bugün

kavram olarak Müslümanların zihni kodlarını sorgulayan bir akımdır.
içerik eleştirisi olarak anlamı bilinmeden vicdan rahatlatmak için yapılan bir sürü ibadetin sorgulanmadan kabul edilmesini ve böylelikle gerçek dinin içinin boşaltılmasını anlatır. türkiye de ilk olarak 2010 yılında sair zamanlar isimli radyo programında nurdal durmuş ve gökhan şimşek tara fından gündeme getirilen kavramın savunucuları; Müslümanlar'ı cemaatlerin nasıl uyuttuğunu ve müslüman toplumların arasındaki bu denli kopuşun, ayrılığın ve çatışmaya gidecek kadar büyük mezhepsel farklılıkların sebebini sorgular.

http://www.on5yirmi5.com/...a-ihtiyaci-uc.i89296.html
inanmaya inanmaktır. inandığın takdirde yaşamak için sebebin olur neticede.

insan yeri gelir ota boka bile inanabilir sadece yaşamak için.
Nepal’in “Kumari'leri", Hindistan’ın "Sadhu Babaları" Türkiye'nin "Ulu şahsiyet, Hoca, Şeyh v.b" arasındaki gözükmeyen mikro bağlar, inanma ihtiyacının getirdiği yeni din algıları konuyu net özetliyor.
@inanma ihtiyacı
inanmak yaşamın büyük bir amacıdır. o olmadığında boşluk denen şey ortaya çıkıyor o zaman da yaşamanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. gayba iman etmek deniyor buna görmeden duymadan ama varlığına emin oluduğun bir yaratıcıya inanmak. ve bence bu mesep olayları çok daha karışık konular inançla ayrı tutulmalı ve en mantıklısı seçilmeli. bir müslüman cemaatlerin etkisinde kalmadan da inaçlı olabilir bu da unutulmamalı bir yere bağlı olmak zorunda değildir. bize yön gösteren bir kutsal kitap var zaten her müslüman illa bir cemaate uyucak diye bir şey yok. mantıklı ve çok düzgün inançlarını yaşayan müslümanlarda giderek artmaktadır. ve giderek inanma ihtiyacı çoğalmaktadır.