bugün

Milladan önce platonun tek basına yazidigi devlet kitabi derinlik ve bilgi olarak yuzlerce kuran eder.

O yuzden eskiden de insanlar kitap yazabiliyormuş.
insanları doğru yola sokmak.
Yazmamıştır vahyetmiştir
Öldükten sonra sahabeler kitap hâline getirmiştir.
Yani oturup ne yazsam diye düşünmemiştir.
yazmadı efendim nakletti.

uludaki şu güruhta hani şey gibi. Twitter'da Atatürk'e sallayan tayfa var ya, onlara ithafen diyorlar hani "atam 100 yıldır yok ama her seferinde susarak kazanıyor" diye falan.

hz Muhammed de öyle vallahi,

1500 yıldır susuyor, tek kelime dahi etmiyor ama hâlâ kazanıyor. ve bazı kuyruk acılılar hâlâ arkasından sallıyor.
hz muhammed (s.a.v) kuranı yazmamıştır. kuran-ı kerim allah'tan vahiy inmiştir.

kainatın daima genişlediği gerçeği artık ilim ve bilim dünyasının kabul ettiği bir ilmi buluştur. buna kur'an şu ayetiyle işaret etmektedir:

biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz. (zariyat, 51/47)

xx.asrın bir buluşuda her yıldız ve gök cisimlerin bir yörüngede durduğu gerçeğidir. bu duruma kur'an şu ayetiyle işaret etmektedir:

geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan odur. her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor.
(enbiya, 21/33)

bunlar kur'anın mucizelerinden sadece bir kaç tanesi. bu hakikatleri görüpte kur'anı hala insan yazması zannedenler apaçık ahmaktır.

allah hepinize hidayet nasip etsin.
amin.
Çünkü diğer tutmuş dinlerin kitabı var benimkinin neyi eksik düşüncesi.
allah yok dinler yalan gerçeğini bildiği için insanları silkelemek istemiştir.
En fazla Türklere zararı dokunan durumdur....
peygamberimiz istesede kitap yazamazdı çünkü okuma yazması yoktu. Peygamberimiz kendisine vahyedileni nakletti ve vahiy yazıcıları bunu bazen deri parçalarına bazen başka malzemelere kaydetti bazıları ise ezberledi. Kuran'ın bir kitap olarak derlenmesi peygamberimizin vefatından yıllar sonra taa halife osman zamanında oldu.
kuran allah kelamıdır. hz. muhammed (s.a.v.) kuranı tüm insanlığa tebliğ etmekle görevlendirilmiş bir elçidir. kuranı yazan efendimiz değil bizzat rabbimizdir. imansızlık kör etmiş bazılarını allah ıslah etsin.
Simdi gene hic yorum getirmeden, hicbirsey degistirmeden, eklemeden, cikarmadan, "cibizlamadan" sure verecem, ama dinibutun arkadaslar gene eksileyecek.
Zaten ne zaman kurandan bir parca versem, ne hikmetse o "dinibutunler" eksiliyor. Adamlar bizden cok karsi kurana ))))

Gelelim konumuza. Neden sormus arkadas.... Bence ahanda bu yuzden :

AHZÂB-50: Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.)
mesela bütün sözlük cahil olsa ve ben de bütün ups boobss'ları kendime helal kılsam. işte öyle bir şey.
Kuran’da günümüz bilimsel gerçeklerine dair duyduğunuz Her şey binlerce yıl önce Sümer tabletlerinde yazıyordu zaten.
Bırakın artık şu ‘abi uzayın genişlemesi bile Kuran’da yazıyordu’ muhabbetlerini.
Eğer bir insan bir kitap yazacak olsa kendisine uyarı vermez. Kendisinin hatalarından bahsetmez.

Kur'an Müslüman olmayanların Allahu Teala tarafından affedilmesini talep etmenin yanlışlığı konusunda da Rasulullah (s)'ı uyarmaktadır: "Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur." (Tevbe, 9: 113).

Gözleri görmeyen adamın dini öğrenme isteği karşısında Hz. Peygamber (s)'in başka birini önceleyen tavrı şöyle eleştirilmektedir: "(Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü. Kendisine âmâ geldi, diye. Ne bilirsin, belki o temizlenecek? Veya öğüt alacak da öğüt ona fayda verecek. Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince, Sen ona yöneliyorsun. Onun temizlenmemesinden sana ne? Ama sana can atarak gelen, Allah'tan korkarak gelmişken, sen onunla ilgilenmiyorsun." (Abese, 80: 1-10).

