bugün

Bilen hakikati anlatmaz ve dile ihtiyac duymaz. insanin kendisinin hakikati olmasi insanin kendisini bilmesi demek degildir. Kendisini bilen baskasina anlatmaz. Kendisini bilmeyen baskasina anlatir. Dil de kendisini bilmeyenin kullandigi bir aractir. Hakikatin baskasina anlatilamayacak olmasinin nedeni dilin hakikati anlatamayacak olmasi degil hakikati bilenin dile ihtiyacı olmayacak olmasıdır.
hakikat=baskasina anlatilamayacak olandir. Hakikat insan için insanin kendisidir.
Kendini varligin icinde olarak tanimlayan yoklugu icinde bulundugu konumda olmamasiyla degerlendirir diyoruz lakin Varligin ve yoklugun insanlarin sinirlandirdigi kelimeler oldugu gibi bu ikisinden baska bir durum olup olmadigi da bilinemez. Varliga tanim yapmak bilenin isi zaten degildir. Bilen tanimlama yapmaz. Bilmeyenin yaptigi tanim da zaten bilgi yolunda anlamsizdir. Bilip bilmedigini bilmeyen bilgiyi tanimlama yapacak gucu kendinde zaten bulamamali da. Bilip bilmedigini bilmeyen varlik biliyormus gibi davranip baskasina bir sey anlatamayacagi gibi bilmiyormus gibi yapip da baskasini dinlemez. Burada hakikati arama yolunda bilmeyenin bilmeyene anlattiklari zaten kendi cikis noktasinda biliyormus dusuncesi ve baskasi bilmiyormus dusuncesi ile olandir. iki bilip bilmedigini bilmeyenin birbirleriyle ilgisinin kurulmasi cikis noktasinda iki ayrinin bir butun olabilecegi dusuncesiyle yola cikmasiyla mumkundur bastan. Yani baskasina hakikatini anlatan bilinmezligi kendine anlatir gibi anlatabilir. Burada bilene yolculuk etmek demek bisey anlatmayacak olanin bisey anlatmasi demektir. Tabi bunlar tartisanin tartisarak tanriyi bulma cabasindan yapilan cikarimlardir. Tanrinin varligi ve yoklugu nedir bunu tartismadan once bunu anlatmanin anlami nedir bunu bulmaliyiz. Bilip bilmedigini bilmeyen hakikatini anlatma yolculugunda evren oldugunda kendi icinde bilinene ulasir ve tanri olur demek tanri ickin demektir lakin bilene ulasmanin bilmeyen icin ulasilabilecek bir sey olmamasi bilmeyenin hakikatini disavurdugunda tanrinin ickin olmasinin mumkun olmadigini gostermektedir. Yani anlattiklarimi anlattigim yerde ve zamanda burada benimle bulunan hersey benle birlikte oldugundan benim anlatiyor olmam evrenin ben olmasiyla mumkundur ve evrene bir sey anlatabiliyor ve evren olabiliyorsam tanri ickin degil demektir. Varlik ve yokluk gibi bilmeyenin buraya gore yorumlayabilecegi seylerin bilmeyenin evren disi hakikate gore yorumlayabilecegi seylerden farki yoktur. Bu kelimelerin sinirlarinin cizilmesi bu kelimelerle benim dusunmem bu kelimelerle benim hakikatimi haykirmam benim hakikatimin haykirisimdaki bu sekillenis bu evrende haykirmam acisindan onemli degildir cunku hakikatim bu evrende sacma olsa da bu evrende benim hakikatimi haykirmam bu evreni ilgilendirir ama evren disini ilgilendirmez. Lakin bu haykirmanin icinde bulunmadigim durumda sekillenmesi evrenin disini evren olduktan sonra ilgilendirecektir. Tanri askinsa bu tanriya ulasmak icin bu bilinmezligin icinde dalgalanan parcalarin onlardan ayri olan seyi degerlendirmesi parcadan butune gitme degil parcadan butune butunden butunun anlamsiz oldugu bir noktaya gitmektir ki bu da bilinmezligin icinden butune ulasip da bu bilinmezligin anlamliliginin sinirlarini kavrayip da anlamin aranmadigi noktaya gitmeye calismaktir. Bilen tartismaz. Bilen bilmeyenin karsisina cikmaz. Bilen tanim yapmaz. Bileni bilmeyen anlamaz bilen bilmeyene anlatmaz. Bilgi anlatilmaz bilgi sadece bilinir.
kafan güzelmiş karşim, güle güle kullan.