bugün
- 13 haziran 2025 israil'in iran'a saldırması35
- kürdün en büyük dostu türk tür14
- kendisini taciz eden adama gününü gösteren kadın9
- iran kağıttan kaplandır13
- işe evden yemek götürmek20
- ferdi zeyrek11
- düşün ki o bunu okuyor11
- hangi sözlük kızı daha güzel20
- neydi o şarkının adı yaa18
- ay tırnağım kırıldı diyen erkek13
- en son neye şaşırdınız10
- pizzanın 500 tl olması saçmalığı12
- taylanda giden erkek9
- sakız adasında sakızlı muhallebi yemek20
- true yu neden evlendiremiyoruz13
- bahçeli demek binlerce yıllık devlet aklı demektir25
- 11 haziran 2025 ortadoğu daki hareketlilik19
- anın görüntüsü14
- leroy sane28
- galatasaray8
- baba olmak12
- sözlükte emek vermek10
- suya fahiş zam9
- daha güzeliyle tanışınca önceki kadını unutmak13
- erkek erkeğe 69 yapmak8
- şeriat9
- bütün vajinaların aynı olması30
- sudekiray8
- bu gömlek ne renk10
- fenerbahceli olmaktan utanmak10
- ellerim yorulsun stemiyorum19
- çocuğunun ciğerinden et yesin de iyileşemesin11
- gençler evlenmek değil dünya'yı gezmek istiyor11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- fenerbahçe8
- türkiye'de akıl verme kültürü14
- seks sırasında arabanın kaportasının göçmesi9
- sol frame in iğrençliği8
- gaziosmanpaşa belediyesi'nin akp'ye geçmesi13
- yeni akit'in ferdi zeyrek karikatürü9
- 2 yıllık bölümü 4 yılda bitirmek8
- menzil şeyhinin lüks aracı16
- prenses erkek20
- şaka maka sözlüğün ölmüş olması15
- manyak olmaya karar verdim16
- sözlükte polis var mı13
- true aleyna tilki evliliği8
bu cümlede vurgulanan cümle kendin bilmektir. kişinin her şeyden önce kendisini bilmesi ve çevresiyle ilişkisini bilmesi gerekir çünkü asıl gerçek ordadır der. basit bir kelime çok farklı bir ufku açmaktadır. *
toplumun kendisine verdiği rolü, yayın organları sayesinde iyice üzerine yapıştıran kişinin kulağına küpe olması gerekendir.
(bkz: yunus emre)
(bkz: şair burada bize sesleniyor)
hakikaten de öyle olmuş ama, anlayana...
hakikaten de öyle olmuş ama, anlayana...
benimsenebildiği takdirde cennet kapılarını açabilecek derecede önemli olan yunus emre felsefesidir. imanın özüdür aslında. kişinin, "ben" bilincini sürekli geliştirebildiğinde, kendisine ve etrafındaki her varlığa faydası olacağını özetler. en önemli nokta olarak da bir gönüle girebilme, insan sevgisi kazanabilmeyi gösterir.
"hepisinden iyice
bir gönüle girmektir"
"hepisinden iyice
bir gönüle girmektir"
içimden geçen bir kaç satırla açıklayayım.
Söylemler ne saydam bu aralar. Ucu bucağı olmayan düşüncelerle bir taraf belirlemeye çalışmakta moda. Had kavramı çoktan buzdolabının üstüne kaldırıldı. Oysa bir asrın nakış gibi işlediği duygulara tercüman yetisine sahip kalıplarımız var bizim. insanların bilgilerine bilgi katmak bir yana onları doğru bir şekilde paylaşmaya ihtiyacı var. Varlığı varlık yapan yetilere, bilgi harmanlanıp paylaşılmasına ihtiyaç var.
Akl-ı selim her insanın tırnak içerisinde tabiî ki 'insan' mertebesine gelebilmek için önce kendini, çevresini bilmek anlamak için çabalaması gerekir. Bakmak yetmeyeceği gibi görmesi ve çözümler üretmesi gerekir.
