bugün

3. kişiler veyahut dışardan ahkam kesen insanların ikili ilişkileri kestirmesinin mümkün olmamasıdır. cidden öyledir, dışarıdan aa ne iyi bir çift bunlar demekle veya mükemmel insanlar bunların sorunu olmaz demekle olmuyor bu işler. içeride neler oluyor, bunu ancak yaşayanlar biliyor. böyle olunca da işin ahkam kesme aralığı daralıyor. daralmalı da zaten.
konuyu bir örnekle betimleyelim. çift, sadece kendilerini ilgilendiren zorluklar yaşamış olsun. bu ikili paradoksu karşılıklı aşmaya çalışıp tekrar birbirlerine tutunsunlar. tutunduralım yani. lakin, bir tarafın yapmış olduğu farklılıklar onun alttan almasını da gerektirsin. çünkü ilişkiye ne şekilde olursa olsun ket vuran o. şimdi burda oluşmuş bir göz hapsini açımlayalım. diğer taraf güven- güvensizlik sendromu içinde kalıp gözlerini daha da bir açacak. az biraz yapısına uymayan bir davranışla -yumuşaklığı bir yana bırakıp- kısıtlamalara girişecek. şimdi bu durumun emarelerini gördüğümüz pastanede oturdukları zamana gidelim.
çift telefonda konuşmakta ve malum kısıtlamalar istenmese de devreye sokulmakta. göz hapsi olmayınca olay biraz telefon hapsine dökülmüş. işte burda yan masada gazete okuyan abi bu hararetli telefon konuşmasına kulak misafiri oluyor. akabinde de iç geçirip, bu tavrı hayli sıkıntılı olarak değerliyor. hatta sigarasını yakarken hiç entelektüel bulmadığını da mırıldanıyor. tabi bundan öncesine dair ne yaşandığını abimiz bilmiyor, o sadece kaba saba telefon konuşmasını duyabildi. değerlemeleri sadece bu doğrultuda kaldı.
sonuçta, bu oryantalik senaryoda da görüldüğü üzere, yaşanılanları sadece yaşayanlar iç dünyalarında anlamlandırıyor. dışarıdan olanları kestirebilmek hayli zor. yaşanmışlıklara dair.
edit: mükemmel çift olmaktansa sıradanlığa oynamak lazım hayatta. evet o da bir oyun belki fakat en azından olduğu gibi.