bugün

Cahildir. Önyargılıdır. IMF'nin ne yaptığı bilmez. Bildiğini iddia edenlere sorsan bilgiç tavırla -Uluslararası Para Fonu lan der. Bildiği, Türkiye'nin IMF yüzünden borç batağı içinde yüzdüğü ve Türkiye'ye bir takım yasaları dayatıyor olduğudur. Bilmediği ise, IMF'nin Türkiye'ye, Türkiye'nin talebi üzerine borç para verdiği ve bankalar krizi, yolsuzluk, faize dayalı saçma ekonomi politikası yüzünden sürekli borç içinde yüzen bir ülkeden borcunun geri ödenmesini sağlayabilmek için yasalarında bir takım reformlar yapmasını şart koşmasıdır. Gerçi bunu bilse de bilmezlikten gelir, tam bağımsızlıktan felan bahseder; ama, kendisi durumu elverse bile, kimseye 5 lira borç vermez, hele hele ki uçan kuşa borcu olana hiç vermez. Verecek olsa muhakkak teminat ister.

işte böyledir çoğunluğu cahillerden ve hipokratlardan oluşan protestocu halkım. Haa bu arada IMF'de zaman zaman mallıklar yapar. Gider diktatörlüklere para falan verir. Acı reçete diye oral yoldan alınabilecek bir ilacı fitil şeklinde anüsten adama zerkeder. O nedenle protesto edilmesi de gerekir. Ama maalesef bizim sebeplerimiz bunlar değildir. Hem para versin, hem hibe etsin oh ne ala ne ala.
(bkz: ımf bahane yıkmak dökmek şahane) *
sanırım bir gerizekali arkadaşımızın açtıgı başlığı.

kuzum eleştiri imf ye ve kapitalizimedir.

yüzde 20 lik kısım yüzde 80 lik kaynakları sömürüyor.

imf de kapitalizmin bir markası eleştiri o.

sende sömürülen bir devlete yaşadıgın için bu adamaları eleştiriyorsun.

ben azıllı bir kapitalist oldugum halde anladım sen daha anlıyamadın.
sevgili kardeşim imefe ülkene davetli olarak geliyor. çat kapı misafir olarak gelmiyor. adamlara hem borçlusun hemde ayakkabı atıyorsun. ne misafirperver bir toplummuşuz. yarın bir gün gider yine borç isteriz. sanki adam zorla borç verdi lan.
kapitalizmin merkezle çevre arasında nasıl bağımlılık ilişkisi yaratıp, çevre ülkelerini kendi sisteminin sömürü yeri haline getirdiğini bilmeyen/ bilmek istemeyen bünyelerin aksine imf'nin, amerikan hegemonyasının iki önemli örgütünden biri olduğunu bilen ve işçinin cebindeki parayı gasp etmesine müsaade etmeyeceğini bugün istanbul'da gösteren kişidir.

doğrudur, imf kimseye zorla para vermez ama çevre ülkeleri borç almaya iten nedenler göz ardı edilirse işte asıl cahiller o zaman imf'yi meşrulaştırır.

açıkcası "bretton woods sistemi ne geçilmesinin ardından kurulan imf ve dünya bankası" desem mal mal bakacak cahil kişinin neresinden uydurduğu belli olmayan tespittir.
(bkz: sen ye iç sıçtıktan sonra da götünü suçla)

iktisat'tan bir haber insanlardır, kendilerini en iyi karşılayacak yer ise iş,aş haydar baş efendinin "milli ekonomi" kongreleridir.
bir de şu vardır, hiç bir bok bilmeden, düşünmeden sadece muhalefet olan tipler.
bak beyinsiz kardeşim, senin hükümetlerin ülke ekonomisinin anasını belleyip ondan sonra ağlaya zırlaya imf'ye baba bana para ver demeye gitmiyor mu?
adam da sana demiyor mu? bak kardeşim sana tabii ki para veririm... ama bunun iktisadi ölçüleri vardır, öyle iyi niyete, kara kaşa kara göze bakmaz.
1-borcunu zamanında ödeyeceksin.
2-tabii ki de belli bir faizle geri alacağım.
imf'nin içeriğini uygulamalarını, her türlü kanunu yapısını neyi varsa eleştirelim eywallah buna karşı duran zaten embesilin önde gidenidir.
ülkeler yada kurumlar dost olmazlar a salak insanlarım, sana al yiğidim git halkına ekmek peynir al diye borç vermez kimse.
yönetemezsen, yönetirler.
anal yolla tecavüz ettiğim sayın arkadaşlarım, onu bunu bırakında bugün de dahil bugüne kadar ki hükümetleri eleştirin.. ama sakın haa sığır gibi cam çerçeve kırmayın.. verdiğiniz zararlar için çünki yarın gidip yine imf'den borç alacağız!!
ciğerim yanıyor, sol görüşlü bir insan olarak solcuyum diyen insanların bu kadar mal olması beni benden ediyor... çok kaygılıyım a dostlar.
biz embesil olduğumuz, sığır gibi tepiştiğimiz için. şiddete her zaman prim verdiğimiz için. işimize geleni mazlum işimize geleni başka türlü tanımladığımız için, bizim anamız hep bellendi hep de bellenecektir.
ey güzel halkım, canım ciğerlerim gelin hep birlikte artık şiddete dur diyelim.. inanın tek yol okumak, doğru düşünmek ve fevri davranmamak