz kokusu ve namüsait yerlerde ortaya çıkan pişikler... ha bir de bol talk pudrası tabii.
Sabah gördügün simitçiyi ögleden sonra tekrar görmektir.Ve tüm rutinliğine rağmen tuzunu terini katıp her kokuyu hissettirerek özlemektir bir şehri.
akşamüstü meltem. antalyalı insanlar.
mesai yapar gibi pazartesi başlayıp cuma günü biten yağmur.
mavi ve yeşilin her tonunda deniz ve sualtı zenginliği.
postal,kamuflaj,çarşı izni...
sıcak çok sıcak daha da sıcak olacak..
(bkz: falez)
insanın hakkaten antalyada olması. *
rus turistler.
falezlerde biradan alınan ilk yudum.
yüksek yüksek binalar... bir de o binaların çatılarındaki güneş panelleri... antalya'da çok fazladır. he hala anlayamadınız, doğuya doğru gidin aspendos var, perge var.
kaleiçi esnafı.
işşşte antalya burası beee dersiniz hemen.
zira laf atma işini onlara soracaksınız.envai çeşidini bilirler *."o ne be!!!ne dedi öyle!!!!!o ne demek?.." dersin;sen anlamaya çalışırken başka bir esnaf level atlamıştır bir diğerine oranla * .sen de böyle mal gibi kalakalır,yürürsün..manasız..5 yıldır önünden geçtiğim bu esnaf hala laf atar istikrarlı bir şekilde,bir şey desen pişkinler cevap da verebiliyorlar. *****
saat kulesinin yanından kaleiçi'ne doğru süzülmek, kaleiçi esnafının davetkar bakışlarına cevap vermeden yürümek, eski türk evlerini görüp hayranlık içinde geçmiş zamanlara dalmak, iskeleye varan son köşeyi dönmek ve denizle buluşmak, teknecilerin ısrarlı tur tekliflerini işitme(me)k, hatta vaktimiz varsa dedeman'a kadar gidip gelmek, tercihen iskelenin yanındaki amfide veya kayalıklarda oturup biraları yudumlamak, manzarayı seyretmek, konyaaltı'na doğru bakıp hayallere dalmak, sonra kalkıp uzun uzun merdivenleri tırmanıp karaoğlan parkına doğru yürümek, merdivenleri çıktıktan sonra tarık tarcan'ı görüp kallavi bir selam vermek, hıdırlık kulesi'nin yanından geçip karaoğlan'a doğru yürümek, akdeniz'e doğru bakan banklara oturup denizin kokusunu bir kez daha içimize çekmek, ordan ışıklar'a çıkıp şehrin kalabalığına karışıp gitmek...
güneş kremi kokusu ve hiç düşünmeden minicik şortlarla sokağa çıkabilme rahatlığı.
kaleiçi.
soba, zibro kamin ve benzeri alet edavat türünün az olmasi.
güncel Önemli Başlıklar