Kendini bilmek öğretisi aslında 'Kendini tanımaktan geçer.' Mükemmeli tanımak o mertebeye yükselmek gerekmelidir. Yunus Emre yüz yıl önce yazdığı bu kalıplaşmış şiirinin bu kıtasında bunu anlatmaya çalışmaktadır.
Bu oluşum dinsel açılımları da yanında getirir. Her insanın tevazu niteliklerine sahip olması gerekir. Tevazu var oluşsal bir anlam kazanmaya başladığında önemle ciddiyet kazanır. Zaten ahlaki bir erdem olarak tevazu, bizim varlık mertebeleri içinde sahip olduğumuz yerle irtibatlı ve paralel bir durumun ifadesidir. Bu durumda kendini bilmek, içine kapanmak, hayattan soyutlanmak değil, varlığın anlamı üzerinde esaslı bir düşünceye sahip olmak uygulamak, olgunlaşmaktır.
Olgun insan mertebesi yaşın getirdiği yaşamsal olgunun dışında kendini yetiştirmekten geçer. Her yetişkin insan kendini bilmekle çabalamaz. Zaman zaman karakterinin ve çevresinin izdüşümüyle yerle bir olur.
Kendini bilen insan olma mertebesi yer yer sonradan keşfedilen bir olgu olarak da çıkar karşımıza. Her insanın kendine bazı sorular sorması gerekir çabaladığı ve niyetlendiği her durumda. Bunlar ' Ne yapmalıyım?' ve 'Ne yapabilirim?' olmalıdır. Bizim zamanın öğretilerine şekil vermek için bu soruları kendimize sormamız ve aldığımız cevaplara göre hayatımızı şekillendirmemiz gerekir. Her cümlenin aslında vermek istediği mesajı yunus'un tek bir kelimede verdiğini insanların bu olgunun üzerine ancak sayfalarca yazı yazarak algılayabileceklerini düşünüyorum.
Sayfaların yetmediği, kelimelerin bir cümleye sap olamadığı oligarşi, hiyerarşi dolu devletlerin birleşmesiyle yaşanan, yaşamın bir kırıntısını iyiye çevirmek için söylenmiş özlü bir kıtadır aslında. Kıtadır çünkü ironi edasıyla 'kıtalara' açılmayı hedefler.
Sokrates'in ve Descartes'in farklı şeyleri yada aynı şeyleri savunmaları bu bağlamda çokta önemli değildir aslında düşünmek ve yansıtmaktır aslolan.
Sokrates'in 'kendini bil' eylemi de Yunus Emre'nin söylemiyle doğru orantılıdır.
Yaşamanın tadına varmak her şekilde doğru, ahlak ve erdemden geçer.
Erdemlerinizin tükenmemesi dileğiyle...
Söylemler ne saydam bu aralar. Ucu bucağı olmayan düşüncelerle bir taraf belirlemeye çalışmakta moda. Had kavramı çoktan buzdolabının üstüne kaldırıldı. Oysa bir asrın nakış gibi işlediği duygulara tercüman yetisine sahip kalıplarımız var bizim. insanların bilgilerine bilgi katmak bir yana onları doğru bir şekilde paylaşmaya ihtiyacı var. Varlığı varlık yapan yetilere, bilgi harmanlanıp paylaşılmasına ihtiyaç var.
Akl-ı selim her insanın tırnak içerisinde tabiî ki 'insan' mertebesine gelebilmek için önce kendini, çevresini bilmek anlamak için çabalaması gerekir. Bakmak yetmeyeceği gibi görmesi ve çözümler üretmesi gerekir.
Kendini bilmek öğretisi aslında 'Kendini tanımaktan geçer.' Mükemmeli tanımak o mertebeye yükselmek gerekmelidir. Yunus Emre yüz yıl önce yazdığı bu kalıplaşmış şiirinin bu kıtasında bunu anlatmaya çalışmaktadır.
