bugün

hafta başında yaşadığım ve beni hem sevindirip hem de üzen olaydır. ona birinci sınıfta aşık olmuştum. küt sarı saçları kulak memelerini biraz geçiyordu ama yine de babasının aldığı nazar boncuklu küpelerini görmeme engel bir durum yoktu. sanki o boncuklar ona özel imal edilmişti. ona bakarken dersi unutuyordum sadece onu sevmeye harcıyordum vaktimi. öğretmenimiz fişleri ezberletirken ben onun yüzünün hatlarını, kimsede bulunmayan gülüşünü ezberliyordum. ali ata bakıyordu ben de ona bakıyordum. ışık ılık süt içiyordu ben de onun gözlerini. cemil bayrak asıyordu ama ben oralı bile değildim. o zamanlar aşık olmak ne kadar güzelmiş şimdi bir kez daha anlıyorum.

polis kızıydı o. lojmanlarda oturuyorlardı. yani onunla aramızdaki engeller bir tane değildi. ama yine de beni sevdiğinden adım gibi emindim. gerçi o bunu saklamıyordu ama söylemiyordu da. sırf beni beğensin diye saçımı taratırdım anneme, anlamamış gibi yapardı ama hınzırca gülümserdi, utanırdım.

hatta birgün berber saçımı sıfıra vurmuştu da yarın onun karşısına nasıl çıkacağım diye ağlamaktan gözlerim şişmişti. okulu bırakmayı bile istemiştim. bırakırdım da ama onu bırakamazdım. gülmüştü beni öyle görünce, "keltoşum benim" diyerek kafamdan öpmüştü. bir kız yanağından öperdi, belki yanlışlıkla dudağından öperdi. belki öyle öpseydi hatırlamazdım ama beni ilk defa başımdan öpünce unutmak mümkün olmuyor.

annemler ne zaman taşınmaya karar vermişlerdi bilmiyorum. ama okuldan döndüğüm bir akşam evi toplanmış görünce yüreğime bir acı çöreklenmiş, bir daha da oradan gitmemişti. ona veda ederken sanki dünyadaki tüm güzelliklere veda ediyordum.

yıllar sonra bir gazetede ünlü bir şirketin başarılı yöneticilerinden birinin düğün haberini okurken gördüm onu. üç gün oluyor. beyazlar içerisindeydi, her şey gibi gelinlik de ona çok yakışmıştı. gözlerime inanamadım önce sonra dikkatlice tekrar baktım, haberi okudum. ismi büyük puntolarla önemli isimlerin yanında yazıyordu. yüzü ve bakışları hiç değişmemiş diye geçirdim içimden. bir yandan çok sevindim onu gördüğüme ama bir yandan da üzüldüm. hayatımda bana gerçekten sevmenin ne demek olduğunu hissettiren o küçük kız başka birini daha kafasından öpmüştü anlaşılan. adamın kel olması belki de en büyük şansıydı.
3.sayfada görülmediği sürece idare edebilen durumdur.