bugün

90lı yıllardan sonra ortalarda görünmeyen nesildir.

o zamanlar mavi beyaz damalı sıra örtülerimiz vardı. genelde silgi ve kurşun kalem izleriyle kirlenirdi. 3 kişinin tek bir sırayı paylaştığı zamanlardı. öğretmenin de öğrencinin de bir anlam ve değer sahibi olduğu yıllardı. su gibi akıp gitti elimizden.

o 3 kişi arasında paylaşırdı o masa örtüsünün kim tarafından yıkatılacağı. pazartesi günlerine mis kokulu sıra örtüleri ile başlardık. çocukluğumuzu güzel anılarından biriydi vesselam.
90ların ortasında biz de yapardık onu. her cuma birimiz götürürdük evimize. hey gidi.
(bkz: çocukluk anılarının depreşmesi)
edit: cizmesidelikkedi sağolsun, günler karıştı. *
çantamda unutup yıkatmadan götürdüğüm kırış kırış masaya serdiğimiz örtü. hey gidi günler hey. bizde herkes her hafta kendi sırasının örtüsünü yıkatmaya götürürdü.
yilda birkac kere boyu kadar posetleri bin bir zorlukla eve tasiyan nesil.
90'lı yıllardan sonra ilkokul okumayanların doğal olarak ortalarda göremeyeceği, günümüzde bile varolan nesildir.
2000 li yıllarda bizde yaptık aynı şeyi. Ama bizim yanda oturan feyzi nin oğlu berke hiç yıkatmazdı.
benimde içinde bulunduğum artık anılarda kaldığını düşündüğüm nesil.
2002 de 1. sınıfta yapmışlığımız vardır. şu an köy okullarında yaşatıldığını düşündüğüm veya umduğum şey. sorumluluk sahibi olmamda büyük katkısının olduğunu söyleyebilirim. haftasonu yıkanmak üzere görevlendirildiğim masa örtüsünü pazartesi günü getirmeyi unutmam üzerine öğretmenim tarafından bi güzel haşlanmıştım.
liseli olmayan nesildir.

bizim neslimizdir. ahhh nostalji...
sıra arkadaşının da perdeleri,eve yıkatmaya götürdüğü nesildir.hakikatten okul bizim yuvamız, çarşaf nevresim temizleme işlerini bile çilekeş analaarımız yapıyordu.
perdelerle öğretmenin masa örtüsü de sırayla dönerdi.
annelerinin ütüde yarıştıkları nesildir.
örtüleri eve taşıyan öğrenci için eziyet denilebilecek olaydır. *
not:2006 yılında bırakmıştık yapmayı.
Öğretmenin öğrencilere sırayla yaptırdığı zulümdür.
görsel

görsel

görsel
Kesinlikle hoş bir anı olarak hatırlıyorum şu an.
Benim ilkokul dönemimde öğrenciler daha düzenli, temiz ve sorumluluk sahibiydi. Öğretmenler bizim gözümüzden türlü naneleri yiyen bir pislik değil Örnek alınması gereken insan modeliydi.
Ayrıca okulda bıçak çekilmez, kimse kimseyi öldürmezdi. Okul güvenilirdi bizim için.
san dimastır. bir keresinde cuma günü alıp yıkatmayı unutmuştum. okkalı bir tokat yemiştim devamında.
benimdir. çok olmasa da 60 günde bir (evet sınıf 60 kişiydi) eve götürürdüm. ağır olurdu kefereler.
kendini okula adamış fedakâr nesildir. hattâ masa örtüleriyle sınırlı kalınmayıp nöbetçiyken bile gönüllü olarak sınıftaki masa, sıra, cam, çerçeve, kapı, kapı kolu, öğretmenin masası vb. artık ne varsa ve allah ne verdiyse iyice temizlenir yerler itinâ ile silinir süpürülür. (bkz: eskiden ne iyi çocuklardık)
sağlam nesildir. iyi çocuklar.
o neslin son temsilcilerinden olabilirim. Eziyet ötesi bir olaydı.
aynı zamanda okula her yıl temizlik parası adı altında harç ödeyen nesildir.
o dönemde idareci olup da zorla para toplayan ve şimdi yaşıyor olan bütün milli eğitim mensuplarını eşşekler kovalasın.
benim neslimdir. O koca poşeti eve çıkarana kadar canımız çıkardı. Okulda son zil çaldıktan sonra güzelce katlanır dolaba konurdu. Her sabah da aynı düzenle serilirdi. Güzeldi valla, şimdi niye yok ki?
6. dersin son 10 dakikasında sıra arkadaşıyla örtüsünü katlamış nesildir.
Şu anda hâlâ soyu devam ettirilen nesildir.