bugün

ayettir. tüm hala amca kızlarını ve muhammed in evlenmek istediği tüm muminelerin hz muhammed e helal kıllınmasıdır.

--spoiler--
"ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. allah bağışlayandır, merhamet edendir." (ahzab 50)
--spoiler--
(bkz: peygamber olmak bir ayrıcalıktır)
(bkz: olmaz öyle şey)
olmayan durumdur. ilaveten, hz muhammed'e evlilik konusunda kısıtlama getiren ayet de vardır. kur'an'a ve islam'a saldırmak için mal bulmuş mağrıbi gibi üstüne atladıkları sureden 4-5 ayet daha okusalar onu da görecekler (veya gördüler de yazmıyorlar). ama derdi islam'a saldırmak olanlar bu gibi ayetleri nedense(!) bulamazlar.

(bkz: algıda seçicilik)
(bkz: islam a saldırmanın dayanılmaz hafifliği)
bu durumu, üstelik yaşadığımız dönem kadınlarının kabullenebilmesi gerçekten düşündürücüdür.

(bkz: kuran in kadini asagilayan ayetleri)
ahzab suresi'nin 52. ayetini okuyanın ortaya attığına pişman olacağı iddiadır. kaldı ki, delil olarak gösterilen ayette de "bütün kadınlar" denmemektedir.
önceki ve sonraki ayetlerle birlikte açıklama yapılmalıdır. buyrun ne diyor;

50- Ey Peygamber! Biz sana özellikle şunları helal kıldık. Bu âyette, peygambere, layık ve faziletli olan hanımlar zikredilmiş ve beyan buyurulmuştur. Çünkü;

1- "Ecir"lerini yani, mehirlerini verdiğin hanımların. Şüphesiz mehıri verilmiş olan hanımın gönlü verilmeyenden daha hoştur.

2- Bir kimsenin bizzat kendisinin katıldığı savaşta ganimet olarak sahip olduğu cariye, elbette satın aldığı cariyeden daha temiz ve daha şüphesizdir.

3- Kendisi ile birlikte hicret eden akrabaları da hicret etmeyenlerinden daha şereflidir. Bununla birlikte bazılarının dediği gibi, mehrin önce verilmesi peygamberin özelliklerinden olması da ihtimal dahilindedir. Nitekim amca ve hala, dayı ve teyze kızlarının helal olmasında seninle birlikte hicret edenler, diye kayıtlanmasında Peygamberin özelliğinin olması ağır basmaktadır.

Bunu şu rivayet de destekler: Ebu Talib'in kızı Ümmühanî şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v.) önceleri, benimle evlenmek istemişti, ben özür diledim; o da özürümü kabul etti. Sonra da Allah Teâlâ bu âyeti indirdi; ben ona helal olmadım. Çünkü ben onunla hicret etmemiştim. Ben Tuleka'dan, yani serbest bırakılanlardandım." Bunun gibi Ve kendisini Peygambere hibe eden mümin bir kadın, yani kendisinin mehirsiz olarak Peygambere nikahlanmasına razı olan kadın, fakat bu mutlak değil, Peygamber O'nu nikah etmek istediği takdirde, böyle mehirsiz olarak nikah da Peygamberin özelliklerindendir. Bazıları Meymune binti Haris, Zeyneb binti Huzeymetel-Ensariye, Ümmü Şerike binti Câbir ve Havle binti Hakîm, bu şekilde kendilerini bağışlamışlardı demiş ise de, ibnü Abbas bunun gerçekten meydana gelmediğini, yani Peygamberin bu şekilde hiçbir kadın ile evlenmediğini söylemiştir. Bütün bunlar sırf sana mahsus olmak üzere helal kılındı müminlere değil, çünkü zikrolunan kayıtlarla hepsinin helal olması diğer müminler hakkında gerçekleşmiş değildir. Sayıca da, şekilce de fark vardır. Onlara hanımları ve "mülk-i yeminleri" olan cariyeleri hakkında farz kıldığımız, takdir buyurup karara bağladığımız hükümleri gerçekten bilmişizdir. Yani onlara layık olanı menfaat ve yararlarını bilerek takdir etmişiz ve bildirmişizdir ki, Nisa Sûresi'nde geçtiği üzere dörde kadardır, onun için bu beyan olunanları diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. Şunun için ki sana hiçbir zorluk, bir darlık olmasın. Olmasın da kalbin huzur içinde ilahî vahyin ortaya çıktığı yer olsun.

