bugün

Eldeki nimetlerden faydalanamamaktır. Ya da malliktir.
iletişim özürlüsü olduğunuzun göstergesidir.
insanımıza olan durumdur. herkes yalnız, herkes mutsuz. sebebini internet yüzünden ulaşamayacakları hayaller edinmelerine bağlıyorum. herkes en yakışıklısını, herkes en güzelini arıyor; kafalarını kaldırıp minik ekranlarından dışarıya bakmıyorlar. oysa ki gerçek insanlar tam orada. aşık olmaları, sevmeler ve sevilmeleri için o istekleri nasılda gereksiz bir bilseler.

insanlar artık birbirlerini ekranlarda oluşturdukları sayfalara bakarak tanıyorlar. birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşan insanlar giderek azalıyor. akıllı telefonlarından gelecek bildirim sesi ve kim neyi beğenmiş daha önemli hale geliyor. tekrar seçme şansım olsa, bu çağ yaşamak isteyeceğim en son çağ olurdu herhalde.
Bir çay ocağı açacağım içeri girmenin şartı tanımadığı insanlarların masalarında muhabbet edip,çay içmek olacak.
kanayan bir yaramdır.
Dikdörtgenimsi iletişim aleti denen gudubetlerin yarattığı durum. Duman daha mı iyiydi ne?
çağımızın kronikleşen bir derdidir çünkü lafa ben diye başlanıyor sen diye başlamak yerine.
teknolojinin getirdikleri içinde iletişim en büyük yalandı. canlı yayın açarak, insanların özel hayatını takip etmeyi sosyalleşmek, mesaj atarak ancak çok az konuşmaya da iletişim diyorsunuz. yanılıyorsunuz.
Mesafeler engeldir, yok yere kırılırsınız ve kırarsınız da. Yok yere tartışırsınız.
ikili ilişkilerde yer alan en temel sorunlardan biri 'iletişimsizlik'.
ve gerçekten de iletişim kuramamak, duvara bir şeyler anlatmaya çalışmak gibi, öylesine bomboş.
''iletişim'' denen şeyin evrimini gösteriyor aslında bu durum.

150-200 sene önce mektuptan başka iletişim yolu yoktu uzaktaki bir insan ile mesela. bugün internet kesilse ''iletişim kesildi'' diyoruz. e çevir numarasını da ara. whatsapp mı tek iletişim kaynağımız?

bu açıdan bakınca ''insanlar cep telefonu yokken nasıl buluşuyordu'' diye düşünüyor ergenler. evden çıkmadan arar ''çıkıyorum haberin olsun'' der ve buluşurduk. gayet basitti yani.
muhtemelen insanlarla olan bağınız çok hiyerarşik. ondan böyle sorunlar yaşıyorsunuz. beklenti bizim lanetimiz. çok sevilmeyi, çok özel olmayı, çok büyük ayrıcalıkları hiçbir şeye sahip olmadan istiyoruz. istemek bir haktır tabii ama karşılığında verecek bir şeylerin varsa.

kırmak, incitmek ya da aşağılamak istemiyorum fakat biçoğunuz hasta ve hasta olduğunu bilmiyor. şizofreni sınırında yaşıyorsunuz. farklı olmak, diğerleri gibi görünmemek, diğerleri gibi düşünmüyormuş gibi yapmak sizi oyalıyor. bir ortama girdiğinizde orada merkezde olmak istiyorsunuz. sürekli başınız okşanmalı. sürekli teselli edilmelisiniz. hiçbir nesnel iddianız yok. hiçbir eyleminiz yok. milyonlarca insanın yapıp ettiklerini yapıp, bikaç seçkin ruhun yaşadığı tecrübeyi yaşamak istiyorsunuz.

"iletişim kuramamak" nasıl olur bilmiyorum. böyle bir problem yaşamadım. insanlarla ilişkim gayet sağlıklıdır. şunu fark etmek beni çok yordu; biz anlaşılmak istiyoruz fakat bu anlaşılma isteğimizin sonucuna katlanamıyoruz. çok derinlerimizde bi yerde hala büyüyememiş bir çocuk var. o çocuğun sesi öyle çok çıkıyor ki bir yerden sonra yoruluyoruz artık onunla ilgilenmekten.

"iletişim çağı" dediğiniz şey nedir? araçlarımız değişti en fazla. insan yine aynı insan. merak ediyor musun? sen ara. özledin mi? sen yaz. onu dinlemek ya da ona anlatmak mı istiyorsun? sen git. sen harekete geç. öyle pasif, öyle çiğ, öyle sahteyiz ki. içinde debelendiğimiz hiyerarşi gerçekliğin çok çarpıtılmış bir hali. bize gelinsin istiyoruz. sürekli reddettiğimiz halde, sürekli yok saydığımız halde hala aynı özenle, aynı merakla çağrılmak istiyoruz. sürekli aranıp sorulmak istiyoruz.

dünyayla kurduğumuz ilişki çok sorunlu. gerçekten öyle. şizofreni sınırında yaşıyoruz resmen. herkes sanki bizim etrafımızda, herkes bize karşı, herkes bizi takip ediyor, herkes bizim dedikodumuzu yapıyor.

