bugün

erkek ve kadın arasındaki kendi doğrularını kabul etirme çabasının kıvılcımıdır.

oysa;
insani ilişkilerde ne salt doğru vardır ne de salt yanlış...
fark; kendi doğrularının, karşındakinin doğrularına yakınlığı ve uzaklığından ibarettir.

eğer iki kişi birbirini seviyor ve anlaşamıyorsa, bunu açıklamak için, kendi doğrularının zıtlığı yerine; yaşamın kargaşası bile yeterlidir.
ilişkilerde kalıcı hiçbirşey yoktur. eğer o ilişki mantığa dayalı değil de aşkın eseriyse, taşlar her an yerinden oynamaya hazırdır. aşkın olduğu verde kişilik yoktur, sevdicek vardır, doğru yanlış yoktur, sevgili vardır. aşkın bittiği yerde başlar bahaneler ve ilişkideki kişilikler...
canım cicim ayı kesinlikle mevcuttur...
Karşımıza ikinci seçenek çıkınca, birincinin kusurları çoğalmaya başlar.

alıntı.