bugün

sınıfta tam 19 erkektik. kaç kız vardı hatırlamıyorum. ama bizim için tek bir kız vardı. adını vermicem tabii. sözlüğü okur falan. o zamanlar da lakabım ben wade olduğu için tanır hemencecik beni. küçükken de şimdiki gibi çok karizmatiktim. herkesin lakabı, adının son harfi 'o' ya çevrilmişken (fiko, seko, memo vs.) benim lakabım ise böylesine karizmatikti.

neyse konudan sapmayalım. ilk gördüğüm andan itibaren aşıktım ona. her teneffüste doğruca yanına koşardım. muhabbet etmek için sıraya girerdim. anlamıyordum tabii neden bu kadar sıra olduğunu. fesatlık yok hiç içimde. körpecik, sevimli, şeker mi şeker bi çocuğum.

beden dersiydi. önce kızların giyinmesi için erkekler çıktı dışarı. sonra da giyinme sırası bize geldi. hep beraber slip bembeyaz donlarımızla takılırken, özgüç pezevengi kritik teklifle geldi. özgüç tam bir pezevenkti. sınıfta yabancı koku algıladığı anda herkesin kıçını koklar ve osuran kişiyi hemen tespit ederdi. böylesine garip adamdı.

- arkadaşlar haydi herkes kime aşık olduğunu söylesin. seko ilk sen söyle.
+ x
- memo sende sıra?
% x
- ben wade?
& x
.............

araştırmalar, korkunç gerçeği göstermişti. 19 da 18 'x' çıkmıştı. o zaman anlamıştım teneffüste neden dakikalarca sıra beklediğimi. geriye kalan tek kişi de kimseye aşık olmadığını belirtti. ilkokulda kıskançlık olmuyor tabii. hepimiz birden çok sevindik aynı kişiye aşık olduğumuza. kutladık birbirimizi. hatta o kimseye aşık olmayan arkadaşı da ikna etmeye çalıştık oy birliğini sağlamak için. ama olmadı.

seneler sonra facebookta ekledi beni 'x'. evlenmiş, çoluğa çocuğa karışmış. x'e aşık olmayanı da tespit ettim. ibne olmuş galiba. değişik fotoğrafları vardı. göğsü falan tertemizdi. mesaj attım hemen. ibne mi oldun lan dedim. lafı değiştirdi. bir daha da konuşmadım onla.
endüstri meslek ilkokuludur ve sınıfta bir kız vardır.
sadece bir kızın çok güzel olması durumudur. olabilir.
ilkokul 4. sınıfta basımıza gelen olaydır. aylin isminde sarısın mavi gözlü kıza bütün erkeklerin asık olması durumudur. * *
keşke bizim ilkokulumuzda da öyle olsaydı. ama dallasın minyatürize haliydi. öyle saçma sapan bi zincir vardı ki, of... anlatmayayım en iyisi.
(bkz: lisede bütün erkekleri aynı kızı zikmesi)
ilkokulda kızlar farkındalık sahibi nedir bilmezler sadece aile yönlendirmesiyle hareket ederler. bu nedenle farklı kız çok azdır ve genellikle tüm erkekler dikkat çeken bir kıza tutulup kalırlar.
şirine sendromu *
sınıfta bir tane güzel kız olmasından ve bu da rekabet ortamını kızıştırığından ve ayrıca herkesin rekabete dahil olma isteğinden dolayı ortaya çıkan şirin durum. çok eğlencelidir. erkekler için bir nevi yarışmadır.
özenti bunlar
sürü psikolojisi.
Hayatımdaki ilk hayal kırıklığıdır...
15 erkeğin 15 kızın olduğu bir sınıfta geçti 5 senem, ama, ama lânet olsun ki her nasılsa hep o vardı, herkesin aklında "o" hep "o"!
Şimdi o kız çok çirkin, binlerce kez şükrediyorum, sürü psikolojisinde bilinçaltıma girmemiş o kız iyi ki..
Kaderin kötü oyununda piyonluğumuzu sürdürürken zaman geçti, gün oldu devran döndü, horoz domaldı tavuk gömdü..

