bugün

aradan o kadar yıl geçmesine rağmen hala dün gibi hatırladığım olay. en güzel bonibon tırı arkadaşımda olduğu için ondan istedim. araya giren kara kedi beni itmesi sonucu kafamı sıraların sivri ucuna vurarak yardım. ve şimdi eser kalmadı o olaydan.
yaklaşık 20 kere okuldan kaçmışlığımız var hepsi ayrı bir olay anlatmakla bitmez. hey gidi günler hey.
herkez beslenme çantasından muz çıkarırdı ben 1500 yıllık reçel- ekmek :(
ben sessiz olduğum için ilkokul anılarım da sessiz sakindi, hatırlayamıyorum. ama çok sevdiğim bir arkadaşımın bir anısını anlatmak istiyorum, her aklıma geldiğinde kendimi gülmekten alamıyorum. arkadaşım rana ilkokul birinci sınıftayken sigara nedir? nasıl içilir? soruları kafasını kurcalar. bir gün olur dedesi masada sigara kutusunu bırakır, rana da durur mu??? çaktırmadan içinden bir tane sigara alır, kimse görmesin diye beslenme çantasına atar. okula gider. tenefüs olduğunda sigarayı cebine saklar ve tuvalete gidip sigarayı yakar (çakmağı nereden bulduğunu unuttum). içine çekemeden ilk denemede ağzına almasıyla öksürür ve oo heyecanla önlüğünü yakar. tuvalete öğretmen gelir, rana'yı suçüstü yakalar. öğretmen annesiyle iletişime geçer. yani çok merak ediyorum birinci sınıfa giden bir çocuk nasıl sigara içme merakı edinir? ve işin ilginci bu arkadaşım şuan namazında niyazında bir insan.
nisan vardı. kıza aşıktım, çocukluk aşkı işte. 2 yada 3.sınıfız. sınıfın tartışmasız en güzel kızıda o. defterlerimin arkası hep nisan'ım yazılarıyla dolu. sanki kimse okumuyor. ben mektuplar yazıyorum, çocuksu aklımla. sonunada ismimi yazmıyor, sıramı tarif ediyorum. tabi veremedim o mektupları hiç.

sonra o kız kırmızı kalem istedi bir gün. bende "al, senin olsun" dedim aptalca. gülerek aldı, sıranın altını karaladı epey. sonra kalemi uzattı tekrar, teşekkür ederek. sonra seslendi bana. sırasının altına kalp çizmiş, içinede ikimizin adının baş harflerini yazmıştı.

sonra okulda, evde hep el ele gezmeye başlamıştık. komşumuz olması daha bir güzeldi. tüm yaz tatilleri beraberdik. 7. sınıfa dek sürdü böyle. güzeldi, velhasıl.

ama daha sonra gördüm yine nisan'ı. yanıma geldi, gülümseyerek. gülümseme aynı fakat, nisan o eski nisan değildi.
Kaçıncı sınıf olduğunu tam hatırlamıyorum ya 4 tü ya 5. Anne baskısına dayanamayıp saçlarımı kısacık kestirmistik. Bende ki saç kimsede yoktu o zamanlar oldukça gür ve Kıvırcık! Ne yapsam kabariklik gitmiyodu her tenefüste okul tuvaletinde lavabosunda saçlarımı yikardim evden aldığım mendiller ile kurulamaya calisirdim. (O zamanlar mendil vardi) ve gün boyu iğrenç kokardi. Allahım tam bi kabus! An itibariyle kokuyu burnumda hissettim.
biz kardeşimle üç sene aynı okula gittik sözlük. okul uzaktı ve biz tabanvay kullanıyorduk. * benim bu abimin arkadaşları vardı. ben arkadaş edinemiyordum, genelde tek başıma takılıyordum. eve yürürken de o arkadaşlarıyla yürümek istiyordu. biraz da ergenliğin verdiği şevkle herhalde belden aşağı konuşuyorlardı ki abim beni yanlarında istemiyordu.

bizim dönüş yolculuğumuz şöyle başlıyordu. son sınıflar bizi merdivenlerde ezmesinler diye hoca on dk erken bırakırdı. ben çıkışta abimi beklerdim. beni uzaktan gördükten sonra tamam sen git gibilerinden bi işaret çakardı bana ben eve yürürdüm. onlar sallana sallana gelirlerdi. yolda bi cadde vardı. abim bana beni orada bekle derdi. ben caddeye gelince dururdum. millet geçer giderdi yanımdan ben beklerdim. * orada rahat yirmi dk dikilirdim. en sonunda o arkadaşlarıyla gelirdi ve beraber caddeyi geçerdik. sonra bana hadi sen önden hızlı hızlı yürü eve derdi. ben de eve giderdim.

abimin arkadaşlarından nefret ediyordum. çünkü ben kardeşimle yürümeyi seviyordum. yürürken okulda yaptıklarımı anlatmak da hoşuma gidiyordu.

işte sonrası da genelde böyle gitti zaten. birileri bana sürekli önden git, önden git dedi. ben gururlu insanım sözlük. git derlerse giderim. ama aklım geride kalır. o ayrı mesele.
2. Siniftaydik. Resim dersinde sulu boya resim yapip camin onune kurumasi icin koymustuk. Sonra hoca herkesin resmini kontrol edip en guzel yapani soylemisti sevde diye bir arkadasimdi. Ulan nasil bir kiskanclik haset geldiyse bana. Tenefuste camin onunde duran resmi perdeninde katkisiyla gizlice yirtmistim. Sonra sevde feryat figan agliyor hoca da kiziyor bunu kim yapti cabuk soylesin diye tabi sinyal vermedim enayi miyim. Zamanla unutuldu gitti. Bir suru var basligi gordukce yazarim yine biseyler.
4. sınıfta okumayı öğrendim ben. okuma yazma bilmeden dörde nasıl geçtiğim hakkında hiçbir fikrim de yok. ayrıca çok okul değiştirdim bu bende tükenmişlik sendromu yaratmış olabilir sonuçta sanatçı ruhluyum böyle derin olaylar bende kalıcı etkiler yapabiliyor.
bir tane kadın hocam vardı sağ olsun özel ilgilendi benle öğretti bana okumayı. tabi benim de öğretmenimdi ama beni hep derse aktif hale getirip ekstra ödevler kitleyerek bunu yaptı. sağ olsun o olmasaydı herhalde beşte okumayı hanca sökerdim.
çünkü geç algılıyordum. ayrıca dil öğrenmek beni şimdi de zorluyor. dil kapasitem sıfır ingilizceyi eeh biraz biliyorum ama onu öğrenene kadar canım çıktı ki halen daha öğrenmiş olduğumdan emin değilim. chatte insanlarla konuşabiliyorum sadece o kadar.