Hz. Peygamber (s) bir Yahudinin haklı olduğu bir konuda haksız pozisyondaki Müslümanı tercih etme ihtimali karşısında uyarılmaktadır: "Biz sana Kitab (Kur'ân)ı hak olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hüküm veresin. Sakın hainlerin savunucusu olma!" (Nisa, 4: 105).
nedeni guce ve adini tarihe yazmaktir bence. kuran i kerim i okumus bir insan olarak diyebillirim ki.. kuran da hz muhammed in gorup begendigi zeyd in karisi icin bile ayet gelmistir.. muhammed onunla evlenebillirsin denmistir.. kuran i kerimi okuyan bir insan yazilma amacini kolaylikla anliyabillir.
yazmış. yazmasa ağlayacakmış.
Yoktur. Çünkü Kuranı muhammed yazmamıştır. Kuran sonradan insanlar tarafından derlenip kitap haline getirilmiştir.
Kur'an akla mantığa uyan tek kitapmış. hayır kardeşim kuran baştan aşağı çelişkilerle mantık hatalarıyla dolu bir kitap. Ya okumamışsın yada okuduğunu anlamamışsın. Kur'an ne akıl ne mantık ne de bilimle örtüşüyor. Kur'an muhtemelen Hz Muhammed tarafından yazılmasa bile, bir insan tarafından yazılmış bir kitap tartışmaya gerek bile yok.
Bırakın uzayı falan, kutuplar diye bir yerin varlığından habersiz bir kitaptan bahsediyoruz.
E elin arabı 46 derece sıcakta kutbu nereden bilsin di mi?
O yüzden çokta şeeetmeyin.
kuran allahın kelamıdır diyen insanların allahla yakınlıklarını sormak istiyorum. oturup bi çay içmişliğiniz var mı.
Ateistin cahili de hiç çekilmiyor. Sümer tabletlerinden öğrenmişmiş. Ufak at da civcivler yesin. Madem sümerlerden öğrendi, arapların elinde mevcut ortada bir kitap ve hoca olması gerekir. Hani kitap? Nerde hoca? Kim bir şey öğretmiş? Var mı bunun delili ve iddia edeni? Yok. Bunu mekkenin müşrikleri bile söyleyemedi. Gülerler. Çünkü yalan olduğu gün gibi aşikâr. Boş muhabbetler bunlar ve Traş yapıyorlar. Geç..

--spoiler--
“Onlar, yanlarındaki Tevrat ve incil’de vasıflarını yazılı buldukları o ümmî nebî olan peygambere tâbi olanlardır. O (peygamber), onlara iyiliği emreder, onları kötülükten sakındırır…"

"De ki: 'Ey insanlar! Şüphesiz ki ben sizin hepinize, göklerin ve yerin hükümrânlığı kendisine ait olan, kendisinden başka hiç bir ilâh olmayan, hayat veren ve öldüren Allah’ın gönderilmiş elçisiyim. O halde Allah’a iman edin. Allah’a ve kelimelerine iman eden ümmî nebi olan elçisine de iman edin ve ona uyun ki, doğru yolu bulmuş olasınız.' ”(A'raf, 7/157-158).

“Sen bundan önce ne bir Kitâp okuyor (tilavet ediyor), ne de elinle onu yazıyordun. Öyle olsaydı, bâtıla uyanlar elbette şüpheye düşerlerdi.”(Ankebut, 29/48)

Peygamberimiz (asm) hiçbir âlimden ders almamış, hiçbir kitap okumamış, hiçbir ilim meclisinden bir şey öğrenmemiş; bir kelime de olsa yazı yazmamıştır. Fakat Peygamberimiz ümmiliğiyle beraber bütün ilimlere vakıftı, bilmediği bir şey yoktu. Ona her şeyi öğreten Rabbiydi.

Peygamberimiz (asm) islâmı anlatmaya başladıktan sonra hiç kimse çıkıp da “Falan meseleyi ona ben anlatmıştım, ben öğretmiştim.” dememiştir.

“Biz yıldızların hareketinden hesap çıkarmayan ve yazı yazmayan bir milletiz.”(Müslim, Sıyam: 15.)

