bugün

şurdan biri çıkıp beni çevirse ve sorsa: gece eve dönerken ıssız sokakta karşına çıkan iri yarı agresif sokak köpeği mi daha çok korkutur seni; ikinci soruyu sorduğun ve oturduğu skiindirik kahverengi masanın ardından dik dik bakan -ya da hiç bakmaya tenezzül etmeyen- memur mu? ahaha, şimdi mantıklı düşününce bu giriş biraz fazla iddialı olmuş gibime geldi. yani, sokak köpeğinin büyüklüğü, dişleri filan gibi değişkenlere göre cevap vermek lazım. öyle. konumuza dönelim sayın burhan kuzu. lütfen, rica ediyorum...

gel hadi seni bi iş için devlet dairesine götüreyim. evet, aylardır erteliyorum bu işi. devlet dairesine gitmek mi daha zor sokak köpeğiyle kucaklaşmak mı diye sorular sorup kayışı temelli koparmanın lüzumu yok. gel bak, sıra bize gelmiş. bıyıklı esmer herifin yanına gidelim ve gayet kibarca "pardon, ben şunu soracaktım" diye lafa girelim. herif ağzını açmadan önce muhtemel cevapları listeleyeyim hemen şuracığa:

- burdan olmuyor o!
- eksik belge getirmişsin!
- üst kata çıkacan!
- cebeci'deki ek binada oluyor.
- şurya şurya şurya bide şurya imza at!
- şurya şurya şurya bide şurya imza attır!
- şurya şurya şurya bide şurya üç beş çorba parası at.

liste uzar gider. görüldüğü üzere cevaplar hep ucu açık, muğallakta. "burdan olmuyor o" cevabına "peki nereden oluyor" sorusuyla atağa kalksan, "üst kata çıkacan" cümlesindeki üst katın tam kordinatlarını istesen filan o agresif, yılgın, bitkin, öldürücü bakışlarla karşılaşmama ihtimalin, yiğit bulut'un dağınık saçla ekrana çıkma ihtimali kadardır. yani, sıfıra yakındır.

- burdan olmuyor o!
+ ee ıı peki nerden oluyor?
- üreeaaaah! grroooaaaahhhh!
+ pardon?

'devlet, bireylere emir vermek için değil, bireylerin yaşamını düzenli biçimde devam ettirebilmeleri için hizmet veren bik bik bik' diye gecesini gündüzüne katan düşünürler, yazarlar, uyanın da bakın şu devletin en küçük adamının suratındaki ifadeye! bu mudur yani? bir adet veznedardan bozma memur beni bu kadar sindirebiliyorsa ben nasıl koskoca devleti, başbakanı şunu bunu sorgulayabilecem bebeğim? var mı bunun cevabı? be sigaradan sararmış bıyıklarını eşşekler sikesice herif! dedemi fırçaladın, karşında muma çevirdin senelerce. babamı fırçaladın, karşında muma çevirdin. bana da mı aynısını yapacan? hiç mi değişmedi devlet-millet ilişkileri? hiç mi insani boyuta bi gıdım yaklaşmadı? senin görevin vatandaşa yardımcı olmak değil mi? soruya cevap vermek değil mi?

birinci soruya verilen belirsiz cevaptan doğan ikinci soruya olan anlaşılmaz agresifliğin yüzünden 4 tane bina geziyorum lan ben! çeşt çeşit belgelerle dikiliyorum kapına. kız istemeye ikametgah belgesiyle gidecek seviyede sikik bi vatandaş olmuşum be hey saramış bıyığını eşşe.. burayı biliyorsun zaten, yukard söylemiştin.

az insan ol, insan! az insan ol ki, yarın öbür gün 100 lira zam için sokaklara döküldüğünde arkanda birazcık insan desteği bulabil.

az bi yardımcı olmayı dene. 'günde kaç kişiyle uğraşıyoruz bik bik bik' diye savunmaya geçme, büyük küfürler ederim.
bir soruluk kapasitesi olan devlet memurlarıdır. daha fazlasına el vermemektedir beyinleri ve asapları zira çok yorulmakta ve çoğu aldıkları maaşı sayarken büyük kalori harcamaktadır... * *
artık maziye gömülmüş, olmayan devlet memurlarıdır.
ilk sorunun cevabını alabilmiş insanlar da var demek bu memlekette. bunu hep şehir efsanesi sanırdım, meğer gerçekmiş.
genelde ilk soruya cevap vermeyenleri vardır bunların. kendince haklı tabii, teyze bana cevap verirken elindeki yün işini yanlış filan işler alimallah!

bu ara bir haber çalındı ki kulağıma allah gerçekten var dedim kendi kendime. bu inançlarımı sağlamlaştıran haberdi;
(bkz: ikametgah belgesinin kaldırılması)
(bkz: 421 belge ve işlemin kaldırılması)
çok ekstrem bir durum olmadıkça ( başka bir memura tecavüz, vatan hainliği, vs.) kovulmayacağını bildiği için her türlü kıllığı yapma hakkını kendinde gören memurdur, sadece vatandaşlar tarafından değil, mesai arkadaşları tarafından da sevilmezler.
aynı zamanda siz yanlarına gittiğinizde bir yandan cep telefonuyla konuşup size ne geldin lan sen der gibi bakan devlet memurlarıdır. aynı devlet memurlarının bilgisayarında msn kuruludur sohbet esnasında verdikleri cevapları anlamak için bir mütercim gerekebilir. bir de bu memurlar yılın yarısına yakınını tatillerde geçirirler. unutmadan sürekli de şu kadar bu kadar maaş alıyoruz diye ağlarlar.