bugün

en gereksiz koşuştur. tek katkınız karşı tarafın yerden yükselmesine yardımcı olmaktır. zaten size karşı bir şey hissetse peşinden koşmaya gerek kalmayacaktır. ahmaklıktır.
eğer bu kişi otobüs şöförüyse ister istemez yapılacak durum.
peşinen, kaybetmeyi kabullenmektir.
şu öncemden yazılan 3 entriye bakıyorum da, niye ağlıyorsunuz efenim, manyak mısınız?
Hoşlanılan kişinin peşinden koşmak, onu yakalamaya çalışmak, kendi kendine hoşlanacağına, ona şans vermek, denemek, herhangi bir şekilde ölürsen aklında içinde kalma ihtimali olan ukde'yi yok etmeni sağlar.
Hoşlanıyorsan, dene. Saçmalalamayınız.
Kaçanın kovalanması durumudur.
(bkz: kaçan kovalanır)
(bkz: 4 s kuralı)
pesinden kosturdugu kisinin dengi olmadigini gösterir.
eger olsaydi kosmak yerine yan yana yürümeyi tercih ederdi.
16 yaşındayken kelimenin tam anlamıyla yaptığım ve bu gerizekalı anı şu an aklıma geldiği için utançtan uyutmayan durumdur.

not: bu bir iç dökme entrysidir çünkü bu saatte konuşacak kimse yok aq

16 yaşında, yani lise 2'deyken başka bir sınıfta okuyan ama aynı serviste olduğumuz bir kız vardı. okulda pek münasebetimiz yoktu ancak serviste genelde muhabbet ederdik. gel zaman git zaman ondan baya bir hoşlanmaya başladım ama belli etmemeye çalışıyorum, çünkü nasıl edeyim! kendisi biraz çılgın bir kişiliktir. bir gün, gece saat 12'yaklaşırken bir mesaj aldım. "çok mutsuzum, müsaitsen biraz aşağı gelir misin, konuşalım" gibisinden bir şey diyordu. ben de tabii ki enayi gibi olur dedim ancak annemden nasıl izin alacağım hiçbir fikrim yok. gidip durumu anneme açıkladım, azıcık bayağı abartarak, tabii kız için endişelendiği için olur ama ben de geleceğim dedi. aksine ikna edemeyeceğimi bildiğimden itiraz edemedim. tam çıkacaktık ki bu sefer anneannem kalkıp geldi. o da geleyim dedi, hay amk sanki gün gezmesine gidiyoruz. ben biran önce kızı görmek istediğim için tamam ne yaparsanız yapın ama biraz uzakta durun diyip fırladım artık. bizim evin karşısında bir park vardı, aşağı indim baktım orada salıncakta sallanıyor. bayağı bir endişelendim tabii, başına bir iş mi geldi diye düşündüm. hemen koştum yanına, yanındaki salıncağa oturdum. peşimden de annem ve anneannem geldi (hâlâ utançtan ölmek istiyorum). biz konuşurken onlar da gidip köşedeki kamelyaya oturdular. meğer erkek arkadaşından ayrılmış, o yüzden üzgünmüş. açıkçası üzüldüm desem yalan olur, sonuçta minnacık da olsa bir ümitti benim için bu. her neyse biz uzun bir süre konuştuk. sonra babası aradı, biz eve geçiyoruz ana caddeye çık alalım seni dedi. ben de hemen atladım, eşlik edeyim sana caddeye kadar diye. hepi topu 2 sokak mesafesi ama işte yanında ne kadar fazla durabilirsem o kadar iyi. o da tamam dedi, bu arada bir not annem ve anneannemin benimle birlikte çıktığını fark etmemiş. biz tam kalktık giderken annem arkamızdan nereye diye seslendi, ben de caddeye kadar eşlik edip geleceğimi söyledim. Tabii onun annemle anneannemin orada oturup bizi izlediğini fark etmesi mi beni utançtan daha çok öldürdü yoksa muhteşem ikilini de peşimize takılması mı hâlâ karar verebilmiş değilim. tabii buraya kadar olan kısım peşinden koşma kısmı değil, asıl rezalet buradan sonra başlıyor. çünkü caddeye doğru yürürken karşıdan bize doğru bir sokak köpeğinin geldiğini gördük. köpeklerden korktuğumu bildiği için bana "istersen sen dön, hem anneler de kızmasın" dedi ve hem salak bir gururla hem de mal hormonlarımın verdiği cesaretle yok ya ne olacak diyip yürümeye devam ettim. ve bu arada da aramızda ölüm sessizliği var, ben utançtan konuşamıyorum o da hem üzgün hem de durumun tuhaflığından biraz gergin sanırım. O sırada annem de köpeği gördü. O benden daha da ödlek olduğu için bana hadi dönelim falan diye seslenmeye başladı. Yalnız bu üçlünün birbirini hiçbir şekilde tınlamadan yalnızca bana konuşmaları da ayrı bir entry konusu, gerginliğime gerginlik katıyor. Artık köpek iyice yanımıza geldiğinde ve annemin söylenmeleri peak yaptığında dayanamayıp dedim ki kıza, ya kusura bakma ben en iyisi döneyim. O da zaten bunu bekliyormuş ki anında onaylayıp hızlıca yürümeye başladı. annemle anneanneme dönüp ilerlemeye başladığım ama ayaklarım geri geri gidiyor resmen, dönüp dönüp kıza bakıyorum. O da fırtına gibi gidip neredeyse caddeye çıktı resmen 3 saniyede. işte rezaletin arşa ulaştığı bu noktada, o anda ne oldu gerçekten bilmiyorum, silkerler diyip dönüp koşmaya başladım kıza doğru. Ben kızın arkasından sesleniyorum annem benim arkamdan cırlıyor fkbdkdjskdjd. Köpek de gaza geldi benim peşimden geliyor. Gittim sarıldım şakkadanak, özür falan diledim ama ne saçmaladığımı hatırlamıyorum bile. Ondan sonra da babası geldi zaten anında yok oldu kız. Sonrasında da annem de ağzıma sıçtı. Bu da böyle bir anımdır, keşke aklımdan silinse lanet girsin. Peşinden koşmak ne ya, Allahın enayisi.
Yapılmamalıdır böyle durumda gerçekçi davranmak gerekir. Kadin somut adımlar ister güven ister belirsizlikler olmasın ister. Net olun yüz vermiyorsa kesinlikle arkanıza bakmayın hayatımda bir kadınla iki defa kesinlikle ilgilenmedim. Gerçekten ilgilenmeye de oldu psikolojim kötüydü hazir değildim basım ağrıyordu gibi mesajlarla dönenler de oldu. Yani olacaksa olur olmazsa kasmamak lazim.
güncel Önemli Başlıklar