Peygamberimiz (asm)bir kitap veya yazıya bakarak okuyamıyordu, fakat Kur’an-ı Kerim’i ezberinden çok güzel okurdu. Kur’ân okumasını ona Cebrail Aleyhisselam öğretmişti. Bu konuda A’lâ Suresi 6. Âyette şöyle buyurulur:

“Bundan böyle sana Cebrail’in öğreteceği üzere Kur’an’ı okutacağız da, unutmayacaksın.”

Elmalılı Hamdi Yazır şöyle bir değerlendirme yapmaktadır:

"Bu üç nisbetin üçünde de ümmî okuyup yazmaya uğraşmamış manasına bir vasıftır. Ümmîlik sıradan insanlar hakkında kullanıldığı zaman genelde ilim eksikliğini ifade eden bir noksanlık sıfatı iken, bir ümmînin okuyup yazanlardan daha bilgili olması Allah tarafından olağan durumun aksine olarak, çalışıp çaba göstermeden ilâhî bilgilerle donatılmış olması ve vehbî ilimlere sahip olması peygamber için fıtrat yüceliğine delalet eder. ilmî yüceliği ve kemâli, okuyup yazanları aciz bırakan bir peygamber hakkında "ümmî"lik, her türlü şüpheyi ortadan kaldıran ve onun doğrudan doğruya Allah'tan gönderildiğini her türlü şüpheden arınmış olarak ispat eden harikulade bir üstün özelliktir, yani başlı başına bir mucizedir. Bu bakımdan "o resul, o ümmî nebî" vasfıyla anılması, "O, risaleti ve nübüvveti açık olan mucize sahibi peygamber" demekten daha açık seçik bir belagat örneğidir." (bk. Elmalılı Hamdi YAZIR, Hak Dinî Kur'an Dili, istanbul, 1979, IV/2297; Kurtubî, el-Cami'li Ahkâmi'l-Kur'ân; Beyrut, 1965, VII/298-299)

Rasûlüllah (asm)'in okuma-yazma bilmediği tüm âlimler tarafından kabul edilmektedir. Nitekim bu durum şu âyette de açıkça ifade edilmektedir:

"Ey Resulüm! Sen vahyimizden önce kitap okuyan veya yazı yazan bir insan değildin; eğer böyle olsaydı, batıl iddia peşinde olanlar şüphe edebilirlerdi." (Ankebut, 29/48).

Hz. Peygamber (asm)’ın ümmîliğin yaygın olduğu bir topluma mensup olduğu bilinmektedir. Kendisinin de ümmî, yani öğrenim görmemiş, okuryazar olmayan bir zat olduğu, tarihî bir gerçektir. Halbuki Kur’ân-ı Kerim'de çok çeşitli bilim dallarına ait bilgiler, ilmî prensipler, neticeler, atıflar veya işaretler vardır. Sadece Yahudi ve Hristiyan dinlerine ve kutsal kitaplarına dair bilgileri gözönünde bulunduracak olursak büyük bir yekün teşkil eder. Bu konulara girmek, hele hele o alanın ilim adamları arasındaki ihtilaflı konularda görüş bildirmek, eleştiri yapmak, karar verip hükme bağlamak, bilgi sahiplerinin bile yanaşamayacağı bir iştir.

Şu hâlde Kur’ândaki bu bilgilere bir merci lâzımdır. Kur’ânı tebliğ eden ve kırk yıllık ömrünü kendi hemşehrilerinin arasında geçiren Hz. Muhammed’in; okul, öğretmen görmediği, hatta yazma bile bilmediği kesindir. Zira Kur’ân, sayısız muhaliflere karşı bu âyeti bildirmiş, hiçbir düşman çıkıp da onun yazı bildiğini ileri sürememiştir. Öyleyse Kur’ân’ın her şeyi bilen Allah Teâla tarafından gönderildiği kesinlik kazanmaktadır.

https://sorularlaislamiye...bilmiyorsa-nasil-okuyordu
--spoiler--
Sâffât Suresi 139-148. Ayetler. (satın yunus'un balina içinde seyahatı. )

ben size söyleyim, marvell, dc comics okuyun daha iyi.

sayın myhammed'in ilk eşi hatice hanım'ın (40) amcasının oğlu hristiyan rahibiydi. genç mhammed'in (25) kayın biraderi ile sohbetler ediyor olması kuvvetle muhtemel. zaten ölümünden sonra üç sene ayet gelmiyor.