51- Onlardan dilediğini geriye bırakırsın. Dilediğini de yanına alırsın. Birden çok hanımı olanlara sıra ile bir nöbet izlemek vaciptir. Buna "Kasm" denilir. Fakat Peygamberin özelliklerinden olmak üzere ona "Kasm" vacip kılınmayıp kendi dilemesine bırakılıyor. Azlettiğin, yani bıraktığın yahut boşadığından arzu ettiğine dönmen durumunda da üstüne bir günah yoktur. Bu hüküm, yani tertib üzere nöbetle "Kasm" sana vacip kılınmayıp böyle senin arzu ve dilemene bırakılması onların gözlerinin aydın olmasına ve gözleri aydın olup da üzülmemelerine ve senin kendilerine verdiğin ile yaptığın davranış ve ihsan ile hepsinin hoşnud olmalarına daha elverişlidir. Çünkü o, bir kere hepsinin eşit oldukları bir hükümdür, sonra sen aralarını eşit tutar "Kasm" yaparsan, onu senin bir ihsanın bilerek sevineceklerdir. Ve eğer bazısını tercih edecek olursan, onu da Allah'ın bir hükmüyle yaptığını bilecekler, yine gönülleri hoş olacaktır. bundan anlaşılır ki hanımları sevindirmek, gönüllerini hoş etmek de şeriatın gözettiği maksatlardandır. Kalblerinizdekini Allah bilir. Hatırınızdan neler geçiyor, gönüller neler istiyor, ne duyguda, ne niyette bulunuyor hepsini bilir. Onun için kalplerinizi de güzel tutmaya çalışın. "Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır."ALÎM, mübalağa ile alîm, çok, pek çok bilir; onun için gizli açık neyiniz varsa bilir. Fakat halimdir, ceza vermekte acele edivermez, mühlet verir, ihmal etmez; o halde cezanın geri bırakılmasından dolayı aldanmamalı ve çok titizlik etmemelidir.

52- Sana bundan öte kadınlar helal olmaz. Muhayyer kılınıp da seni tercih eden dokuz hanımından başka kadınla evlenmek caiz olmaz. Bu hanımlar, Aişe binti Ebi Bekr, Hafsa binti Ömer, Ümmü Habibe binti Ebî Süfyan, Sevde binti Zem'a, Ümmü Seleme binti Ebi Ümeyye, Safiyye binti Huyeyyi'l-Hayberiye, Meymune binti'l-Harisi'l-Lilâliye, Zeyneb binti Cahşi'l-Esediye, Cüveyriye binti'l-Hârisi'l-Mustalikıyyedir. Allah hepsinden razı olsun. Onları başka hanımlara değiştirmen de olmaz. Yani bunları boşayıp yerlerine başka kadınlarla evlenmen de caiz olmaz. Onlar Allah ve Resulü'nü seçtikleri için Allah Teâlâ da onlara böyle ikram ve lutufda bulunmuş, Resulullah (s.a.v.)de vefatına kadar sadece bu hanımlarla evli kalmış vefatında da onlar müminlerin anaları olarak kalmışlardı. Güzellikleri hoşuna gitse bile. Alacağın kadınların güzellikleri, senin takdirine layık olmaları varsayılsa bile helal olmaz. ibni Atiyye tefsirinde der ki: Bu ifade, bir adamın evlenmek istediği kadına bakmasının caiz olduğuna delildir. Nitekim Mugire b. Şu'be ve Muhammed b. Mesleme hadisleriyle Sünen'de de varid olmuştur. Ancak elinin altında bulunan cariyeler hariç. Çünkü onlar helal bununla birlikte Allah her şeyi gözetliyor. Onun için O'ndan korkmalı, koyduğu sınırları aşmamalı, helalden harama geçmemeli. Yukardaki ayetin eki mahiyetinde olan bu son cümle, yukarsını tamama erdirirken aşağısına bir ön giriş oluyor.

