bugün

okuma alışkanlığının yerlerde süründüğünün resminin mizahi açıdan değerlendirilmesidir. ilkokul çağlarında okumayı yeni söken ve okumaya başlamanın verdiği dayanılmaz hafiflikle kişi kendini kitaplara adar.''aaa bunu da okuyabiliyorum,bak burda bilmemne yazıyor'' falan filan gibisinden sevinç cümleleri sıralanır ardı ardına. * keşke bu alışkanlık ilerleyen yaşlarda da kendini hissettirsedir. ancak kişi büyüdükçe ilgi alanlarının artmasıyla kitap okumanın gerekliliğini kavrayamaz hale gelir.ilk okuduğu kitap en son okuduğu kitap oluverir. * *
(bkz: çok okuyan mı bilir çok gezen mi)
ilk oynadığı takımda jübile yapmak isteyen futbolcu mantığına sahip okur kişi eylemidir..
hiç kitap okumamış insandan daha iyi olmak.
entellektüel derinliğin, bir kase mercimek çorbasıyla eş değer olması durumu..
kendisini kitap okumam gezerim tozarım, alemlere akarım reinada takılırım, gece uyumam gündüz yatarım, mastürbasyon ne kızlara çakarım insanı olarak lanse etmek isteyen insancıkların ısrarla belirtmek istedikleri özellikleri. * *
(bkz: cin ali nin üzerine kitap tanımamak)
"okuyan insan mutsuz insandır" derler ya,işte bu kişiler hayatta mutlu olmayı bir görev bilmişler,cin ali'yle entelektüel yaşama kapılarını kapamışlardır.
(bkz: asalak yaşama)
kelime hazinesi pekte geniş olmamaktır..
çoğu insanın övündüğü ama hala bu övünce anlam verilememiş durumdur.**
kitap nedir ne değildir bilmemektir. cin alinin gerçekten okunup okunmadığı sorgulanmalıdır aslında.
cin ali ye duyulan büyük sevginin bir göstergesidir.
öyle havalarda dolaşan bir cümle ki, "yedi yaşında vefat eden çocuğun" diye bir ek alsa başına, amma da hüzünlü olur değil mi, öznesizler sizi..
şu günlerdeki neslin bir çoğunda var olan durum.
normal olabilecek durumdur. eğer ki kişi ilk cin ali kitabını 5 yaşında okumuş ve yıllar sonra tekrar o kitabı bulup göz gezdirmişse kimsenin tek kelime etmeye hakkı olamaz.