bugün

sözlüğe ilk adımınızı attığınızda yaşamaya başladığınız deneyim.

eskiden 20 entry girince bu evreyi atlatıyordunuz. sonra 10 yaptılar sınırı. bazen de sınır mınır olmadan, yani hiç entry girmeden yazar olarak atlatırsınız bu evreyi/deneyimi.

(bkz: ikinci caylaklik deneyimi)
kısa bir aforoz süresinde yaşadığım dönemdir. tam 5 gün. hakaret mi ne etmişim. kelimeye bakılırsa etmişim haklılar.
"insan bile değilsiniz" demiştim. aslında bu bir iltifattı sözün muhattabına. neyse geçti.

şimdi kendimi demir parmaklıklıkar da yıllarını çürütmüş özü sözü bir halk savunucusu gibi göremesem de.
yine olsa yine yaparım diyecek kadar samimiyim bu konuda.

saygılar.
adam ol, insan ol, hayvan olma, dediğim için yaşadığım deneyimdir.
hak edene, hak ettiği gibi davranılmalı.
sevgi&saygı.
adamı şoka uğratır. bilmeyenler için;

birden ekranda ince mavi bi şerit belirir. ' bu ne amuğu yiyim' diye düşünülür. tam bunları düşünürken ' çaylaksınız sözlük formatı' adlı yazı okunur. işte o an sandalyeye sertçe yaslanıp 'naptım ki lan' diye iç geçirilir.

yapılan yanlışı bilinmiyorsa, işte o zaman ayva yenmiş demektir. zira aynı hata bilinçsizce tekrarladığından dolayı zırt bırt çaylak olunur.

yalama olup çıkarsınız amk...
inan burda çok yalama var. keh keh!!!
en zorudur.

sonra insan alışır mahpusluğa. fikirlere zincir vurulamayacağını, onu susturmak için kullandıkları silahın aslında onu öldürmek yerine daha da güçlendirdiğini öğrenir.

şaka şaka. hep sözlük içi entry girmekten yedim ben.

ama can sıkan bir hadise. çöp kutusunun yanında tek ayak cezası yemiş gibi. arka sıralarda dönen muhabbetleri duyuyor ve görüyorsunuz ama müdahil olamıyorsunuz. çok acı.
zaten hepi topu bir kere başa gelmiştir. sağ olsun arkadaşlar temiz don atlet bir karton cuvara kolonya falan getirmişlerdi içeride iken..
5 sene olacak, hala tadamadığım. *