KURAN'I KERiM TEFSiRi (ELMALILI MUHAMMED HAMDi YAZIR)
Kuran'ın ne olduğu bilmeden,ayetleri doğru düzgün anlamadan,bunun üzerine kitaplar okumadan boşa kürek sallama gibi suçlamalardan birisidir.
bunlar attıkları iftiralar ile o güzelliği kirletmeye çalışan bok böcekleri dakar kifayete sahip adi mahluklardır. bi tarafları ile anladıkları şeyi gelir orda burda anlatırlar. ne demişti meşhuır bir ingiliz bana dünyanı en masum cümlelerini getirin sizi astırayım. istediği gibi orasını burasını kesip, montaj kaset tadında iftiralarla gelirler. allahtan adam gibi açıklayanlar varda biz de rahat ediyoruz.

bu iftirayı atanlar o kadar samimiyetsiz yaratıklardır ki 4 eş meselesi islamda pratikde imkansıza yakınken, bir çok kadınla yatarlar ve olduk olmadık yerlerde anlatırlar.

(bkz: islama laf atıp önüne gelenle ilişki yaşayan adi)
kuran'ın tanrı kelamı olmadığının en alâ kanıtlarındandır. zira yaratma sınırı olmayıp da her bir şeye gücü yeten sonsuz iyi ve ahlâk timsali tanrının, elçisinin uçkuruyla uğraşması düşünülemez. düşünen, varlığına inandığı tanrıyı da düşürür.

şu noktada kimi itirazlar vakidir. bunlardan birisi de ahzab suresinin 52. ayetinde geçen "sana bundan öte kadınlar helal olmaz. muhayyer kılınıp da seni tercih eden dokuz hanımından başka kadınla evlenmek caiz olmaz" ibaresidir. buna göre aynı surenin 50. ayetinde bahis olunduğu gibi peygambere belli şartlar altında sınırsız evlenme izni verilmesi, artık sınırlanmıştır.

söz konusu ayetlerin peygambere kadın sunma konusunda önce eli bol, sonra eli dar davranması ise müselmanları sevindirir. çünkü onlara göre her ne şartta olursa olsun muhammed, allah ayetlerine harfiyen uymuştur. ayetlerin mantık sınırında olup-olmaması ilgi alanlarında değildir!

bu yüzdendir ki aişe'nin, "sen ne zaman güzel bir kadın görmüş olsan, ona sahip olabilmek için, gökten hemen bir ayet iniverir" şeklindeki konuşmasını görmezden gelirler. bu yüzdendir ki ayetlerin günlük siyasete uydurulduğunu düşünemezler. bu yüzdendir ki tüm zamanlara gönderilen kitapta muhammed'in uçkur meselelerinin ne işi olduğunu sorgulayamazlar...

not: kuran'daki açmazları göz önüne serenlere; "zındık, kâfir, cahil, pislik, böcek, iftiracı, alçak" gibi hakaretamiz ifadelerle saldırmak, aleni gerçekleri değiştirmez. hatta değiştirmekten öte, rahmet olarak gönderildi dediğiniz peygamberden ne derece nasiplendiğinizi gösterir!

(bkz: müslüman ahlakı)
diğer müminlere değil, sırf ona mahsus olmak üzere helal kılınmıştır.

http://www.youtube.com/watch?v=TNEfq-wOqCY
hala kuran gibi bir basitlikte felsefe arayanların karşı çıktığı olaylardan biridir. yazmış işte. daha ne kendini haklı çıkarmak için incik cincik ediyorsun ki?
üzerinden geçen yüzyıllar sonrasında, müslümanların "o zamanın şartları" argümanına sığınmasına vesile olacak al-ilah buyruğu. bu nasıl bir tanrı buyruğudur ki, hem tüm zamanlara gönderilmiş olsun hem de içinde bulunulan zamana göre değerlendirilemeyecek olsun!?
yani 53 yaşına kadar tek kadınla yaşamış kişi 53 yaşından sonra 1000 kadınla evlense ne hayrı olacak.

hem de çöl gibi en zorlu ortamda. hz. ayşe dışında evlendiği kadınların hepsi duldur ve yaşlıdır .
insanı sorgulamaya sürükleyen ayetlerden biridir.

islam aleminin içine düştüğü durumuda gözler önüne serer!, kuran okumadan müslüman olan, putperestimsi şamanlar "öteki ayetlerti okumandan yorum yapmayın" gibi kelimeler kullanarak imanlarına konan tozu üfürmeye çalışırlar ancak nafiledir. çünkü sonraki ayetler dahada içler acısı bir durumdadır. buyrun efenim imansız bir deyyus gözlüğüyle ele alalım...

