bugün

kaç yaşında olursa olsun konduramıyor insan kendisine toprak olmayı. Iki metrelik bir çukurda yalnız başına yatmayı.

Hiç bitmeyecek gibi aşık olmaya, hiç ölmeyecek gibi yaşama bağlanmaya alışkın bünyelerimiz...
Her gidene zamansız öldü demezler mi zaten.
Ölümü değildir o...
Zamanı yakıştırmamaktır...
Acıyı beğenmemektir...
Pişmanlığı sonuna kadar hissedip geri alınamadığını öğrendiğinde yanmasıdır kalbinin o...
Çünkü her insan gözlerini kapatıp ölümü tattığında ölüdür artık... Yakıştırmayı bırakın düşünemez bile o an kendini...
Korkmaktır.berbat bir hayatın olsa dahi yaşamak istemektir.yine de kopamamaktır şu dünyadan.
ruhun ölümsüz olduğunun ispatıdır.
ölümü kendisine yakıştıramayan gavatların ölünce cesedini bok çuvalı gibi lağıma atmak gerek. milyarlarca yaşam türü içinde kendini bir bok sanıp ölümü istemeyen, ebediyen yaşamak isteyen tek canlı insandır. ebediyen yiyip sıçacak, seks yapacak. bunu ister insan. o kibir imam göte pamuk tıkayınca kaçar.