Orta okul sıralarındaydık artık, kıskançlıklarımız, ihtiraslarımız, kinimiz her şeyimiz vardı, sonuna kadar, dibine kadar her şeyimiz.. Tabi hoşlandığımız kızlar da, artık herkes bir kıza aşık değildi, mutluyduk.
Ama mutluluğumu bozan ilk şey serviste yanımda oturan arkadaşın : "Sizin N'yi bana ayarlasana abi, çok seviyorum kızı" demesiydi, inanabiliyor musunuz? benden benim sevdiğim kızı istedi eleman resmen, ama hırsımız ve kinimiz masumiyetimizi gölgeleyememişti daha.
Sen yeter ki iste kanka dedik be, daha halâ velettik. Sonraki gün koridorda biri çevirdi beni, istediği aynıydı, bir an " lan ne kızmış be?" dedim yoluma devam ederken, ve genç abaza konseyi toplandığında 4 kişi ( 18 kişilik sınıfın 9 erkeğinden 4'ü ) daha ona sempati ötesi duygular beslediğini itiraf ettiğinde başım dönmeye başlamıştı, ama orhinal bir arkadaşımızın " abi manyak mısınız tosbaa kaputu gibi burnu var ! " demesi hayatımı kurtardı, ergenlik aşkımdan 2 kelime ile soğuyabilmiştim aç abazanlara bırakarak aşkımı, "tosbaa kaputu", minnettarım sana dostum, paylaşılamayanandan bir pay almaktan vaz geçtim sayende..
ileri yaşlarda aynı şeyler görülmektedir. tabi çocuklarda olduğu gibi masum bir sevgi olarak kalmıyor. insanlar birbirine düşüyor.
insanların içine bu derece ukte olmasına rağmen yeni paylaşılmasına şaşırdığım önerme.

ve bu sadece erkeklerin değil kızların da yapmış olduğu bir tespit olmalıydı. çünkü ayşe mustafaya aşıkken mustafa peline aşıktı tıpkı osman mehmet ve burak gibi.bu nedenle pelin olmayan diğer kızların tümü görünmez olduklarını düşündüler yıllarca. bu orta okul ve lisede de devam etti. nil karaibrahimgil'in de o eşsiz şarkısında belittiği gibi her kızın hayatında bir pelin vardı. eksikliği kızlar tarafından bayram olarak karşılanırken ,erkeklerin yokluğunda hasta olduğu. hoş,varken de hasta olurdu erkekler , o ayrı..*
sınıfta başka kız öğrenci olmadığı gerçeğinin tescillenmiş hali.
eşleniği ilkokuldaki tüm kızların aynı kıza gıcık olmasıdır.
hani erkekler merak ediyo ya "ulan bu bazı kızların bi tarafları tavanlardan inmiyo, ne kaçmış bunun içine de böyle kendini ilah zannediyo" hah işte o kızların öyle olma sebebidir.
aşk değildir ki o sadece beğenidir. çok beğenirsin onu. aklında ne onu öpmek vardır ne sarılmak, beğenirsin işte.
bu kız genellikle çok zeki olur okulda dereceleri filan vardır.
kızın o... luk eğilim yüzdesine göre belirlenen olay.
kız ne kadar kaşar davranışları sergilerse o kadar kişi peşinden koşar.
Anasınıfında bütün kızların tek bi çocuğa aşık olma durumunun ilkokul versiyonudur.Ayrıca aşık olunan çocuğun bu kız bana niye bakmıyo ahh ana sınıfında olsaydım... deme sebebidir.
o kızlar genelde sınıftaki bütün kızlardan daha yarmadır. bak iri yarı demiyorum bildiğin yarmadır bizim yarmamızın ismi nesrindi, sarısın mavi gözlü bir ayıcık olan nesrin benim ilk düşmanım oldu. sınıfın yarmagülü ve temizlik kolu olan nesrin ama nesrinden daha iyi hatta daha mükemmel hatta kelimelerle anlatılamaycak olan ben varım hemde sınıf baskanıyım... ama gel görki ben bildiğin cüce... cılız bir de. zaten annesinin yüzünden ayakkabıları 3 numara büyük külotlu çorabı corap gibi durmuyor çorabı yukarı cektiğinde atlet görevi görüyor ağı zaten şalvar gibi... kafasında da öküz kadar bir beyaz fiyonk. ben cüceyim ama tatlıyım be tam makas almalık cinsten, kafa da çalışıyor çok değil ama nesrinden fazla. birde sınıfımızın zeka küpü emin var zeki çocuk ama sümükleri sürekli akıyor koluna sürüyor o önlüğün sol kolu bildiğin gökkuşağı olmuş sümük sürmekten parlıyor güneşte.