50- Ey Peygamber, gerçekten Biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiçbir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

bu ayrıcalıklar eğer bana veya herhangi birine daha verilmiş olsa, sizce ortada cinsel taciz başlığı altındaki suçlardan herhangi birisi bulunabilirmiydi? bunu yazan kişi kendi cisnelliğini insanlar üzerinde meşrulaştırıp, hepsini kendisine köle olarak tayin etmiştir. bunu üzerine sorarım ben?
hani eşitlik? hani kadına değer verme?
eğer bunalr eşitlik ve kadını toplum içerisinde eşit duruma getiren uygulamalarsa, arap şeyhleri bugünün en makbul kişileridir(!)

51- Onlardan dilediğini geri bırakır, dilediğini de yanına alıp-barındırabilirsin; ayrıldıklarından, istek duyduklarına (dönmende) senin için bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanıp hüzne kapılmamalarına ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmalarına en yakın (en uygun) olan budur. Allah, kalplerinizde olanı bilir. Allah bilendir, halimdir.

ne kadar aydınlatıcı bir durum,"keyfine bak, istediğin gibi takıl eğlen kop(!)" diyor tanrı teala. yine soruyorum madem bu evlilikler toplumsal düzeni kurmak üzerine inşa edildiyse, keyfi ayrılıklar sonucu bu inşaat ne duruma gelir?(günümüzde görüyoruz o inşaatın enkazını!). aydınlatıcı, bilimsel, kusursuz eksiksiz, allah tarafından gönderilen bir kitap nasıl böyle bir başıboşluğu destekleyebilir?

52- Bundan sonra (başka) kadınlar ve bunları başka eşlerle değiştirmek -güzellikleri senin hoşuna gitse bile- sana helal olmaz; ancak sağ elinin malik olduğu (cariyeler) başka. Allah herşeyi gözetleyip denetleyendir.

şartlı tahliye, alamazsın ama onların alnına cariye mührünü vurduktan sonra keyfine göre kullanabilirsin. şüphesiz ki o ben bir röntgenciyim!

53- Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş için girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) çağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) söze dalmayın. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı açıklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eşlerinden) bir şey isteyeceğiniz zaman, perde arkasından isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onların kalpleri için de daha temizdir. Allah'ın Resûlü’ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eşlerini nikahlamanız size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanız, Allah Katında çok büyük (bir günah)tır.

burada apaçık bir şekilde görüyoruz ki, kuranın keyfi bir kitap olduğunu. bir önceki ayetlerde cinselliğin yolunu açarken, şimdide davetsiz misafirlerden muzdariplik dile getiriliyor. nasıl aydınlandım bu durum karşısında bir bilseniz (!)

54- Bir şeyi açığa vursanız da, saklı tutsanız da; şüphesiz Allah, herşeyi bilici olandır.

55- Onlar için(peygamber eşlerinin) babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınları ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında bir sakınca yoktur. (Ey Müslüman kadınlar) Allah'tan sakının. Şüphesiz Allah, herşeye şahid olandır.

bu rezalet karşısında nasıl yorum yapılabilir artık? bu mu ahlak? bu mu toplumsal düzen? bu mu eşitlik? bu mu ilim, irfan?
burada muhammed'e sunulan kızların, erkek yakınlarının çayına uyku ilacı atıldığının resmi var. bundan dolayıdır ki öldüğünde hala kendisiyle evlenmek için sıra bekleye onlarca kadın vardı.

siz sayın kişiler, o zamanın afyonu olan bu durum karşısında, kızını, bacısını muhammed'e eş olarak sunan kişileri mi daha suçlu bulursunuz? yoksa bir takım, yerinde ahlak kurallarını, disiplini ve o dönem için geçerli sayılabilecek hukuk kurallarını getirip dinin diğer kısımlarını kendi menfaatien göre şekillendiren, elçiyi mi?

