bugün

insanı duygusuz bir android olmaya sevk eden durumlardan biridir.

yaşanmışlıklar, hayal kırıklıkları, boşuna üzülmeler ve çevrede ki mutsuz ilişkiler baz alınarak yalnız kalmak tercih edilmiştir. zaman zaman bir sevgili eksikliği içinizde bir yerlere dokunsa da dediğim gibi bu tercih şahsınıza ait olduğundan aldırmaz devam edersiniz kaldığınız yerden. bazen öyle bir an gelir ki, kulak misafiri olunan sevgili kavgaları ya da karı koca boşanmaları sonucunda kahreden tipleri gördüğünüzde şükretmekten kendinizi alamazsınız. hem yalnız olmanın güzel yanlarından biri de kimseye bağımlı olmadan yaşayabilmektir. ilişkiler bir anlamda özgürlüğünü kısıtlar insanın ister istemez. yapılan her program, alınan her karar, yapılacak her şey çoğu zaman iki kişilik olmalıdır. en azından benim bir ilişkiden anladığım bu. bir ilişki de ben yoktur biz vardır mantalitesi. hal böyleyken hayatınıza olmadık bir anda olmadık biri sızmaya çalışır. kapalı kapılarınızı zorlamaya başlar. arkadaşça başlayan muhabbetler özele kaymaya başlar karşı taraftan. önce oralı olmazsınız, tepki de göstermezsiniz fakat bir ilişki istediğiniz son şeydir o an için. ama karşı taarruz tam gaz devam eder, niyetinizi açık açık söyleseniz de etkili olmaz ve senden çok hoşlanıyorumlar, sık sık görüşelimler, iyi ki seni tanımışım ve sen çok başkasınlar taarruzun şiddetini artırır.

sonra durup düşünürsün, karşında senden hoşlandığını açık açık söyleyen ve birlikte zaman geçirmekten keyif aldığın bir adam vardır ve neden olmasındır ki? kaybedecek bir şeyin olmadığı gibi belki de düşündüğünden çok güzel bir ilişki yaşayacaksındır bu insanla..tüm negatif düşünceler bir kenara bırakılıp "peki neden olmasın" temalı bir ilk buluşma da, pozitif düşünmenin o ilk pişmanlığını yaşatacak soru çarpar suratınıza:

- neden yemekten sonra bana gitmiyoruz?

bunu sorarken takındığı o masumiyet maskesinin altında ki bir çift şeytani göz parıldamasını farketmek hiçte zor değildir. "bu mudur yani?" demek istersin onca ısrarın nedeni, hoşlanmalar, etkilenmeler iyi ki varsınlar bir gece sevişebilmek için miydi? ama bunu sorduğunuz da art niyetli olan tarafın siz olduğunu söyleyerek amacının sadece masum bir film izleme ya da muhabbet etme olduğu geyiğini savunacağını bildiğinizden hiç tenezzül etmezsiniz bile bu durumu yaşamaya. yapılması gereken tek şeyi yaparsınız ve hayatınızdan o hızlı giriş yapan şahsı aynı hızla çıkarır ve kendi kendinize söylenirsiniz..

aşk senin neyine.
Hoşlanılan adamdan ilk buluşmada nefret etme sebebidir.
zaten aşkla işi olmayan adamın cümlesidir. sen gelmezsen beş dk sonra bir başkasıyla gidecektir.
Adamın farklı bir açıdan hoşlandığının belirtisidir.
bu kişi erken kalkıp çok yol alma düşüncesini hayat prensibi haline getirmiştir.
adamın aşkla uzaktan yakından alakasının olmadığının göstergesidir. düşüncesiz olma ihtimalide vardır illa art niyetli olmak zorunda değildir tabi.
2. buluşma da ise ;

filiz sevişelimmi demesi muhtemel kişilik.
Yiğit Özgür'ün efsanevi karikatürü aklıma gelir. (bkz: aşklar yalan domal anal domal)
ilk buluşmada yapılmaması gereken 9 kusurlu hareketten biridir .
kezban ürküten hadiselerden biri. ilk günden sevişilirse am pazarlık unsuru olmaktan çıkar ki kezbanın pazarlık edeceği bir şey kalmaz.
sizi çok matah bulmadığını, verecekse versin, vermeyecekse uğraşmayayım diye düşünüp vakit kaybetmek istemediğini gösteren harekettir. Vermezseniz bir daha aramaz, verirseniz ve memnun kalırsa 1-2 defa daha arar.
adam niyetini açıkça belli etmiştir.

Bu şekilde niyet belli etmeden sinsice ve sabırla bekleyerek zehirini akıtandan daha iyidir.

Sende niyetini açıkça belli et, herşey tamamsa samanlık seyran olsun..
gayet normal harekettir. Niyetini açık açık belli eder. Reddedilirse birdaha ne arar ne sorar. (bkz: kendimden Bılıyorum)
(bkz: açık sözlü olmak)
niyetinin baştan belli eden adam gibi adamdır.
türlü türlü oyunlarla uğraşmaz.
Hoşlanılan kişinin adam olmadığının göstergesidir.
Ne var yani demişse? Film izlemek istiyordur sizinle. Evet.
tebrikler nur topu gibi bir fuck buddyniz oldu.
aslinda hoslanilan adam degildir. sizin hoslantiniz dogrultusunda olsa, o daveti yapmaz.
bunun bir üst versiyonu ilk buluşmanın evde olmasıdır.

gerçekten abes dursa da her olay ve durumda olduğu gibi burada da kişiler her şeyi baştan aşağı değiştirebilir ve bu gayet masumane bir buluşma olabilir.

birkaç hafta önce arada mesajlaştığımız birini çaya davet etmiştim. sağ olsun gelirken kurabiye de yapmış. ben de çay demledim, yedik içtik sohbet ettik, gitti.
inanma zikecek.
Neden hemen milletin aklına seks geliyor anlamıyorum. Halbuki evde rahat, daha konforlu ve daha hesaplı şekilde vakit geçiriliyor..
--spoiler--
neden hemen milletin aklına seks geliyor anlamıyorum. halbuki evde rahat, daha konforlu ve daha hesaplı şekilde vakit geçiriliyor..
--spoiler--

bir kere ayakkabı monttan kurtulma en büyük rahatlık. wc temiz yıl olmuş kaç öcü değiliz. eski türk filmleri izlemeyi bırakın.
malı kimden alsak acaba onu düşünelim.
Ilk bulusmada evimi goren kadinlarin sonraki bulusmalarda da evime gelmek istemesi baska bir boyut sanirim. O gun canim sikmek istemiyorsa victoria's secret mankeni bile olsa sikmem.
Sanki soyup yatağa atacağız. Belki evde sarılması gereken yaprak var. Belki canımız çekti mantı bükeceğiz. Kurtulun artık şu sığ düşüncelerinizden.
Bu arada konu üzerine tartışmak isteyen kızları dm'e bekliyorum