bugün

ilk ehliyet dersimdi sene 2015'di.

Hyundai i20 kullanmıştım çok iyidi araba ya çok konforluydu. istanbul avrupa yakasında yaşayanlar bilir, kağıthane tarafında ehliyet sınavları için bir parkur var orada kullanmıştım ilk denemelerde 2-3 kere stop ettirdim ama sonra kavramıştım işi.
sene 2008. 2000 model renault megane aracımız var. sağolsun rahmetli babam bir kaç defa öğretti arabayı kaldırmayı, durdurmayı vs. ilk önce eve 2-3 km uzaklıkta, içki içen kişilerin manzara eşliğinde takıldığı bir tepede, daha sonra ise eve çok yakın kum sahada öğretti. daha sonra ise izmirde evka-1 pazar yerinde daha çok pratik yapmaya başladık. izmirde özellikle bucada yaşayanlar bilir. dediğim yer sürücü adaylarının en çok tercih ettiği yer olarak bilinir.
99' Corolla, kız gibi arabaydı. Babam yanıma oturdu: "Debriyaja bas vitesi boşa al, kontağı çevir araba çalışsın" dedi. Sanki bilmiyorum dedim içimden neyse dediğini yaptım "Vitese al arabayı" dedi. Taktım bire tin tin gidiyoruz attım ikiye biraz hızlandık attım üçe sağa çek dedi. Çektim ne oldu dedim gizli gizli araba mı kullanıyon lan sen dedi.

Yine kendimi övdüm Allah kahretmesin. *
her zaman için unutulmaz bir yeri vardır. ailemiz için ilk deneyim 90 lı yıllarda opel ascona olmuştur. unutulmazdır.
büyük heyecandır, çok değişik duygular hissettirir ancak 18 yaşına geldiğim halde henüz tadamadığımdır.
Genellikle stop ettirmeyle sonuçlanır. Yan koltukta arabasına zarar geleceğini düşünen baba faktörü oturur. Gergin geçer, ''senin süreceğin arabaya da sana da'' sözünü duyarsınız vs..
ilk deneyimim 9 yaşında oldu. önce size arabamızı nasıl aldığımı anlatıyım. sonra ilk sürüş deneyimimi anlatacağım.
değişik bir hikaye. ilgilerinizi bekliyorum dostlarım.

kurtlar vadisi gibi olaylar zinciri.(mafya özentisi değilim)

kayseride babamın arkadaşı 3,500 tl ye süt beyazı doğan slx satıyor.(o zamanlar 7,000 tl civarında doğan slx)
fiyatı ucuz bulan babam arabaya bakıyor ama araba haşat.
her yerinde kurşun delikleri var. lastikler kabak olmuş pati çekmekten.
motoru fazla zorladıkları için piston gömlekleri gevşemiş hep, çiğ benzin atıyor.

cüneyit arkınlı silahlı türk filmlerinden çıkmış gibi mübarek!

kıllanıyor tabiki arabadan. hırsız polis kovalamacasından çıkmış gibi araba.
neyse fiyat ucuz olduğu için yinede almak istiyor arabayı.

fakat ruhsat yok. ruhsat istanbuldaki bir adamda!

babam hurra istanbula gidiyor, adamı buluyor. bir kahvehanenin sahibiymiş bu şahıs.
giriyor kahveye adamın odasına geçiyor istiyor ruhsatı.

bu sahneyi gözünüzde şu video ile cnalandırın.
http://www.youtube.com/watch?v=Xiu5-FExmcY&feature=related

Tabi işin sonu bu videodaki gibi olmuyor. babam adamın mafya çıkacağını nereden bilsin?!

adam çıkartıyor belinden silahı. orası o mafya çetesinin toplandığı kahve gibi bir mekanmış.
hepside odadaki adama hizmet ediyor. bunu gören kahvedeki herkes ayağa kalkıyor ellerini silahlarına atıyorlar.
babam çaresiz dönüyor. dönerken arkadaşına telefon açıyor.

