bugün

insanlığın karanlık çağı olarak adlandırdığımız ilk çağ,yani ilk çağda yaşayan insanlar hiç şüphesiz bütün ömürlerini her zaman bir şaşkınlık ve arayış içerisinde geçirmiştir.
günümüz insanında ise bu ilk çağlardan bu yana devam eden araştırmacı ve meraklı ruh devam etmektedir,lakin bunları dolaylı yoldan da olsa savaşla ve kanla yapmaktadır.
insanlık tarihi boyunca sadece birkaç yüzyıl savaşsız barış içinde geçmiştir işte bu yüzden ilkçağ insanı bence daha mutludur.
günümüzde çoğu insan lüks içinde ve amaçsız bir biçimde yaşıyor bu insanın fıtratına ters, lüks günümüz insanları mutlu etmek yerine mutsuz ediyor ayrıca kazanılmış yeteneklerinin hepsini köreltiyor.
insanlar ne zaman mutlu olmuştur veya olabilir tartışılır.
O zaman da yiyecek içecek vb böyle kolay ve bol değildi muhtemelen.
Gerçi halen bulamayanlar var ama sonuç olarak her şey zordur o zamanlar.
Ama zor olan bir şey her zaman mutsuz yapmaz. Bence daha güzeldir o zamanlar daha keyiflidir.
insanlar daha mutludur çünkü kötülük daha azdır.

En azından dostları ve düşmanları belliymiş adamların.
mutluluğun kaynağı cehalettir.
mutluluğun kaynağı hayvani içgüdüsel sekstir.

bu ikisi de oldukça fazla olduğundan ilk insanlar daha mutludur.

günümüz insanı da aşk diye bir kılıf uydurmuş bununla içgüdülerini köreltme mücadelesindedir. mutsuzdur.
Tartışmasız ilk insanlar diye cevap vereceğim sorudur. Ancak bu soru aynı zamanda bir anlamda anakronik sayılabilir "mutluluk" kavramından ötürü. Kira ödemek out, mağara çok güzel gelsene in.

(bkz: ilkel anarşizm)
Cevap; ikisi de degildir.

insanoğlu dünyada asla nihai mutluluğa erişemez. Dünyanın en güzeli olsa, o güzellik yavaşça eriyecektir. Veya kendinden daha guzelini bulacaktır. Dünyanın en zengini olsa, ya zamanla iflas edecek ya da artık para tat vermeyecektir. Tatminsiz olacaktır. Dünyanın en meşhur sanatçısı oyuncusu vs olsa, illa onu eleştiren birileri olacaktır.

insanin mutsuzluğunun esas sebebi asla elinde olmayan imkânlar değildir. Aksine, hayattaki istikrarsizliktir. Yani ne olacağı belli değil. Bir doğum günü kutlamasında annenin ölüm haberini alabilirsin. Veya bir basit testte ölümcül hasta olduğunu.

insan ruhu olumsuz olduğundan hep daimi bir şeyler arar. Bu yüzdendir ki hep ünlü olmak, kitap yazmak, ovulmek bilinmek ister. Ki, o bedeni ölünce adı kalsın. Ondan bir parça devam etsin. Aynı sekilde çocuk sahibi olmak da böyledir.

Velhasıl şunu bil ki dünyada neye sahip olursan ol mutluluğa asla erisemeyeceksin. Sen iyi bi insan olmaya, amellerine, cizgine bak.
Sonsuzluk burada değil.
günümüzde lükslük teknoloji patlaması var ama bu sorunları sıkıntıları çökmeleride beraber getiriyor. teknoloji telefon bilgisayar televizyon ortaya çıktığından beri arkadaşlar akrabalar birbiriyle takılmaz dolaşmaz sohbet etmez oldu. onu geç karı koca bile aynı evde 2 yabancı gibi.
Tek bir cümleyle açıklanamayacak kadar karışık bir mesele bu. ilk insan yaşam konusunda hiçbir bilgiye sahip değildir. Onun için her şey keşiftir aynı zamanda her şey korkusunu tetikleyen bir araçtır. ilk insan ölümün dahi ne olduğunu bilmez. ilk insan için her şey doğaüstüdür. Yağmur, gök gürültüsü, kuraklık. Bu bakımdan ilk insan zamanla her an doğaüstü güçlerin boyunduruğu altında yaşadığını sandığından korku, sıkıntı içindedir. Ancak bir yandan modern yaşamın modern sıkıntılarından uzaktır. Modern insan ilkel yaşamın zorlu şartlarına nazaran daha kolay bir yaşam sürse de kapitalist ekonomik sistemde istediği yaşamı elde edemez, sözde doğaüstü güçlerin değil bizzat "modern" yaşamın boyunduruğu altındadır. Şimdi bu verileri şöyle bir ortaya yığacak olursak:

Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun*
(bkz: Acıyor)
insanlık olmadan doğanın daha mutlu olduğu kesin de neyse.