bugün

süphesiz ki holstein inek sütü'nün alacağı(!) versus.
neden?
çünkü holstein inekler daha çok süt verir...

mantık bu bizde. bizde ve tüm dünyada.

zira 7.5 milyar insan için önemli bir besin kaynağı süt. her gün talep artıyor, talep arttığı için de arzın da artması lazım.

tüm dünyada olduğu gibi bizde de süt talebi her gün artıyor, dolayısıyla bizim üreticilerin de arzı arttırması gerekiyor. işte bu yüzden süt endüstrisinde yerli ırkların kullanımı azalırken, holstein cinsi inekler çoğalıyor ve üretim arttırılıyor.

peki holstein inek sütü mü daha iyi, yoksa bizim yerli ineklerin sütü mü daha iyi?

evet, yabancı ineklerin sütü daha fazla, ama örneğin bizim doğu anadolu kırmızısı diye bildiğimiz sığırın süt kalitesi ile eşit mi holstein sütünün kalitesi?

şimdi bilimsel verilerle geliyorum.

inek sütü ortalama yüzde 3.4 protein içerir. bunun da yüzde 2.7'si kazein'dir.

bu kazeinler de alfa kazein, beta kazein ve kappa kazein olarak ayrılır.
beta kazeinler a1 ve a2 olarak ayrılır. a1 kazein sindirim neticesinde "beta kazein morfin-7" oluşturur. bu beta kazein morfin de alzheimer, parkinson, otizm, şizofreni, otizm, kalp rahatsızlığı, diyabet ve öğrenme bozukluğu gibi hastalıkların sebebidir...

bu beta kazein dediğimiz şey her sütte bulunur. ama ırklara göre bunun oranı farklıdır.

şöyle örnekleyelim;
bu beta kazein morfin-7 maddesi holstein inek sütünde yüzde 0.53 oranında bulunur.
ama bizim yerli doğu anadolu kırmızısının sütündeki oran sadece yüzde 0.080

işte yukarıdaki hastalıklara sebep olan bu madde, holstein inek sütünde, bizim yerli ırkların sütüne nazaran tam 7 kat daha fazla...

peki bu süt üreticileri tarafından bilinmiyor mu?
sağlık bakanlığı, tarım bakanlığı tarafından bilinmiyor mu?
biliniyor.

peki bile bile böyle bir risk neden alınıyor?
çünkü süt talebini karşılamak için birim hayvandan elde edilecek ürünün daha fazla olması gerekiyor...

bu yüzden de holstein ineklerin sayısı hızla artarken, bizim yerli hayvanlarımız "verimsiz" olduğu için kesime gönderiliyor ve sayıları azaltılıyor...

şu yazımızda türkiye'deki küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayılarının 38 sene öncesine nazaran nasıl azaldığını vermiştik;
(bkz: türkiye de küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısı/#39124385)

yıllar geçtikçe, türkiye'nin nüfusu arttıkça yerli hayvan sayımız azaldı, hatta yok oldu, onların yerlerini ithal hayvanlar aldı ne yazık ki.
bunların eti de, sütü de yaramaz...

malesef sağlıklı et yiyemediğimiz gibi, sağlıklı süt de içemiyoruz.
süt verimini arttıracağız diye hayvana hormonu veriyorlar, bu da türlü hastalığa sebep oluyor.

bu hormonun yaratıcısı kim peki?
monsanto...

küresel çete'nin baş aktörlerinden olan monsanto'yu da daha önce yazdık.
(bkz: monsanto/#39117773)

işte bu monsanto 1998 yılında ineklerdeki süt verimini yüzde 30-40 oranında arttıran rbgh adı verilen posilac hormonunu geliştirdi. küresel ilişkilerini de kullanarak bunun üretimi ile ilgili yasal izinleri aldı.
bu hormon inek ve diğer büyükbaş hayvanlara verildiğinde süt ve et verimini arttırıyor.
arttırıyor ama bu hormon verildiği hayvanda igf-1 adlı başka bir hormonun artmasına sebep oluyor bu da hayvanın kanser olmasına sebep oluyor...
dolayısıyla igf-1 hormonu, o hayvanın et ve sütünü tüketen erkeklerde prostat, kadınlarda da meme kanserine sebep oluyor...

aman ne önemi var?
maksat verimlilik artsın.

neticede o da süt, bu da süt.
millet aç mı kalsın? bebeler sütsüz mü kalsın?

bayılıyorum ben bu küresel çete'nin oyunlarına.
bizi yönetenler hakikaten bu kadar kör olabilir mi bunlara göz yummak için?
yoksa kaça satıyorlar kendilerini?

bu dünyanın adaleti yok elbet, adaleti bu küresel çete dizayn etmiş.
peki ya allah'ın adaletinden sizleri kim kurtaracak?
gerçek sütün fiyatı 10 tl den aşağı olmaz.
ilgili her yere yazıyorum ki bilinsin.
(bkz: rus kızı vs türk kızı)
güncel Önemli Başlıklar