nesrin iri olduğu için kolay hareket edemiyor ama ben forklor oynuyorum hemde kaptanım harita odasından da haritaları almak benim görevim. hava ya bak nasıl hava nasıl hava sanki dünyayı kurtarıyorum birisi kimoooo dediği an ben harita odasındayım düşmanını öldürmüş bir asker gibi elimde harita gözlerimi hafif kısmış şekilde sınıfa girişim var ki sorma gitsin...

bu sümüklü emin ilk olarak bana aşık böyle yanıma geliyor kovalamaca oynarken hep beni kovalıyor yani bu oyunda aşık olma göstergesi o, kimi kovalıyorsan ona aşıksın... defter kaplarını gösteriyor bak bu arabadan alcammm ben büüyüyünce bu uçağa bincemm falan gibi kekoluklar, tabi ben tavv zaten zeki çocuk aklımdan hep o geçiyor o bana kopya verir bende ders çalışmak zorunda kalmam belki en çok bu yüzden aşığım sümüklüye...

ama çok zaman geçmeden emin köşe kapmaca, kovalamaca oynarken artık bizim yarmanın peşinde aralarında da benim kadar boy farkı var, nesrin tek eli ile emini havaya kaldırır zaten... sonra 1 sene sonra kol seçimlerinde benim adaylığıma emin ve nesrin ezici bir üstünlükle son veriyorlar emin başkan yarmagül yardımcı. ben hem sümüklü emini kaybettim hemde makamımı, bütün kaleleri zaptedilmiş ülke gibiyim. zaten aşk acısı da var.... eminden sonra mustafa mehmet c sınıfındaki oğuz anammmm bütün hepsi nesrine aşık.... ben aşkını kaybetmiş bir zavallı gibi takılırken nesrin yellozu forklöre de yazıldı, emini mehmeti kaybedebilirim ama kaptanlığımı aslaaaaaaaa. rocky gibi yardırıyorum kan ter içindeyim daha güzel oynıcam diye ee tabi nesrin yarma yapamıyor bende sınıftakilere bir kaptan olarak bunu zevkle anlatıyorum: ya beceremiyor, boy sırasına dizerkende çok sırıtıyor bütün erkeklerden uzun bir takım olarak biz varız 12 kişi birde yasemin yani 24 kişi. yani sırada nereye yerleştircem bilmiyorum hakan abide( bize öğreten hoca) bana sordu napalım kimoo diye dedim yazık üzülür..... anammm nasıl sıkıyorum görsen öcümü almam lazım nesrinden... tamam sarışın ve mavi gözlü olabilirsin ama götü yerde bir anadolu kızının hemde herkesin gözdesiyken onun yerini almaya çalışacak kadar harika değilsin.sonra bizim nesrin astımı var diye bırakıyor forkloru, anam astım ne kadar havalı bir hastalık gibi geliyor o an... zaten millet ona aşık....

aşkımı geri alamasam da ünvanımı geri kazanıyorum...harita görrevide kaptanlıkta benim başkan olamadım ama spor koluyum en azından... bir süre sonra canere aşık oluyorum onun o kirpi saçlarına benden 1 yaş büyük bizim okulda.... sonra apartmandaki egemen abiye o benden 15 yaş büyük ama olsun bana sakız yolluyor hep annemle...

bütün erkekler aynı yarmalara aynı nesrinlere,yaseminlere aşık olabilir ama o kızların çokk tehlikeli götü yerde olan yer elması düşmanları da vardır, aşık olurken dikkat edilmesi gerekli yoksa saç baş kavgaya kadar gider bu olay...zaten kesin ahmetler mehmetler aşık oldu diye, mehmetler hasanlar aşık oldu diye hasanlarda emin aşık oldu diye aşık olmuştur bu kızlara.

8 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat çok güzel.
ilkokulda tüm kızların aynı erkeğe aşık olmasından farkı olmayandır, çocukluktur. hatırladıkça güldürür. ilkokulda tüm kızlar da bana aşıktı(-mış, ben de yeni öğreniyorum sözlük) sadece ilkokulda tabi.. *
bu dönemde genelde çalışkan kızlara aşık olunur.
genelde sarışın bir kız bu mevzunun başrolünde olur.