imam hatip lisesi, ilahiyat eğitimi görenler arasında deize ateizme yönelim varsa şaşırnamak gerek. atatürk, kur'an'ın türkçe'ye çevrilmesine önayak olarak ilk kıvılcımı yakmış. bundan sonrası zaman meselesi. düzlüpe çıkan dikenli yolda yürüyoruz. elbette "dünya yuvarlak" deyince taşlanmadığımız bir zamanda yaşıyoruz. gece ve gündüz iki ayrı varlık değil. atomu biliyoruz. antibiyotik ve aşılarla ömrümüzü yükselttik. adem vs havva hikayesine, kadın düşmanlığına girmiyorum bile…

şunu bilelim, hrpimiz ölümlüyüz. bu değilmeyecek. bu gerçeğin drhşetine düşürek aklı bozmaya gerek yok. insanlık onuru nedir, insan nedir; madem kur'an'da yazıyor, dünyanın hali niye böyle?
--spoiler--
peygamberimiz (asm) hiçbir âlimden ders almamış, hiçbir kitap okumamış, hiçbir ilim meclisinden bir şey öğrenmemiş; bir kelime de olsa yazı yazmamıştır. fakat peygamberimiz ümmiliğiyle beraber bütün ilimlere vakıftı, bilmediği bir şey yoktu. ona her şeyi öğreten rabbiydi.
--spoiler--

Kimi hatırlattı bu size?
Bana şahsen yüksek tahsili olmasına rağmen (!) Ne diplomasını, nede bir üniversiteden arkadaşını gördüğümüz, her konu hakkında bilgisi olan ama ne hikmetse 1 liraya aldığı doları neredeyse 8 lere getiren birini nedense.

Cahillerin en kötü yanı herşeyi bildiklerini sanmaları. Hiçbir şey bilmeden toplumu yönlendirenleride en tehlikeli olanları.
Peygamber efendimiz ümmidir. Yani okuma yazması yoktu. Dolayısıyla kendisi yazmamış nakletmiştir. Bazı tatlı su ateistlerine dert oluyor nedense islam. Şüphesiz Balıkesirli halinize üzülüyor.
Güç sahibi olmak istemesidir. Kuran, hele ki surelerin "iniş" sırası dikkate alınarak incelendiğinde açıkça görülür ki peygamber güç ve zenginlik peşindedir. istediğini de elde etmiştir. Kuran 7.yy arap siyaseti ile ilgili bir metindir, o kadar..

Bu gerçeğe karşı müminler sadece bir takım uyduruk menkıbeleri tekrarlar. Yok peygamber mekke'deyken müşrikler ne istersen verelim demiş, peygamber reddetmiş, yok şöyle yoksul yaşamış...

Yoksul bir insan aynı anda 14 eşe birden nasıl bakabilir? Sadece özel ayet indirerek kendine tahsis ettiği fedek hurmalıkları bir kabileye yetiyordu ki ölümünden sonra büyük sorun oldu miras paylaşımı esnasında. Zekatlar kendisine gidiyordu. Önce ganimetlerin hepsinin kendisine ait olduğuna dair ayet yazdı, sonra tepki gelince beşte birinin kendisinin olduğunu söyledi. iki ayet de kuran'da mevcut. Fedek hurmalıkları için beşte bir kuralına uymamak açısından ayrı bir ayet daha indirdi. Öyle abarttı ki kendisine bir şey sormak için gelenlerin kendisine sadaka vermesini emreden bir ayet bile indirdi. Sonra yine tepki gelince Allah sizi affetti, vermeseniz de olur ayetini indirdi. Bunlar da kuran'da mevcut.

işin ilginç tarafı, tüm bunları yapan kişi, mekke'de güçsüz durumdayken "sizden hiç bir karşılık istemeyenlere uyun" diye bir kaç kez ayet "indiren" kişidir.

Efendim gelirlerini dağıtıyordu! Elbette bir kısmını dağıtıyordu ki destekçisi olsun. Yahu Kuran'da zekatın dağıtılacağı kişiler arasına "kalbi islam'a ısındırılması gerekenleri" katan kişiden bahsediyoruz! mal dağıtarak mümin edinmeye çalışan başka bir peygamber var mı?