bugün

özgürlüktür..
insanın; gel, git, kal, neden, nasıl, niçin, ne zaman, hadi diyeni varsa.. tasmasında var demektir.
sığamamaktır aslında hiç bir yere, sahiplenememek benimseyememektir... belkide benimsemesidir insanın.

yaş ilerledikçe insan daha bir içine mi kapanıyor ne ?? yada olgunluk dediğimiz şey insanların yalnızlıklarını kabullenmesimi.

hiç bir yere ait hissedemiyorum bu aralar kendimi... şarkılardan kalma anlık isyankar sözlerim bile var, kendi içimde söylediğim. sığdıramıyorum kendimi hiç bir yere çok mu buyuk kaldım, ya da çok mu geç bir yere ait olmak için?

heryerin yabancı olması sözde kolay olsada yurek te zor çeken bilir. Anlık mutluluklar insanı tatmin etsede bir kaç saat, gece kaçınılmaz hüzün çökuveriyor üzerine, nefessiz bırakıyor insanı.

çekip gideyim desen, kolaymı öyle gitmek diyor içinden ses nereye gideceksin...

melankolik haller kalıyor insana, huzursuz zamanlar, gözgöze gelmekten kaçılan insanlar ve aynaya bakmaya korkan bir ben...
KENDiNi sıkışmış HiSSETMEKTiR...
RUHUN BEDENiNE, BEDENiN DÜNYAYA sıkışmıştır...

çekilmez olur hayat.
çaresiz kalmanın en uç doruklarıdır...
HiÇ BiR YERE AiT DEĞiLSiN'dir; HiÇ BiR ŞEY SANA, SEN HiÇ BiR ŞEYE AiT DEĞiLSiN...
yokluktan var olduk yeniden yok olup var olacağız da denilebilir. yani aslında hiçbirşeye ne aidiz nede sahip'iz sadece geçiciyiz, faniyiz. süratle can yücel'in şu dizeleri akla getirilmelidir.

Çok sevmezsen çok acımazsın
Çok sahiplenmeyince
Çok aitte olmazsın hem
Çalıştığın binayı
Masanı, telefonunu, kartvizitini
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.

Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları
Mesela kuzey yıldızı
Senin yıldızın olacak
o benim diyeceksin
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir şeylerin..
Mesela gökkuşağı senin olacak

illede bir şeye ait olacaksan,
Renklere ait olacaksın,
Mesela turuncuya,
Yada pembeye,
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden
Çok ait olmadan yaşayacaksın
Senin değillermiş gibi davranacaksın
Hem hiçbir şeyin olmazsa
Kaybetmekten de korkmazsın
Onlarsızda yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın
Çok eşyan olmayacak mesela evinde
Paldır küldür yürüyebileceksin
ille de bir şeyleri sahipleneceksen
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin

Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat
ilişik yaşayacaksın
Ucundan tutarak..

Can Yücel
melankolik anlarda akıllara gelendir. ben buraya mı aitim acaba, yoksa şurda daha mı mutluydum falan.şarkılar da tetikler durumu.

ama asıl soru bence, acaba birine mi ait değilsin, yoksa bir yere mi ait değilsin?
sonunda kisi yavas yavas kendisinin kendisine ait olup olmadiginida sorgulamaya baslar. (bkz: ben kimim)
yalnızlığın hüznü ile bağımsızlığın coşkusu arasında sıkışıp kalmaktır. avare gezmektir. yanındakiler fazla olmaz, olanlarda pek durmaz. ister istermez herkes bir gün gider. sen bile kendinden uzaklaşırsın hatta kaybedersin kendini,aklını,çocuksuluğunu,hayallerini...
memur çocuğu olmaktır.
kürt olmaktır.
hiçbir yere ait hissetmemektir. artık araftasındır. artık hiçbir yere burası benim yuvam diyemezsin. orayı görmek için can atmazsın. göğüs kafesinde büyük bir boşlukla yaşamaya alışırsın. kurtulmanın hiçbir yolu yok. sadece daha kısa sürmesi için dua edersin seni bu hale sokan tanrıya. o boşluk hiç dolmayacakmış gibi gelir. ve dolmaz da.
sadece tanrı olmaktır.
aidiyetin çocuklara anlatılan bir masal olduğunu anlamaktır.
yalnızlıktır aslında, ama öyle bildiğimiz fiziksel yalnızlık değil, manevi bir yalnızlıktasındır.
belki çevren seni seven insanlarla kuşatılmıştır, belki yatağada yalnız girmiyosundur, ama yalnızsındır işte kimseye anlatamayacağın, açıklayamayacağın türden bir yalnızlık.
işgüzarlıktır.

ben mesela maliye bakanlığı devlet tüzel kişiliğine aitim.

işin aslı; entel olmaya çalışırken sarfedilen, çok anlamlı gibi durup aslında hiç bir numarası olmayan cümledir. kölelik kalktı dayı. (bkz: spartacus)*
(bkz: gökyüzü heryerde mavi) en güzelidir.en azından yas tutmazsın,adaptasyon sorunu yaşamazsın, savrulur gidersin rüzgarda. özgürlük bu .
karmaşık kültürle büyüyüp paganist ilkel insanların inançlarını taşımamaktır. ayrıca toplumun yarattığı kimlik azınlıkları yok sayıyor. sikerler öyle toplumu.
Her gün "benim burada ne işim var" diye düşünürsünüz.
Yıllardır yaşadığım duygu...
Bu gece beni anlatıyor. Hiçkimseye hiçbiryere ait olmadıgını biliyorsun ve yalnızlığın en kötü tonunda oluyorsun.
Genelde psikolojik sorunlar yaşayanların yahut duygusal çöküş içinde olanların bulunduğu duygu durumdur. Kendiminde daha içinden çıkamadığı bir durum olduğunuda söylemeden edemeyeceğim sanırım.
Kendin olmaktır.
Aidiyetler bizi biz olmaktan çıkartır. Programlanmış bir Robot haline getirir.
kendimi bu kavrama yakıştırıyorum. ama zannedildiği kadar da özgür hissetmiyorum. her mahalleden, diğer köpekler tarafından dışlanan bir sokak köpeği gibi rotasız bir şekilde yürüyorum işte.
Sürekli şehir degistirmek zorunda kalinca oluşan his. ama insan buna da alisiyor. her şehirde, sanki daha önce yasamamislik hissi kaplıyor içini ve her yeni yüz, her yeni isim hafızana biraz daha zarar veriyor.

isin aslı, bu da geçiyor. yaş aldikca yollarin bitmeyecegini, kendini ait hissetmedigin şehirlerin de aslında sana ait olmadığını öğreniyorsun. ve sonunda dönüyorsun yüzünü kendi toprağına.
Toprak, biraz da ölmek istediğin yer oluyor. işte ait hissettigin yerde son nefesini vermek istiyorsun.

hiçbir yere ait olmayanlar;
şehirleri Sevin. insanları da..
Çocukluğumdan beri hissettigimdir karne alır ananemlere kacardim ara tatilde Ankara'ya teyzeme lise bitince diğer teyzem üniv filan derken bir bakmışim kaplumbağa misali evim sırtımda aidiyet kavramı olmadan şişme yastigimi üflerken buldum kendimi.
ait olanlar da yanlış biliyor. insanoğlunun hayatı bir ağacın altında gölgelenip yoluna devam eden yolcu misali. çok kısa ve geçicidir. bu dünya bir pencere her gelen bakar gider. o yüzden bağlanmayacaksın birşeye öyle körü körüne. hadi eyvallah ben ölüyorum.