-ulan onun bunun çocuğu dost bildik bağrımıza bastık beni attın mafyanın kucağına!
+abi yok öyle bir şey vallahi! o adamın borcu vardı bana. arabayı verecekti borç karşılığı ama arabayı verdi ruhsatı alamadım.
-ben bunu halletmez miyim!

aslen istanbullu olan dedemin zamanında 6 tekstil fabrikası varmış. ee korunmak için bazı adamlara ihtiyaç duyarmış. mafyayla çalışırmış yani. babam, dedemin çalıştığı mafyanın babasına gidiyor. mustafa amcaya(70 yaşında) durumu anlatıyor. tesadüf bu 2 gurup ezelden kavgalı çıkıyor.

mustafa amca "alırım ben o ruhsatı" diyor ve kabul ediyor.

aynı kahvenin önüne siyah mercedes s500 yaklaşıyor. kapılar açılıyor. babam ve mustafa amca...
giriyorlar içeri, tabi mustafa amca biraz topallıyor ama adam kalıplı hala havasından geçilmiyor. tüm güzler babamla mustafa amcada.
bağırıyor mustafa amca:
-çağırın ulan şu iti! (kahvenin sahibini kastediyor)

adam geliyor. mustafa amca en yakın masaya yumruğunu koyuyor. koymasıyla masa yerle bir.
-ver şu ruhsatı hemen!

ve şimdi bu sahne gerçek oluyor.
http://www.youtube.com/watch?v=Xiu5-FExmcY&feature=related

alıyor ruhsatı dönüyor babam kayseriye. tabi mustafa amca yanında geliyor. 1 gece bizde misafir oluyor. bu olayları babamın ve onun ağzından dinledim gece boyunca.

böylede bir hikayesi var bizim doğanın.

bu arabayı ilk kullandığımda 9 yaşındaydım. köy yolundayız. babam ve ben yalnızız. bana veri arabayı.
altıma yastık koydum babam yan koltuğa oturdu.
çalıştırdım arabayı. izlediğim filmlerden etkilendim. debriyajdan çeker çekmez gaza sonuna kadar bastım.
1-1.5 saniye araba istop ediyor gibi oldu. sonra bir pati çekti bir fırladı. ben normal karşıladım böyle olacak sandım.
babam koltuğa yapıştı oğlum dur dedi.

ee böyle pati çekerek kalkan ben, nasıl dururum dersiniz?

freni kökledim bu sefer. küüüt kafalar ön kolsola!

babam indirdi beni.

sonraki denemem 1 yıl sonra olabildi ancak.

bizi tercih ettiğiniz için teşekkürler. "dechros yer uçağı yolları."
e sınıfı ehliyet aldım ama direksiyon eğitimine hiç gitmedim. çünkü 2005 senesinde mazot parası adı altında 70 lira para istediler. bende vermedim, sınav günü geldi 88 model 304 mersedes otobüs ama bildiğiniz hurda canım, bende panik atak olduğu için kursun hocası iki bira içersen rahat edersin dedi. ben deneni yaptım iki bira içtim, baktım yetmiyor, bir 35 lik votka takviye yaptım. sıra geldi bana nasıl sürdüm onuda bilmiyorum ama u dönüşü yaparken tecrübem olmadığı için virajı içten aldım ve trafik lambalarına çarptım. allahtan yaralı yoktu çünkü, öndeki hoca frene bastı durdurdu. netice de hurda otobüsü benim paramla bayağı düzelttiler, sınavı geçemedim, cebimden bayağı para çıktı, hey gidi günler diyorum şimdi.
ehliyet hocamla derse başladığımızda:
-oo sen iyisin. senden önceki bayan öğrenciydi, direksiyona geçti, araba hareket etmeye başlayınca "Aaa!! gidiyor bu!!!" diye çığlık attı!
diye anlatınca, acaba beni niye bu kızla kıyas yaptı diye çok pis kıllanmıştım.
320d m3 kasa ile tarafimdan gerceklestirilmis deneyim. Saka lan saka. once babamla bi kac kez calistik baktim babam ´o ayagini kirarim zilli´ye bagliyo bende surucu kursunda aldim solugu, ehliyet sahibi genc bi bagyanim sonuc olarak.
geneli babayla yaşanan deneyimdir.