arkadaşlar yok böyle bi şey. ananız babanız için bile o kadar önemli değilsiniz. insanlarla barışın. bir yere ait olmadığınızı hissediyorsanız kalmayın orada. bir insanla iletişimde zorlanıyorsanız ona yatırım yapmayın. zorluk, kasıntılık, sorunlar, melankoli falan bunlar çocukça sorunlardır. gerçekten güçlü birinin böyle rollere ihtiyacı olmaz. doğru insanları seçin. hedefsiz, bütün gün sayıklayan, bütün gün dertlenen, bütün gün kurban rolünde öylece duran tipler size zarar verecek. günün sonunda ona benzeyeceksiniz iletişim kurabilmek için.

yalnızlık büyük bir sorundur. kişi eğer bunu tercih etmemiş ama buna maruz kalmışsa gerçekten büyük bir sorundur. seni neden sevmiyorlar? neden aramıyorlar? neden çağırmıyorlar? neden hassasiyetlerin gözetilmiyor? çünkü hak etmedin. hak ediş mekanizmasını sen de uygulamadın diğerleri üzerinde. adaletsizlik önce mide bulandırır. sen yapmadın, sana da yapmayacaklar.

her insanın çok popüler olduğu bir zaman gelir; küçücük bir andır bu. grup içinde hafiften yükselirsin, çevrende sivrilirsin. o süreci iyi değerlendirip temellendirmek gerekirken, o geçici gücüne bir kök bulman gerekirken yine bekleyen, yine hep isteyen tarafta olmak çok büyük ve hatalı bir hamle. çok çocukça.

biçoğunuz salaksınız. sanıyosunuz ki anlaşılmıyor neyi neden yaptığınız. o girdiğiniz triplerin görülmediğini düşünüyosunuz. oysa görülüyor ve siklenmiyor. doğarak kazandığınız şeyler olduğuna öyle inanmışsınız ki. saygınlık, özen, sevgi... bunlar için çalışmak lazım. seni çağırmam, seni aramam, seni anlamam için senin bir eylemde oluyor olman lazım. senin bir sözün olmalı. bir iddian olmalı. sen bir şeyi temsil edebilmelisin.

neyi temsil ediyoruz? neyiz biz? yaşıtlarımız uçak kaldırıp indirirken, devasa meselelerin altından kalkarken, dünyaya kendilerini dayatabilecek kadar güçlenirken, eser üretirken, direnirken, çalışırken ne yaptık? ne yapıyorduk? hep ötekiydi derdimiz. ötekini yenersek, yok edersek biz olacaktık o kişi. ötekini yendik belki ama o kişi biz olamadık hiç.

iletişim kuramamak büyük bir sorundur. çözülmeyi beklemek, hep çağrılmayı istemek, hep anlaşılan tarafta olmak, hiç hata yapmadığını sanmak büyük bir sorundur. sizler güncel olarak yeniden kurulup yıkılan mahluklarsınız. esneklik çok insani bir özelliktir ama dışlanmış durumda. bu çağın en büyük sorunlarından biri bu; katılık. çünkü güç sanıyoruz bunu.

hep sanıyoruz. hiç bilmiyoruz. hep istiyoruz hiç vermiyoruz. hep bekliyoruz hiç yapmıyoruz. hep başımız okşanıyor ama hiç ağzımızın tadıyla kederlenmiyoruz. hep ama hep beklenti içindeyiz.

kendini eğitmek bir ödevdir. öyle insanlarla karşılaştım ki mağarada büyümüş sanki. muhakeme yeteneği yok, kendisine saygısı yok, bir ideali yok, bir sözü yok. ama bolca saçmalığı var. şunu anlayın artık; saçmalıklarınızı tecrübe etmek için size gelen, bir ucubeyi seyretmek için geliyor. siz bir yerde yorulacaksınız ama o çoktan sizden sıkılmış olacak. normal olun. şovu kesin artık. kimse sizin hayranınız, sizin fanınız, finonuz değil. insanlarla böyle ilişki kurulmaz. bir düzlemde, düz bir zeminde iletişim kurmalıyız. gücümüzü onlar üzerinde kullanamayız. biz sürekli onaylanmak istiyoruz. sürekli haklı olmak. çok boşa bi çaba bu ya. çok boş. çok ziyan.

kardeşlerim gerçekten insanlar sizin düşmanınız değil. sizinle ilgili şeytani planları yok. bütün gün sizi düşünüp kötülüğünüze çalışmıyorlar. dedikodunuz yapılmıyor. takip edilmiyor, o kadar siklenmiyorsunuz. onlarla olan ilişkinizi yeniden kurgulayın. insan gibi hareket edin. normalleşin.

şunu aklım almıyor; yalnızca bir kere hayatı tecrübe ediyoruz ve buna rağmen yarın hayatımızda olmayacak birine büyük yatırımlar yapıyoruz. inanamıyorum buna. kar zarar hesabı yapmaktan böylesine aciz bir beyin tabii ki de çökecek. tabii ki de kaybedecek. hayatımız kimsenin oteli değil aq. çok fazla insanın var olması bizi kolaycılığa itiyor. "giden gider" falan diyoruz ama giden kişi seni hakikaten seviyordu. üstünü kolayca çizmeyin insanların. anlayışlı olun. doğru yere yatırım yapın. hayat ilişkiyi doğal olarak bitirir bitirecekse. aradaki hikaye tamamlanır biter gider. ama kıra kıra, döke saça hareket etmek çok komik gösteriyor sizi.

birine gerçekten sarılmamış, gerçekten sahiplenmemiş, gerçekten sevmemiş, gerçekten dinlememişseniz size de yapılmayacak bu. iletişim mi istiyosunuz? hamle yapın. beklemeyin. star değilsiniz. görünen o ki olamayacaksınız da.