bugün

bazen en umulmadık anda, insanı 31 yaşından, 4 yaşına sürükleyebiliyor hüzünlerimiz.
kaybolup gidiyor insan, zamanın derin boşluğunda. hatırlamak istemedikleri, haykırıyor zihninde.
kapanmış yaralar kanamaya başlıyor, dermansız dertler alıp, götürüyor benliğimizi.
şimdi ben tarifsiz hezeyanlar içinde, yıllar önce sarılıp, özlemini paylaşamadığım, acısına dokunamadığım o çocuğu bulup, gözyaşlarımla yıkamak istiyorum, çocukluğumun saflığını kirleten anlayışsızlığımı. afdilemek istiyorum ama yine boşuna çırpınışım biliyorum. nekadar yalvarsamda, nekadar ağlasamda, ne yüreğim, ne utancım ulaşabilecek o küçücük, masum yüreğe.
keşkelerine gömülmüş bir utanç çırpınıyor içimde ve ben başa çıkamıyorum bu hezeyanla.
o kurşunu sıkan kalleşler kadar umursuz değilim, suçlu değilim diye çırpınsamda, hep içimden bir ses, yargılayıp, infaz ediyor, hayasız arzularımı.
o çocuğu bulun bana desem bulabilirmisiniz. ismi yok, soyadı yok, binlerce şehit çocuğundan biri o.
babasız büyümüş, babasının omuzlarında cesaret ve özgürlükle taşıdığı üç yıldızda, baba özlemini sonsuz gökyüzüne taşımış, hüzün bakan, hasret kokan bir çocuk.
ona ulaşamıyor özürlerim ama, sessiz bir çığlık büyüyor içimde.
babalara, babalarımıza hain ellerinizi, soğuk tetiklerinizi, nefret bakışlarınızı uzatmayın diye.
not: hayata dair iç burkan detaylar entrysi ile ortak bir yaranın, kan karışımından doğmuştur.
ısrarla pkk ve akıttığı kanı haklı görmek ve göstermek isteyenlerin okuması tavsiye olunur.