56- Şüphesiz, Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler, siz de O'na salat edin ve tam bir teslimiyetle O'na selam verin.

eller yukarı, tumanlar (pantolon) aşşaaa!
derdik çocukken, tam yerinde geldi...

57- Gerçek şu ki, Allah'a ve elçisine eziyet edenler; Allah, onlara dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için aşağılatıcı bir azap hazırlanmıştır.

"sana kim karışırsa, direkt bana söyle!" diyen, yumurta topuklu kundura, siyah takıma beyaz gömlek, çorap giyen, elinde mümin tespihi sallayan delüganlı stayla...

58- Mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara irtikab etmedikleri (bir suç) sebebiyle eziyet edenler ise, gerçekten bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.

iyidir,güzeldir ve yerindedir.

60- Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde kışkırtıcılık yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarına) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldırtırız, sonra orada seninle pek az (bir süre) komşu kalabilirler.

poliscilik oyunu, tamam iyidir güzeldir bakalım devamı nasıl acaba.

61- Lanete uğratılmışlar olarak; nerede ele geçirilseler yakalanırlar ve öldürüldükçe (sürekli) öldürülürler.

hem bu dünyada hem öteki dünyada (!)...

62- (Bu,) Daha önceden gelip-geçenler hakkında (uygulanan) Allah'ın sünnetidir. Allah'ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın.

işte "yorumsuz" dedirten bir ayet daha...

63- insanlar, sana kıyamet-saatini sorarlar; de ki: "Onun bilgisi yalnızca Allah'ın Katındadır." Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakın da olabilir.

64- Gerçekten Allah, kafirleri lanetlemiş ve onlar için 'çılgın bir ateş' hazırlamıştır.

"yorumsuz"...

evet, görüyoruz ki 50.ayet'ten sonra, konu değişinceye kadarki görüşleri ele aldık. ben mi anlamadım veya yanlış yorumladım? yoksa siz mi koyunsunuz?
meşruluğunu; kızların çabuk olgunlaştığı, muhammed'in yardıma muhtaç kadınlarla evlendiği ya da genç olarak sadece aişe ile evlendiği gibi uydurmalardan alan al-ilah buyruğu.

iddiaları sırasıyla inceleyelim...

1- imkânsız ama diyelim ki o dönemde ve o bölgede kızlar bedenen çabuk olgunlaşıyordu ve bu yüzden muhammed de 9 yaşındaki kız* ile gerdeğe girdi. peki, cinsel ilişki için sadece bedenen olgunlaşmak yeterli midir? kıyısından köşesinden psikolojiye dokumuş herhangi bir kimse bunun yeterli olmadığını bilir. fakat ne hikmetse bunu ne kuran'ın tanrısı ne de peygamberi bilmiyor!

2- farz edelim ki muhammed, hatice'den sonraki evliliklerini yardıma muhtaç kadınlarla yapmış olsun. şu durumda adama sorarlar; hatice ile süren 25 yıllık evliliği süresince yardıma muhtaç hiçbir kadın var olmamış mıdır? var olmuş ise neden o kadınlarla evlenmemiştir? hatice'nin zenginliği ve gücü buna engel midir?

3- muhammed'in tek genç eşi aişe değildir. muhammed'in saffiye gibi 17'lik kızları koynuna aldığı bilinen ve kabûl gören gerçeklerdendir. ha, siz 17 yaşındaki kızı yaşlı görüyorsanız o ayrı mesele!

düzeltme: yazım.
ohaa.. dinle çok alakası olan bir insan değilim ama kuran da böle bir ayet mi var dedirten ayettir.. sünnet, cenaze falan olduğunda evlerde okunan kuranda arapça "istediğin hatunu kap, amca kızı, dayı kızı farketmez, cariye mi istemediğin kadar, vs." biz de aminn diyoz..
kur'an ve islamla alay etmek amacıyla kur'an'dan işine gelen yerleri alıntılayanların diline doladığı konulardan biridir ve "tüm kadınların helal kılınması" diye bir durum da yoktur ortada. kendilerine, kur'an okumaya bu kadar meraklılarsa bir ara mutaffifin suresi'nin 14. ayetine de göz atmaları tavsiye olunur.

