bugün

islamiyetin arap yarımadasındaki zulme ve insanlık dışı eylemlere son verdiğinin, islamın aydınlık yüzünün kanıtı olan iki insan.
hz ömer islamiyetle tanışarak, adaletin kalesi ve simgesi halini almış bir halifedir ama hz. ömer islamiyetle tanışmadan önce arap yarımadasında, batıni örf ve adetlerin esaretinde bir fertti ve o dünyanın kanunlarına ayak uyduruyordu.
birgün işte o dünyanın gölgesi altında bir kız çocuğu babası oldu hz. ömer. yapması istenen şeyi yapmadı ve kızını herkesten gizleyerek, iki yıl evinden hiç çıkartmadan büyüttü. öğrenilirse kendisinden istenecek şeyi biliyor ve bunu yapmaktan o kadar korkuyorduki, bir fert olarak, toplumun kurallarına uyma gereğinin, uyulmazsa yaşanacak olan sürecin ibretlik bir haliydi içinde bulunduğu durum. birgün, kabilesinin ileri gelenleri, kız çocuğunu gömmediğini öğrendiler ve ondan görevini yapmasını istediler, ilk başta direndi ama itibarını yitirme ve dışlanma ile tehdit edilince her insanın düşeceği zayıflığa düşerek, çocuğunu kimseye emanet edemeyeceğinden, tek başına infaz etmeye götürdü, kumları elleriyle eşeleyerek, bir çukur açtı ve canı kadar sevdiği çocuğuna bakmaya dahi korkarak ve vicdanını sızlatacak vedalaşmadan uzak durarak, hızlı bir hamleyle çocuğu çukurun içine attı, çocuk şiddetle kumlara çarpınca, kumlar hz. ömerin elbisesine sıçradı. işte o anda hz. ömer in uzun yıllar sonra, islamın önemini anlatacağı sahneler vuku buldu. kız çocuğu tüm sevecenliğiyle, atıldığı çukurdan doğrularak, babasına babacığım üstün toz oldu dedi ve tarifsiz bir sevecenlikle babasının üstünü elelriyle temizledi. hz. ömer hayatının sonuna kadar etkisinden kurtulamayacağı bu sahneye rağmen, kızını canlı canlı gömerek, batıl arap dünyasının örf ve adetlerine, mevkisine, itibarına, ticari hayatına kurban etmek zorunda kaldı.
hz. ömer ve her insan kadar yaşama hakkı olan, insan olan, allahın kulu olan, toplumunun ve ailesinin ferdi olan, tek suçu kız olarak dünyaya gelmek olan masum bir çocuk.
toplum olması gerektiği kadar adil olmadığı zaman, dünyanın en adil yüreği bile, el kadar bir çocuğu, hem de kendi çocuğunu canlı canlı gömecek kadar adaletsiz olabiliyor.
bizleri insan yapan aklımız ve yüreğimiz, algılarımız ve vicdanımız olduğu kadar, içinde yaşamak, ona uymak zorunda kaldığımız düzendirde aynı zamanda.
ne kadar vicdan sahibi olsakda, ne kadar akıllı olsakda, vicdanı olmayan, aklını kullanmayan bir toplumun ferdi isek, en az o toplum kadar vicdansız ve akılsız olmak zorunda kalabiliriz, kalıyoruzda.
bugün dünyanın kapitalist ya da komünist toplumlarının vahşi bir kurt hali, hz ömer in toplumunun vahşi kuurtluğu içinde elleri kanlı bir kurt olmasına benzetilebilir.
fertlerin bireysel vicdanlarını, akıllarını hiçe sayan acımasız, vicdansız, ahlaksız ve akılsız yapılanmalar, fertlerinide acımazsız, vicdansız, ahlaksız ve akılsız yaptı, yapıyor ve yapacak.
edit: gün kadar aydınlık gerçekleri görmekten kaçarak, cehaletlerinin karanlığına sığınan yüzyılımızın vicdansızlarının, adaletsizlerinin ve akılsızlarınında, gerçekleri canlı canlı gömmeye çalışan tavırları, kız çocuklarını sözde erkeklik itibarlarına kurban eden barbar ve ilkel insanlardan hiçbir farkı yoktur, aksine ortak bir mirasın çocukları olarak aynı terazinin, aynı kefesinde tartılacaklardır.