bir heves başlayıp kavgayla biter.
geçen sene bunlardan biri başıma gelmiş, o günden beri arabaya binmemiş bulunmaktayım.
hatta ön koltuğa oturmam babamın ani hadi kızım geç direksiyona ısrarından korktuğum için.

ilk deneyim olduğu için arabayı ani kaldırmam nedeniyle, babam 85678396 defa araba kaldırma denemesi yaptırdı.
hala hızlı kaldırmaya devam edince inmek istediğimi söyledim.
kapıları kilitleyip bu araba bugün kalkıcak burdan deyip işkenceye devam etti.
baktı olmuyor fazla gaza yüklenen bacağa atılan bir yumruk ve sonrasında beni arabadan
zorla indirmeye çalışması.

''kalk kız kaaaaaaalk yok sana araba falan''
kimisinin gta ve need for speed gibi oyunlarda yaptığı deneyimdir ne varki ben ilk traktör sürdüm 15 dk lık bi kullanım şartları anlatımından sonra gidip bide tarla sürmüşümdür.
Tam 13 kez istop ettirerek rekora koştuğum deneyimdir.
iki sefer sürülen biradere ait hyundai accent'i saymazsak çalışıp biriktirip üstünü de babamın desteği ve krediyle tamamlayarak aldığım kendi arabamda yaşadığımdır. arabayı alıp istanbuldan getirdiğimiz gün bir türlü kaldıramamıştım. en az 20 deneme yaptık ama arabayı kaldıramadım. ama şimdi 2 ay oldu ve ankara içinde de sürüyorum rahatça.
boş bir arazideyiz yanımda kuzi arkada babam
arabayı çalıştırdım babam ilk debriyaj sonra gaz dedi okey dedik
2 denememde araba gitmeye başladı 50 çıktık babam sola dööööönnn freneeeee baaas diye bağırmaya başladı ilk ve sonkez aynı araba da olmamıza neden oldu.
heyecan vericidir. birde bunu 24 yaşında yapıyorsanız.
ilk seferde doğan slx ile gerçekleşmemesi gereken deneyimdir, birey yaşamdan soğuyabilir, hatta kendini bir anda - arabanın doğası gereği- asker uğurlama töreninin içinde bulabilir.
harikaydı. arka koltuktaydık. ama ev gibisi yok.
çok keyifli olmadı, ama istediğimi aldım.
vitesi 2 yerine boşa alma.
ilk stop ettirme,ilk kaz ve undergroundla ilişkisi olmadığını anladığın deneyim.
bir insanın ilk kez sürdüğü arabayla gelen denyimdir.

yaşım 21, şu yaşıma kadar arabadan ne anladım, ne de hoşuma gitti bu dört tekerler. ilkokulda arkadaşlarımın odasında ferrari posteri falan varken ben daha ziyade sinema ve galatasarayla ilgilenirdim. ama hakkını vereyim viper adlı dizinin tutkunuydum. o nasıl renk değiştiriyodu öyle lan?! neyse işte lise geldi bu sefer arkadaşlarım araba sürmeye başladılar bununla birlikte baba arabası kaçırmak popi arttırıyordu. içimizdeki floryalılar mercedes, audi kaçırırken içimizdeki avcılarlılar* olum geçen yine kartalı kaçırdım sahilde iki tur attım modundaydılar. ben hala arabadan hazzetmezdi. zaten babamın da ehliyeti yoktu, hatta ailede kimsenin ehliyeti yoktu dolayısıyla arabamız da yoktu ve park derdimiz de.

