bugün

Şöyle söylemek isterim 12 yaşımda iş hayatına girdiğimi varsayıyorum ve o yaşımdan beri bir sürü işte çalıştım. ilk başlarda çoğundan kovularak ayrılıyordum ve bu çalışma sürelerim 1-2 haftayı çok geçmezdi ilk başlarda ama zaman ilerleyince 1 ay durduğum, 1 sene durduğum işlerim de oldu.Zaman ilerleyince hayat tarafından otomatik olarak deneyimleniyorum zannediyordum. içimden bir ses 'acaba bu işten kovulacak mıyım?' diye düşünürdüm. Allah'a çok şükür uzun zamandır kovulmuyorum. Neyse arkadaşlar sadede geleyim.

Yıl 2006
Bizim evin olduğu mahallede bir kuaför dükkanı var akrabamız olan bir abi işletiyordu orayı tek başına. Okul biter bitmez babamın isteğiyle orada çırak olarak işe başladım. Yerleri süpürürdüm, makasları yıkardım, para bozmaya giderdim, sabunları doldururdum vs. nasıl angarya işler varsa hepsini yaptırırdı abi bana. ilk başta ayakta durmak çok zor geliyordu bana. Bir keresinde o kadar çok ayakta durmuşum ki ayağımın tabanı feci şekilde ağrımış ve artık bacağıma kadar geçmişti acısı. Her neyse... Müşteriler geldikçe hepsi olmasa da birçoğu bana bahşiş verirdi ve tabi o yaş için gayet sevindiriciydi. Kimi 1 lira, kimi 2 lira kimi de 5 lira filan verirdi. 1 haftanın sonu olmuştu kuaför abi bana haftalık olarak tam tamına 20 TL vermişti. Yarı mutlu yarı hüzünlü bir şekilde akşam 8 gibi filan dışarı çıktım. Bizim kuaförün yanındaki BiM' e gidip tam 4 tane pop kek alıp eve gitmiştim. Evdekilere ilk maaşımla bunları aldığım söylediğimde kendi aralarında gülüşüp benle eğlenmişlerdi. Annem hemen gidip çayı ocağa koydu, çay olunca da yedik.

Arkadaşlar yıl 2016 oldu. Bendeki kafa hala değişmedi. Aradan 10 sene geçti o kuaförden sonra bir sürü işte çalıştım hep ilk maaşımı aldıktan sonra tatlı olarak hep bir şeyler alıp eve götürdüm durdum. Artık alışkanlık mı diyeyim, evin geleneği mi diyeyim. Hep aynı şey oldu; ilk maaşımı aldım ve hep tatlı bir şeyler olup götürdüm. Kimi zaman püsküüt, kimi zaman baklava, kimi zaman dondurma... ama hep böyle oldu. Sonuç mu ? Üniversiteye kazandım 4 yılı bitirdim ve bu yaz nerdeyse tüm zamanımı işsiz geçirdim. Mezuniyetten sonra ilk iş deneyimime başladım. Bakalım ilk maaşımla yine bir şeyler düşünüyorum.
Ev ahalisine tatlı almak. En cevizlisinden, en fıstıklısından, en kaymaklısından...
yakın aradaşlara tatlı ısmarlamak.
(bkz: kapı taksidi ödemek)

Biz büyüdük ama hayallerimiz küçüldü git gide.
Eski ford consul a Benzin koyup çeşmeye gitmek.
(bkz: mayış)

sabaha kadar içip parayı sıfırlamak.
Markete gidip eve alışveriş yapmıştım. o zaman mutfak alışverişi yapmayıda bilmiyoruz salak saçma bir sürü şey almıştım sonra kalanını bizimkilere vermiştim. insan bir faydam oldu diye seviniyordu.
Maaşı alan yoksul ise çok şey yapar, zengin ise tebrik alır.
borç ödemek.
galatasaray forması almak.
Ben ilk maaşımla yeni gitar almıştım kendime.
artık param olduğu için para koyabileceğim bir cüzdan almak.
hatırlıyorum, ilk maaşımı aldığımda
kendime çok kıyafetler, ayakkabılar
almıştım. hatta ailem görmesin diye
eve saklı sokuyordum. delirdin mi
sen demesinler diye.
ama haklı olarak işime hergün şık
gitmek istiyordum. herkes şıktı çünkü.
Kendime takim elbise ve saat almıştım.
Babama vermiştim amk ne günlerdi bizim zamanımızda asgari ücret 900 lira bandındaydı tüm ay parayı alıp karıya gidicem diye hesap yaparken peder parayı cukkalamıştı.
üzerinden 25 sene geçmiş olan icraattır. yeminle hatırlamıyorum.
Prof. Krampon almıştım, pişman değilim.
56k ethernet kartı almıştım. pişmanmıyım? çooooook. bok vardı çeyrek alsaydım keşke...
Yeğenime ayakkabı almıştım.
ilk paramı kazandığımda
cevdet sunay cumhurbaşkanı
nihat erim başbakandı.
Büyük bir kısmını borç ödemek için kullanmıştım.
Zengin olduğumu sanmıştım.
delicesine harcamak saçma sapan şeyler almak.
ilk maaşımla eksik kalan kira borcumu ödemiştim. Lanet olsun varoluşluk her yerde
zippo aldım.