bugün

insanlar, mekanikleşmiş hayatlar, yalanlar.
gözlerine bakmaya kıyamadığın kadının başkasının altında inim inlemesi...
Sevilmek, övülmek gibi bilimum göt kaldıran muameleler.

insanın doğasında var maalesef.
porno lobisi.
Tepki gösterdiğimiz şeylerin her gün meydana gelmesi.
Bir süre sonra üstümüzde hiçbir tesiri kalmıyor, robot gibi duygusuzca davranmaya başlıyoruz.
Kapitalizm en büyüğüdür. insanlara olan güvenin kırıla kırıla yok olması, bide her şeyin aşırısı bir süre sonra duygusuzlaştırarak duyarsızlaştırıyor. (bu nasıl bi cümle lan, cümleyi kes ass)
ihanet.
hastalik.
Insanlarin iki yuzlu oluşu, duygusuzlaştirir. Merhsmetin ve iyi noyetin kotuye kullanilisida oyledir. merhametten maraz doğar.
insanın hayalinin olmaması. işte en temel nedeni budur aslında. bir hayalin olmaması. hayal yoksa, duygu da yoktur.
duygularında sahte ve tüketilebilir olduğunu anlamak.
Tükenmişlik sendromu,ayrılık,işten çıkarılmak,depresyon.
Neden yaşadığını bilmedigin zamanlarda hayatını emanet ettigin amaçlar, idealler, bır seyler* bulursun. bunları kaybetmek seni öldürür. Nefes alıp yemek yiyorsundur ancak yaşıyor da sayilmazsin. Gözün bu yüzden kisilir, aslında öldun. Hayatta da posan kaldı.

Mesela bır anne in çocuğunu bırakıp, cocuğun gözleri önünde gitmesi.
Aynı sekilde bır sevgili. Hiç aldatilmadim, yani sevgilisel olarak, ama anlayabiliyorum o entry i yazan arkadaşı. Hersey yalan dersin.
Aslında tam olarak sudur; " Hiçbir şeyi adam akıllı düşünmüyorsundur."

Ben hala tam olarak çözebilmiş değilim, tam olarak nasıl sevdiğimizi. Evet, herhalde burda da biraz adam olup gerceklere ihtiyacımız var.
Çok acı çekmek.. Bi süre sonra üzülememeye başlıyorsunuz.
samimiyetsiz samimiyetler.
Herkesin aynı olduğunu düşünmeye başladığında duygusuzlaşıyorsun.
mastürbasyon ve sonrasındaki orgazm... duygu, düşünce hiçbir şey bırakmıyor insanda...
saygılar..

bir orospuyu sikmekten daha duygusuzca bir şey daha varsa o da iki orospuyu sikmektir ki ben yüzlerce orospu siktim hala film izlerken ağlıyorum.
Buyuk bir aciya mensup olmak. O acinin içine işlemesi. Sonra bir buz adam olmaniz.
insanların ta kendisidir.
olaylara gerçekçi bakmak.
2 haftadır uğraşılan web site kodlamasının yedeğini almayı unutup format atmak olsa gerek.

işin garip yanı 2 hafta süren kodlama format sonrası 2 günde daha güzel bir şekilde bitti. Üzücü.
Hayatının altını üstüne getiren şeylerdir. Güzel bir işin varken işinden , güzel bir ilişkin varken ilişkinden , evinden , arabandan , dostundan , ailenden olursun. Ve bunların hepsi aynı anda başına gelir. Sonra da ' Sen ne kadar duygusuz bir herifsin! ' sor bakalım neden öyleyim.
Bazen yeterince acının sizi duygusuz bir insan yapacağını hissedersiniz. Acının doruğa ulaştığı anda dersiniz ki "Evet bugün, hayatımın geri kalanını duygusuz geçireceğim ilk gün olacak".

Sonra umursamaz olamadığınızı farkedersiniz. Bunu farketmeniz bir saati bile almayacaktır. Bu sizi bütün zararlı hislere karşı savunmasız yapacaktır; aşk, sevgi, merhamet, nefret, kıskançlık, acımasızlık vs.

Tek bir tuşla mekanik olmak istersiniz. Olamazsınız. Sisyphos gibi her defasında bir umutla taşırsınız duyguları sırtınızda, onun o kayayı sırtında taşıdığı gibi, sonunda onlardan kurtulacağınızı düşünerek. Ama kurtulamazsınız. Kaya sizi yuvarlayacak ve onu her defasında yine taşımak zorunda kalacaksınız. Çünkü "iyi" insanlar umursarlar, kötü olmayı göze alsanız bile umursamaz olamazsınız. Bu durum etik değerlerden ödün vermeyen insanların en büyük problemidir.

Bu "lanet" tek bir zayıf nokta ile yaşar bedenimizde : Delilik. Duygusuzlaşan insan klinik anlamda delirmeden bu işi başaramaz. Bütün değer yargılarını yıkmak zorundadır. Bunu delirmeden yapamazsınız. Bu bir geçiş fazıdır.

Öte yandan da çocukluktan itibaren oturmuş "duygusuzluk" kişiliğine sahip sosyopat insanlar vardır ve bu başlıkta bahsedilen "insanı duygusuzlaştıran şeyler" onları etkilemez.

Kısaca, duygusuzlaşan insan, bütün insani değerlerini kaybetmeyi göze almış kişidir. Duygusuzlaşma süreci bir kere başladığında asla durmayan bir zincirleme kaza gibi olaylar gelişir. işlerin düzeltilemeyeceği noktaya geldiğini farkettiğinizde aslında tamamen ona teslim olmak zorunda kalacaksınız. istemeseniz de o sizin tek dostunuz olacak. Tabi bir gün, bu duygusuz mekanik krallığınızdaki küçük bir çatlaktan içeri gelen duygu sızıntısı, size tükürdüğünüzü yalatıp, kurduğunuz krallığın bütün sütunlarını yıkarak sizi en dipten başlatır hayata, zavallı bir halde, duygu dilenerek yaşarsınız.

Bu nedenle insanı duygusuzlaştıran şeyler onu zayıflatan şeylerdir. Kırılgan kemikleriniz olur. Belki sadece onlarla yaşamayı ve kontrol etmeyi öğrenmeli insan.
ölüm gerçeği.

ölümün gelip seni bir şekilde, bir yerde, bir zamanda bulacağını bile bile bıkmadan usanmadan çabalamak, yaşamaya devam etmeye çalışmak. Böyle bir durumda insan duygusallığını kaybedebiliyor evet; ama sonrasında" neyse canım, o kadar da ciddiye almamak lazım" deyip deliliğe vuruyor. garip.
güncel Önemli Başlıklar