üniversiteye geçtim hala da içimde bir şevk yok, millet artık ehliyetini almış oraya buraya arabasıyla gelirken ben metrobüsün 22 durağının ismini ve sırasını ezberledim.* hatta inanır mısınız cabrio'ne olduğunu daha 2 ay önce öğrendim. güzel arabaymış ama 90'lı yılların modası sanki.

en sonunda babam dayanamadı "oğlum yaşın geçiyor, artık ehliyet almasan mı acaba?!" sitem ve istek dolu bu serzenişe dayanamayıp ehliyet kursuna yazıldım sözlük. kayıt yaptırmamda "hacı sistem değişiyor, stajyer sürücü sitemi geliyor 2 yıl yanında tecrübeli biir olmadıkça araba süremeyeceksin" kolpasının da etkisi oldu. tam bir şehir efsanesi sanki ama meclisten de geçmiş diyolla.

velhasıl kelam yazıldık kursa bayıldık 400 kağıdı. bütün arkadaşlarım " lan olum gitme kursa iki sınav çöz geçersin, güven bize" dediler. dostlarıma güvenirim. ve o yolda ilerlerdim. kursa bir kere gittim adettendir diye, ilkyardım dersine denk geldim, kadın hoca akciğerin solunum sistemi organı olduğunu anlatıyordu ki cümlesini tamamlamadın telefon çalıyormuş gibi yapıp çıktım. sonra işte gel zaman git zaman 20 ağustos ehliyet sınavı yaklaştı. o sıralarda internette surf yaparken* şöyle bir şeye denk geldim ;

görsel

aman allaam yoksa, yoksa... sonra bazı arkadaşlarım söylem değiştirmeye başladılar. oğlum çalış lan motor zor. yavşaklık. neyse zaten sınav günü gelmişti, sınav gecesi iftarı yaptım sonra oturdum kitaptan motor kısmını okudum, 3 tane de sınav çözdüm ve sınava girdim ertesi gün. ilkyarım ve trafik soruları kolayken motorda epey zorlandım, geçemeyebilirim. geçe de bilirim. yavşaklar.

sonra işte bugünün sabahına geldik efendim. sabah ilk direksiyon dersim vardı. saat 9'da orada olmam gerektiği söylenmişti. bense gece uyumayı pek sevmediğimden filme falan dalmışım saat 6 buçukta uyumaya çabaladım. 4 tane alarmın da sayesinde 9'a 18 kala uyandım ve apar topar, hızlı adımlarla vardım. sonra gittik işte pist dedikler bölgeye. ne pisti amk bildiğin tır falan geçiyordu, pist denilince gözümde toprak yuvarlak bir pist canlanmıştı. laan. hıca gayet düzgün ve anlayışlı biriydi, sabırlı sabırlı anlattı. benden önceki çocuk direksiyona ilk geçendi. daha önce o da kontak açmamış. kalkışı düzgün yaptım ama yolun sağından gidemiyordu bir türlü, az kalsın da bir tavuğu eziyorduk. tavuğun ne işi var amk yolda! neyse çocuk 5 turda iki kez istop ettirdi arabayı. beni bir korku aldı amk. *
en nihayetinde sıra bana geldi. fiat palio'nun direksiyonu artık iki elimin arasındaydı. bir yandan hocadan talimatı alırken bir yandan da içsesime basıyordum küfürü. ibne. neyse son kontrolleri yaptık ve el frenini çektim, vitesi bire taktık ve ayağımı debriyajdan hafif hafif kaldırdım. araba ilerleme başladım yavaştan, arabayı kaldırdım ulan hem de istop etmeden. araba ilerlerken gaza bastım. basmak ne kelime lan resmen köklemişim, araba bağırdı hemen debriyaja basıp ikiye taktım. neyse işte toplanda bi beş tur da ben attım. hiç istop ettirmeden, güzel yanaştım. frenlere alışamadım çok sert fren yaptım üç kez. onun dışında bir toplamda 20 kez dönüp 14 ez sinyal vermedim. ne olacağım belli galiba.

sözlük arabayı kullandığımda kendimi he-man gibi hissettim. güç bendeydi artık. nereye istersem oraya gidebilecektim, üstelik yanımdaki insanlar da bana tabi olmak durumundaydı. çok farklı bir histi, en son ilk bmx'imi aldığımda bu kadar güç sahibi ve özgür hissetmiştim galiba. sonuç olarak dün cabrio nedir bilmeyen şu bünye bugün sahibinden.com'dan ikinci el piyasasına göz attı. araba kullanmak çok farklıymış be sözlük. eksik bir yanım tamamlandı sanki. herkese tavsiye ederim. sinyalleri kullanmak şartı ile, sonuçta trafik canavarı olmayın yani.