(bkz: islam a saldırmanın dayanılmaz hafifliği)

(not : ayette genelde normalde islam'da evlenilmesi helal olan kuzenlerden bahsedilmektedir. "tüm kadınlar helal" anlamına çekilecek hiçbir ifade yoktur. üstelik 2 ayet sonra evlilikle ilgili bazı kısıtlamalar getirilmektedir. o zaman bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur. ilaveten, mevzu "hz. muhammed'e özel statü " konusu ise, kur'an'da diğer müslümanlara emredilmediği halde sadece hz. muhammed'e emredilen ibadetlerden bahseden ayet de vardır.)
-kuran da şöyle bir ayet geçiyor, "asdaşlksdşalskdşalsxcöç"
+sus, kafir seniii.
-nerden anladın?
+ayetten
-demek ki ayette bi terslik var.
-"aaa allah muhammed'e kıyak geçiyor, bak ayet de buldum" (boncuk buldu sanki, bu kadar sevindirik oldu.)
-aferiiinn.

bu tip çabalarla olayın görülmek istendiği taraftan görülmesi.

allah, mevz-u bahis olan ahzab sûresindeki bu ayetle tüm mü'minlere örnek teşkil edecek bir husus üzerinde duruyor. ayetleri değerlendirirken kur'an dilinin nasıl olduğunu iyi bilmek gerekiyor. allah, bu ve bunun gibi başka ayetlerde direk hz. muhammed'e hitab ederken aslında onun şahsında tüm mü'minlere seslenmeketedir. zira biliyoruz ki peygamberler yaratıcıyla insanlar arasında birer elçidir, insanlara birer örnektir. bu şekilde allah, peygamberin tüm kadınlarla evlilik izni olduğunu vurgulamıyor, teyze, hala kızı... gibi hanımlarla bir erkeğin evlenmesinde sakınca olmadığını belirtiyor. dikkat edersek tüm kadınların helal olduğu gibi bir anlam çıkmıyor, böyle olsaydı, teyze, hala.. da helal olarak gösterilirdi.
kadınlar hakkında bizler gibi düşünmediğindendir.
al-ilah'ın akrabalı yetiştirme usullerinden bîhaber olduğunun kanıtıdır.
hayvanat zihinlerin herşeyi cinsellik olarak algılamarıyla alakalı bir fantezi , kardeşim azcık akıllı ol düşün milyonları etkileyen bir dinin peygamberi ve yaratıcısı fantezi olsun diye mi bu tip şeyleri helal kıldı ??? yada çok mu sapıktı bu peygamber yada yaratıcısı ??? daracık sexist zihinle düşününce böyle oluyor sanırım . zavallık yapıp böyle söylemleri ortaya atıp kuyruk acılarınızı dindirmeye çalışmayın .
(bkz: deja vu)
zannediyorum dunyanin en zeki insani bluevelve daha once bu konuya deginmisti ve orada da soylenecekler soylenmisti.
agzi olan konusuyo diyorum baska da birsey demiyorum.
yalandır. zira peygamber dahil herkese haram olan kadınlar vardır. (1 .derece akrabalar gibi) ayrıca ayetin devamındaki ayet mealen aynen şöyledir...

''Ey Muhammed, bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, bunları başka eşler ile değiştirmen, güzellikleri hoşuna gitse bile sana helal değildir. Yalnız elinin altında bulunan cariyeler hariç''ahzap 52..

burda temel mesele hz. peygambere eş sayısı sınırlaması tutulmamasıyla alakalıdır. hz. muhammed in eşlerinden hz. ayşe hariç tamamı duldur.bazı peygamber eşlerinin ,peygamberle evlendiğinde yaşı 60 ın üzerindedir. dolayısıyla hadise bazılarının demeye getirdiklerinden çok başka. allah resulunun evliliklerinin tamamı bir aileyi,bir aşireti veya bir kavmi islama ısındırmak maksatlıdır. bu sebeple peygamberlik öncesi tek eşlidir. kendince dedektif kurnazlığına soyunmayıp insaf boyutuyla düşünen için varılacak sonuç vardırılmak istenen sonuçtan çok başkadır.