bugün

(bkz: gulumse yarin her sey daha kotu olacak)
s.ke s.ke razı olmaktan başka çaresi olmamak.
akla şu şarkıyı getirir:

Hani erken inerdi karanlık
Hani yağmur yağardı inceden
Hani okuldan, işten dönerken
Işıklar yanardı evlerde
Hani ay herkese gülümserken
Mevsimler kimseyi dinlemezken
Hani çocuklar gibi zaman nedir bilmezken

Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden

Şimdi ay usul, yıldızlar eski
Hatıralar gökyüzü gibi
Gitmiyor üzerimizden
Geçen geçti
Geçen geçti
Hadi geceyi söndür kalbim
Şimdi uykusuzluk vakti
Gençlik de geceler gibi eskidendi

Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, çok eskiden

Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Kimse bize ihanet etmemiş
Biz kimseyi aldatmamışken
Hani biz kimseye küsmemiş
Hani hiç kimse ölmemişken
Eskidendi, çok eskiden

Hani herkes arkadaş
Hani oyunlar sürerken
Hani çerçeveler boş
Hani körkütük sarhoş gençliğimizden
Hani şarkılar bizi hanüz bu kadar incitmezken
Eskidendi, eskidendi, ah eskiden
hayata keşkelerle değil yeni umutlarla devam edebilmenin heyecanını duymaktır tarihten ders almak almak tarih gibi tekerrür etmemektir hayat...
(bkz: ayni nehirde iki kez yikanilmaz)
üniversite bitip baba ocağına gelindiğinde kendi kendinize söylediğiniz cümle.
aslında herşey eskisinden daha iyi olabilecekken, karamsar yaklaşım sonucu türemiş bir cümle.
hicbir sey eskisi gibi olmaz belki, ama her sey cok daha guzel olabilir. bakis acisi...
"....ölsemde bir kalsam da bir ,benim için yok bir farkı..." dedirten durumlardan biridir. sizi tepkisiz kalmaya zorlar..inancınızı sorgulamanıza neden olur..."-bu kadar mı ?!" diye isyan edersiniz...ama çığlıklarınız sessizdir. çinki hiçbir şey eskisi gibi olamayacaktır ve bunu kabul etmek zorunda olmanın oluşturduğu psikolojik sorunlara hazır olun.... *
(bkz: ben en çok seni sevdim)
i'm not half the man i used to be. (bkz: yesterday) bu soz bile insanin kafasina bazi seyleri dank ettigini herseyin daha iyi olucagini zannederken her seyin daha da bombok oldugunu gorur kisi.bu hakikat insani er yada gec kıskıvrak yakalar ve belkide tek bu derdin ilacinin olum oldugunu kabul eder kisi.hepimiz hayalkırıklıklari yasadik vede yasayacagiz....ne yapalim hayat bu....
Sezen aksu'nun bile bile şarkısında en iyi anlatılan olay.

`bir ümitle "ya olursa?.." dersin hep
bile bile her şeyin bittiğini.`
en kötüsü de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bile bile yaşamaya mecbur olmak ve ağzınızda hep o buruk tadı hissetmektir.
"eskisi gibinin" eskittiği geçmişten habersiz, cümle kurmaya yeltenmektir.
sevdiginiz insanin sizden nefret ettigini hissettiginizde caninizi yakabilen duygu.
sigarayı uzunca bir süre bıraktıktan sonra, bir tane içmekten ne çıkar diyerek çıkılan yolculuktur; veya yeni sevgiliyle ilk kavgadır, tavanın içine değil ocağın kenarına kırılan yumurtadır, küllüğün halının üstüne uçmasıdır, bazen de geceyarısı alınan kamil koç biletidir. (bkz: bir yaşam tarzı olarak depresyon)
geleceğe emin adımlar atmak için iyi bir fırsat yaratan gerekçedir. hayattan alınmış tatların bayatladığını ve yeni tatların ihtiyacının doğduğunu savunandır.
keşkelerin başladığı olaydır. keşke o zamanlar byle yapmasaydım da şimdi böyle olmasaydı düşüncesi yoğunlaşır o dönemlerde. zaten tez zamanda da kesin sonuçla sona erer.
kimine göre olumlu, kimine göre ise olumsuz bir anlam ifade eden cümle.
evet.

hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktır , zaman makinası icat edilene kadar olmaz , olamaz. hayatın beklerken yaşamak , yaşarken beklemek , bekleyip yaşarken ölmek oldugunu düşünürsek , beklemenin ve yaşamanın da gelecege ait olan bir kavram oldugunu kabul edersek yanlışa düşmeyiz.

nerde o eski ramazanlar deyimlerinin kökeni , toplum bilincine bu şekilde zerk olmaktadır.hayatta değişmeyen tek şeyin değişim oldugu gerçegini kabul etmek gerekir.geçmişe bakarak aglamanın ve zırlamanın hiçbir faydası yoktur.lakin ihtirassız ve üzüntüsüz yaşayamayan * insanlar için "geçmiş" büyük bir malzemedir.çocukluk anıları akla gelir ; geçmişdeki musaitseniz annem size gelecek tümceleri , ağaçlardan yenilen dutlar , ilkokuldaki saklambaçlar , bir zamanlar aynı ortamı paylaştıgınız ve bir zamanlar can cigeriniz olan arkadaşlarınız , inşaatlardaki üstüne atlanılan kumlar , dünyanın öbür tarafına gittigi sanılan trenler , depoziteleri çalıp bakkala satılan kola şişeleri bir anda gözünüzün önünde canlanır.ardı sıra hiçbirşey eskisi gibi olmayacak satırları dudaklarınızdan dökülür.

aslında insanın bir çocuk gibi dudaklarını büzen olay , hayatın yavaş yavaş sonuna gelindigini bilmektir.

(bkz: hepimiz ölecegiz)
eski heyecan bir daha gelir mi? o, sevilenin bir bakışının bile mutlu etmesi. tekrar sevebilecek miyim, yoksa kelimelerde mi kalacak 'sevmek'? aşk eksik dedik bu hayatta, elmanın yarısı eksik. güya yarısını buldum da elma çürümekten vaz mı geçti? peki nedir bu elmayı çürütmeyecek olan, bu ömürü? eskiden elmanın çoğu sağlamdı, yeni yeni çürüyordu çünkü. şimdi ise tüm hızıyla. eskisi gibi olmayacak. çekingen, sessiz, cila sürülmüş siyah gibi parlak bir siyah, ama siyah. bakma parıltısına. ışık değmediği zaman o bir siyah. yine anlatamadım.
(bkz: bence sen de herkes gibisin)
(bkz: eskisi gibi olmaz)*
(bkz: never be the same again)*
her şeyden vazgeçilmesine neden olan hisdir... hayal kırıklıkları sonrasında gelen agır yıkımlar kişinin sağlıklı düşünmesini engeller ve bu sağlıksız zamanlara denk gelen bu his düzeltilmesi mümkün olmayan hatalara neden olabilir...

zaman işte burada yine ibne bir şekilde kendini gösteriyor ve her şeyi düzeltiyor... siz yeter ki sabretmeyi başarın, yeter ki mücadele etmekten vazgeçmeyin zaman size sormadan her şeyi eskisinden daha güzel hale getirebiliyor...

öyle ya her yeni gün dünün aynısı gibi görünsede aslında içinde hiç olmamış mucizeler taşımaktadır...
zamanın en iyi ilaç olduğunu zamanla anlamak durumunun bir evvelki sahfasıdır.