Bu oluşum dinsel açılımları da yanında getirir. Her insanın tevazu niteliklerine sahip olması gerekir. Tevazu var oluşsal bir anlam kazanmaya başladığında önemle ciddiyet kazanır. Zaten ahlaki bir erdem olarak tevazu, bizim varlık mertebeleri içinde sahip olduğumuz yerle irtibatlı ve paralel bir durumun ifadesidir. Bu durumda kendini bilmek, içine kapanmak, hayattan soyutlanmak değil, varlığın anlamı üzerinde esaslı bir düşünceye sahip olmak uygulamak, olgunlaşmaktır.
Olgun insan mertebesi yaşın getirdiği yaşamsal olgunun dışında kendini yetiştirmekten geçer. Her yetişkin insan kendini bilmekle çabalamaz. Zaman zaman karakterinin ve çevresinin izdüşümüyle yerle bir olur.
Kendini bilen insan olma mertebesi yer yer sonradan keşfedilen bir olgu olarak da çıkar karşımıza. Her insanın kendine bazı sorular sorması gerekir çabaladığı ve niyetlendiği her durumda. Bunlar ' Ne yapmalıyım?' ve 'Ne yapabilirim?' olmalıdır. Bizim zamanın öğretilerine şekil vermek için bu soruları kendimize sormamız ve aldığımız cevaplara göre hayatımızı şekillendirmemiz gerekir. Her cümlenin aslında vermek istediği mesajı yunus'un tek bir kelimede verdiğini insanların bu olgunun üzerine ancak sayfalarca yazı yazarak algılayabileceklerini düşünüyorum.
Sayfaların yetmediği, kelimelerin bir cümleye sap olamadığı oligarşi, hiyerarşi dolu devletlerin birleşmesiyle yaşanan, yaşamın bir kırıntısını iyiye çevirmek için söylenmiş özlü bir kıtadır aslında. Kıtadır çünkü ironi edasıyla 'kıtalara' açılmayı hedefler.
Sokrates'in ve Descartes'in farklı şeyleri yada aynı şeyleri savunmaları bu bağlamda çokta önemli değildir aslında düşünmek ve yansıtmaktır aslolan.
Sokrates'in 'kendini bil' eylemi de Yunus Emre'nin söylemiyle doğru orantılıdır.
Yaşamanın tadına varmak her şekilde doğru, ahlak ve erdemden geçer.
Erdemlerinizin tükenmemesi dileğiyle...
21. yy ünlü filozoflarından türk filozof Nihat doğan'a ait bir başka cümleyle de açıklamak gerekirse;
ilim deryasından ilim ettim talep,
dediler ilim en sondadır.önce edep, önce edep. *
ilim deryasından ilim ettim talep,
dediler ilim en sondadır.önce edep, önce edep. *
ilk dizesinin doğrusu ilim ilim ilmektir olmalıdır. ilimin ilim bilmek olduğunu söylemek pek yunus emreye yakışacak bir incelik değildir. (bkz: iphonenunuz yoksa iphonenununz yoktur) burada verilmek istenen mesaj ise ilimin sağlam olması için ilim (düğüm) ilmek (düğümlemek, düğüm atmak) gibi yavaş yavaş, tane tane, üstüste olması gerektiğidir.
sen kendini bilmez isen
ya nice okumaktır
diye devam eden yunus emre sözü.
ya nice okumaktır
diye devam eden yunus emre sözü.
Yunus emre'nin yüzyıllar önce meseleyi çözdüğü harika sözüdür.
Kendini anlamak her şeyi anlamak olacaktır.
Kendini anlamak her şeyi anlamak olacaktır.
aynı zamanda kendini bilmektir de.
Bunu diyen kimselerden uzak dururum.
ilim ilim dediğin nedir ki gülüm ben senin için bilimi göze almışım..
cahillerin duyunca kaçtığı anlamlı bir söylemdir. Sadece anlayabilecek olanları ilgilendirir zaten.
güncel Önemli Başlıklar