bugün

Kızılcık sopasının ne olduğunu iyi bilen, öğretmenin dövmeyeceğini sanmasıyla arkadaşlarını sıra dayağına sokacağı için özellikli dut dalının en iyi tarafından kopardığı sopayla ilk dayak yiyen kişi-kişiler.
(bkz: sıra dayağı)
Yerin dibine batsın öyle efsane.

Barnahlarım sızlıyo favorilerimi uzatamıyorum hala.
bizim sınıf öğretmenimiz, şu an çok meşhur bir sendikanın başkanıdır aynı zamanda, okula sendikal faaliyetler yüzünden pek uğramazdı. bizi yetiştirenler 5. sınıflardı sözlük. onlar büyüttü bizi amk. biz derste tenefüs yapardık, tenefüslerde bunlardan dayak yerdik. keyfi döverdi bizi it oğlu itler.
bir sonraki derste ödev kontrolü yapılacak diye öğretmenin tahta cetvelini masadan çalan nesildir...
not: yan sınıftan getirilen cetvel çelik olmasaydı iyiydi... (bkz: çelik cetvel)
(bkz: aha ben)
sırf kesiri bölmeyi ters çevrilip çarpma yerine bölme dediğim için tokat yemiş nesildenim. sikeyim ulan öyle öğretmeni.
ödevi gününde gösterdim ne zaman yaptın diye sordu öğretmen müsvettesi; bu sabah dedikten sonra yedik dayağı ''nasıl bugün yaparsın''diye.
Din dersinde bol bol yenilen bir durumdu. ihlası okurken bir bir harfi yanlış denildi diye her harfi için sopa yemek dinden soğutmuştu muhterem. neyse.
acıları ortak olan nesildir.

öğrencisinin 5 parmak ucunu bir araya getirtip cetvelle vurmak nedir. umarım bu tür angut hocalar kalmamıştır ilkokullarda.
abi adam bir girerdi allah yaratmis demezdi varya. vurasiya yikardi. birde ufaciksin kardesim yikilmamak gibi bir alternatifin yok.
ekşiden çalınmış bir başlık.
hocalarin seni bugün dövmicem çünkü hayvanlari koruma günü dediği nesildir.
Binbir türlü sadist fantaziye sahip olan hocaları görmüş olan nesildir. Bacak kadar çocuk iken parmak uçlarımıza, özel olarak yaptırdığı sopası ile vururdu öğretmen. Elinden sopa eksik olmazdı ders anlatır iken öğretmenin. Ama anlıyorum şimdi, sınıf 60 kişiydi. Orada nasıl kontrolü elde tutabilir bir insan? 60 tane çocuk. Bütün sınıf günde en az bir kez, sıradan cetvel yerdik. Eğer çok sakat bir iş yapmış isek devreye sopa girerdi. Tırnak uçlarına çat diye inerdi. O günler genede ayrı bir güzeldi.
güzeldi be , aslında dayak falan unutuluyor . ama eğer ilk okul aşkınızla aynı sınıftaysanız , yediğiniz dayak sonrası onun size bakışları unutulmuyor .
en masum , en sade ve en içli bakışlardır .
tahtadaki problemi cozemeyince kulagindan tutulup kara tahtaya vurulmus, hunharca tokatlanmis, avuc icinde sopa kirilmis, sirtina cetvelle veya elle vurulmus, eve gidince anneye soylediginde "ogretmenin vurdugu yerde gul biter" diye cevap almis nesildir.
Defter kalem getirmiyorum diye müdür kaç kez tokatlamıştı kim bilir. Yediğim azarları hiç saymıyorum. içimde kalmasin diye bende, bana şişko diyen zeki yaratığı kara yatırıp zebra gibi üstüne atlayıp tırmıklayıp tepiklemiştim. Demeseymiş hiç üzülmüyorum niye üzüleyim ki. Fff.
hiç unutmam bir keresinde ilkokul 7 falan olması lazım. okul maçımız var karşı sınıfla. karşı sınıfta tam suç makinası gibi nerede it kopuk var o sınıfta, alayı manyak. biz 7-a sınıfıydık onlar da 7-c mi d mi neydi. her neyse maç başladı ben de takımdayım sağ bek oynuyorum. (ilkokulda da, lisede de üniversitede hep sağ bek oynadım) maçı kazandık, maç bittikten sonra dağıldık işte evlere. tabi hiçbir şeyden haberimiz yok saf gibi eve gidiyoruz. yanımda da bir arkadaşım var. evimin sokağına 3-5 dk kala 4-5 kişi bizi bir sokakta sıkıştırdı, tuttu kollarımızdan kuytu bir köşeye geçtiler. o 5 puşt bizim ağzımıza zıçtı desem yeridir. nasıl dalıyor ipneler. hayır karşılık veriyoruz daha fazla sinirlenip saldırıyorlar. neyse 1-2 dakika sonra bıraktılar bizi salya sümük ağlaya ağlaya eve gidiyoruz. hayır kanıma dokunan konu şu ki, gruplar halinde kavga etsek delikanlı gibi eyvallah, pezebenkler terörist gibi pusu kurup yolumuzu kesiyorlar. ona sinirleniyorum. ertesi gün oldu tabi ben bizim sınıfı örgütlüyorum, biraz da gaza getiriyorum gidip dalalım diye. işte bunlar bizim sınıf hakkında böyle böyle dediler falan diye. hiç biri ziklemedi ipneler. dayağı yediğimizle kaldık.
Burada.

Rahmetli ilkokul müdürümüz bir arkadaşım ile beni odasında güzelce hırpaladıktan sonra kapıyı üzerimize kapatıp çıkmıştı,bizi orda bıraktığını da unutmuş olacak ki 4 ders boyunca birazdan gelir diye mum gibi koltukta oturup beklemiştik.
Allah Gani Gani rahmet eylesin güzel adamdı.